Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi’nde neler oluyor? Tüzüğe aykırı şekilde alınan ihraç kararları, açıklanamayan yüksek bağışlar, taciz iddiaları ADD’yi zora sokacak… İddialar hakkında İçişleri Bakanlığı’nın da denetleme başlattığı ADD’deki skandallara ADD Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt ne cevap verecek?

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ'NDE NELER OLUYOR?

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi geçtiğimiz haziran ayında yapılan seçimli olağan genel kurul ile başkanını seçmiş ve Hüsnü Bozkurt başkanlığındaki ikinci dönem başlamıştı. Karşı listeden aday olan 3 muhalif ismin de yer aldığı Hüsnü Bozkurt yönetimi, aradan geçen 4 ay gibi kısa bir süre içerinde haksız uygulamalarla gündeme gelmeye başladı. 

Anahtar Parti’de ilçe başkanı belirlendi Anahtar Parti’de ilçe başkanı belirlendi

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ SEBEBİ ŞAŞIRTTI!

ADD Samsun Şube Başkanı, eski Genel Yönetim kurulu Üyesi Birol Yelekin, “Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, tacizcilere karşı mücadelemiz 1989 ruhuyla devam edecektir!” sözleri nedeniyle Atatürkçü Düşünce Derneği üyeliğinden ihraç edildi.

ADD TÜZÜĞÜNE AYKIRI İŞLEM Mİ YAPILDI?

Atatürkçü Düşünce Derneği'nde kendisine muhalif olan üyelere suç isnat ederek, kesin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk eden ve tüzük maddelerini uygulamadan kararlar aldığı öne sürülen yönetimin, muhalif isimleri bir bir dernek üyeliğinden çıkarmaya başladığı iddia edildi.

ADD’de yaşanan bu olaylar, derneğin kuruluş amaçlarına aykırı hareket etmek olarak yorumlanırken, tüzüğe aykırı şekilde savunma hakkı tanınmadan Birol Yelekin’e verilen ihraç kararı ülkenin her yanındaki şubeden seslerin yükselmesine neden oldu.

ADD SAMSUN ŞUBE BAŞKANI YELEKİN: “BEN YAPTIM OLDU MANTIĞIYLA İHRAÇ EDİLMEYİ AKLIM ALMIYOR”

Haziran ayındaki genel kurulda ADD Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt’un karşısındaki listeden aday olan Birol Yelekin, dernekten ihracına neden olan olayı “Seçimden bir ya da iki gün önce Sosyal medya hesaplarımda “Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe ve tacizcilere karşı mücadelemiz 1989 ruhuyla devam edecektir” yazan bir görsel paylaştım. Sizlere soruyorum, bu sözde birisine işaret var mı? Ya da hepimiz bunlarla mücadele etmiyor muyuz? Neden bu sözlerin kendinize söylendiğini düşündünüz? Bu sözler gerekçe gösterilerek ihraç edilmeyi üstüne üstlük tüzükte açık bir şekilde belirtmesine rağmen yazılı savunmam dahi istenmeden ‘ben yaptım oldu’ mantığıyla ihraç edilmeyi aklım almıyor” şeklinde sözleriyle anlattı.

BİROL YELEKİN, DİSİPLİNE VERİLDİĞİNİ BİLMİYORDU… KARARI ÜÇÜNCÜ ŞAHISLARDAN ÖĞRENDİ

Disipline verildiğini bilmediğini hatta üyelikten ihraç kararını da şahsına yapılmış bir tebligatla değil üçüncü şahıslardan duyduğunu ifade eden Yelekin, ihraç kararına rağmen görevinin başında kalacağını duyurarak şu ifadeleri kullandı:

“Yıllarımızı verdiğimiz, kuruluş amacı belli olan, üyesi ve yönetim kademelerinde bulunmaktan onur duyduğum derneğimizde, bu tür hak hukuk tanımadan yapılan uygulamaları kabul etmek mümkün değildir. Çok üzüldüğüm bir husus da, disipline veriliş ve disiplin cezası sürecini ve neticesini, üçüncü şahıslardan öğrenmemizdir. Bu da anlaşılır gibi değildir.

Yüksek Disiplin Kurulunun kararında; ‘savunmasını vermemiştir’ şeklinde bir ibareye yer verilmiş ise de, tarafımdan herhangi bir savunma istenmemiş, tarafıma herhangi bir yazı ya da bildirim gönderilmemiştir. Ne tarafıma ve ne de Samsun şubesine disiplin kuruluna sevk edilmem ile ilgili herhangi bir mail, tebligat, posta veya yazılı bir bildirim gelmemiştir.

Maalesef tarafıma ulaşan bir yazı olmadığı için savunma hakkımdan yoksun bırakılarak, haksız ve hukuksuz bir şekilde Yüksek Disiplin Kurulunca hakkımda karar verilmiştir. Bu seçilmiş birinin hakkını hukuksuz bir şekilde gasp etmenin yanında, bizi seçen üyelerimizin iradelerini de yok saymaktır.

