Taşlıca köyü, çeşitli efsanelere konu olan bir yerdir. Bu efsanelerden biri olan Gelin Kayası efsanesi, asırlardır köy halkı arasında anlatılıyor. Köyde bulunan Gelin Kayası, adını bu dikkat çekici hikayeden alıyor.
Kayanın şekli, uzaktan bakıldığında bir at üzerindeki bir gelini andırıyor. Rivayete göre, çok eski zamanlarda bir gelin alayı köy içinde ilerlerken, bu sırada ibadet halinde olan Oruç Gazi davul ve zurna sesinden rahatsız oluyor. Uyarılara rağmen düğün alayı, daha sık davul çalarak yoluna devam ediyor. Bu esnada orada bulunan herkes taşa dönüşüyor. Köydeki bu efsane nedeniyle asırlardır düğünlerde davul çalınmıyor.
“ORUÇ GAZİ BİZİM ÇOK İLGİ VE SAYGI DUYDUĞUMUZ BÜYÜK BİR ZATTIR”
Taşlıca köyü sakinlerinden Ali İhsan Gökmen, “Oruç Gazi, bu bölgelerde dini konuları işlemiştir. O dönemki evliyalarımızın bir kolu olan Oruç Gazi, bizim köyümüze Allah'ın takdiriyle nasip olmuş. Burada tekkesini kurmuştur ve yine burada talebeler yetiştirmiştir. Ondan dolayı bizim çok ilgi ve saygı duyduğumuz, bayramlarda, özel günlerde gelip ziyaret ettiğimiz, dua ettiğimiz büyük bir zattır” dedi.
UZUN YILLARDIR DAVUL ÇALINMIYOR
Köyde uzun yıllardır davul çalınmadığını belirten Taşlıca Köyü Muhtarı Birol Özdemir şu açıklamayı yaptı: “Efsane olarak tüm Türkiye'de biliniyor bu. Fakat bizim bildiğimiz şu şekilde; burada yaşamış Oruç Gazi adında biri var, bir de annesi Kırmızı Ebe var. Oruç Gazimiz