Dernek tüzüğünde tartışmaya mahal vermeyecek şekilde “yazılı bir şekilde savunma alınması” hususu açıkça belirtilmiş olmasına karşın böyle bir hukuksuzluğun nasıl yapılabildiği anlaşılır gibi değildir. Bu haksızlığı kabul etmediğimi bildirerek görevimin başında olduğumu siz basın mensupları ve dostlarım aracılığıyla duyuruyorum”.

ADD'DE BİROL YELEKİN’E DESTEK YAĞIYOR

Samsun Onur Anıtı önünde toplanan yüzlerce kişi yapılan açıklama ile Birol Yelekin’e destek verirken, ADD Genel Merkezince alınan ihraç kararına karşı sosyal medyadan da destek mesajları geldi. Genel Merkez’in savunma hakkı dahi tanımadan böyle bir karara imza atmasının ADD tüzüğüne aykırı olduğunu savunan sosyal medya kullanıcısı dernek üyeleri, Genel Merkez’e “yanlışından geri dön” çağrısı yaptı.

VAHİM İDDİALARA İÇİŞLERİ BAKANLIĞI EL KOYDU… ADD DENETLEMEYE GİRDİ

Geçtiğimiz yıl taciz iddialarıyla gündeme gelen Atatürkçü Düşünce Derneği, henüz o krizi atlatamamışken, şimdi de İzmir'de bulunan ADD’ye ait Gazi Ayşe Altıntaş Kız Yurdu'nun rayiç bedelinin çok altında bir fiyatla kiraya verilmesi, elden çanta içinde yüklü miktarda bağış adı altında para alınması gibi iddialar ile gündeme geldi. İddiaların araştırılması için İçişleri Bakanlığı’nın olaya el koyduğu ve ADD’nin denetlemeye alındığı öğrenilirken, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi’nde şimdi gözler Genel Başkan Hüsnü Bozkurt’un vereceği cevaplara ve İçişleri Bakanlığı’ndan çıkacak denetleme raporlarına çevrildi.


ADD'DEN İHRAÇ EDİLEN YELEKİN'İN ADD GENEL MERKEZİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMASI

Atatürkçü Düşünce Derneği'nden hukusuz bir şekilde görevden alınmak istendiğini öne süren ADD Samsun Şube Başkanı Birol Yelekin, bir açıklama ile tüm yaşananları açığa kavuşturdu. 

Atatürkçü Düşünce Derneği'nde hakkında ihraç kararı verilen Samsun Şube Başkanı Birol Yelekin’in açıklamasının tam metni ise şöyle:

“Atatürk’ün Düşüncelerini, Türkiye Cumhuriyetini çağdaş sosyal hukuk devleti niteliğiyle, sonsuza değin bağımsız yaşatma istencini ve bu yolla, Türkiye aydınlanmasını güçlendirmek için çalışmalar yapmak amacıyla 1989 yılında kurulan Atatürkçü Düşünce Derneğinin 2007 yılından beri üyesiyim. Üç dönem Samsun şube başkanlığı ve dört dönem Genel Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. Bu zaman zarfında üstlendiğim bütün görevleri tüzüğümüz ve amaçlarımıza uygun olarak en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Başardığımı da üyelerin geri dönüşlerinden anlıyorum.

Bugün burada, sizlerin karşısında, tarafıma yapılan Haksız, Hukuksuz bir şekilde ve savunduğumuz değerleri hiçe sayarak tarafımın görevden alınmaya çalışılmasını anlatmak için çıktığımdan dolayı üzgün olduğumu belirtmek isterim. Yakın çalışma arkadaşlarım da iyi bilirler ki, haksızlıklarla, hukuksuzluklarla her zaman mücadele ettim, yanlışa dur demeye çalıştım doğrunun yanında oldum. Bu duruşumu da her platformda gösterdim. Atatürkçü Düşünce Derneği 16. Dönem Yönetim kurulunda görev yaptığım sürece de yapılan güzel çalışmalara imza attım, yanlış kararların da dimdik karşısında oldum. Hatta bazı yanlış alınan kararlara, tüzüğe aykırı davranışlara şerh koydum. Kurul üyelerine yakışmayacak davranışlarını gündeme getirdim. Bunlar derneğimiz yönetim erkini rahatsız etti.

Yine Genel Yönetim Kurulu üyesi olduğum zaman, Samsun Şubemizin o dönemdeki yönetim kurulu üyelerinin Genel Başkanla konuşarak çözemedikleri bir olayı şubemizin isteği üzerine Genel Yönetim Kuruluna taşıdım. Aralarında bulunduğum dokuz GYK üyesi, olaylarda adı geçenin disipline sevk edilmesini istedi. Ancak talebimiz kabul edilmedi. Tüzüğümüze uygun şekilde bir hafta sonra, sadece bu konunun görüşülmesini teminen, yazılı talepte bulunulmuş ise de, Tüzüğümüze aykırı şekilde talebimizin Genel Başkan tarafından reddedildi. Bunun üzerine GYK içerisindeki bölge sorumluluğu ve diğer görevlerimizden istifa ederek tepkimizi dile getirdik.

Arkadaşlarımla birlikte Samsun Şube genel kuruluna hazırlanırken, genel merkez yöneticilerinden biri tarafından benim için kazansa bile görevden alacağız denilerek sanki bugünkü durum için bahane arandığı da aşikardır. Ekip olarak Samsun şube yönetimine seçildiğimizden beri uyumlu bir şekilde çalışıyoruz. Hiç gerek yokken Genel Merkez tarafından şubemize bir üyelik hakkında denetçi gönderilmiş ve genel merkezden istenmesine rağmen bir türlü raporun sonucu tarafımıza gönderilmemiştir.

Üye toplantıları, bölge toplantıları, genel kurullar her şeyin açık açık konuşulduğu, tartışıldığı yerlerdir. Maalesef genel merkez yöneticilerinin üç yıldır Samsun 19 Mayıs etkinliklerine katılmadıkları, gençlik kampına katkı sunmadıkları, derneğimize yapılan bağışı engelledikleri, hukuksuz ve tüzük tanımaz tavırları, şikayetleri ve talepleri dinlemedikleri hususları açık bir dille anlatılmıştır.

Haziran ayı başında Genel Merkez seçimleri yapılmış, seçimde de iki liste karşılıklı yarışmıştır. Şu an genel başkan olan Sayın Hüsnü Bozkurt’un listesi ile yarışan, karşı listede seçime katıldım. Sanırım seçimden bir yada iki gün önce Sosyal medya hesaplarımda “Haksızlığa, Hukuksuzluğa, Adaletsizliğe ve Tacizcilere karşı mücadelemiz 1989 ruhuyla devam edecektir” yazan bir görsel paylaştım. Sizlere soruyorum, bu sözde birisine işaret var mı? Ya da hepimiz bunlarla mücadele etmiyor muyuz? Neden bu sözlerin kendinize söylendiğini düşündünüz? Bu sözler gerekçe gösterilerek ihraç edilmeyi üstüne üstlük tüzükte açık bir şekilde belirtmesine rağmen yazılı savunmam dahi istenmeden “ben yaptım oldu” mantığıyla ihraç edilmeyi aklım almıyor.

Sizler de tanık olmuşsunuzdur, bu sözleri zaman zaman basın açıklamalarımın sonunda da söylüyorum. Yine kürsüden tabi ki seçim konuşması olarak, gördüğüm yanlışları dile getirdim. Az öncede söylediğim gibi genel kurullar her şeyin açık açık konuşulduğu yerlerdir. Yoksa delegasyonu nasıl nerede bilgilendireceğiz. Yıllarımızı verdiğimiz, kuruluş amacı belli olan, üyesi ve yönetim kademelerinde bulunmaktan onur duyduğum derneğimizde, bu tür hak hukuk tanımadan yapılan uygulamaları kabul etmek mümkün değildir. Çok üzüldüğüm bir husus da, disipline veriliş ve disiplin cezası sürecini ve neticesini, üçüncü şahıslardan öğrenmemizdir. Bu da anlaşılır gibi değildir.

Yüksek Disiplin Kurulunun kararında; ‘savunmasını vermemiştir’ şeklinde bir ibareye yer verilmiş ise de, tarafımdan herhangi bir savunma istenmemiş, tarafıma herhangi bir yazı ya da bildirim gönderilmemiştir. Ne tarafıma ve ne de Samsun şubesine disiplin kuruluna sevk edilmem ile ilgili herhangi bir mail, tebligat, posta veya yazılı bir bildirim gelmemiştir. Gerçekten Şaka gibi. Maalesef tarafıma ulaşan bir yazı olmadığı için savunma hakkımdan yoksun bırakılarak, haksız ve hukuksuz bir şekilde Yüksek Disiplin Kurulunca hakkımda karar verilmiştir. Bu seçilmiş birinin hakkını hukuksuz bir şekilde gasp etmenin yanında, bizi seçen üyelerimizin iradelerini de yok saymaktır.

Dernek tüzüğünde tartışmaya mahal vermeyecek şekilde “yazılı bir şekilde savunma alınması” hususu açıkça belirtilmiş olmasına karşın böyle bir hukuksuzluğun nasıl yapılabildiği anlaşılır gibi değildir. Bu haksızlığı kabul etmediğimi bildirerek görevimin başında olduğumu siz basın mensupları ve dostlarım aracılığıyla duyuruyorum. Saygılarımla.” 

Muhabir: Manisa Kulis Haber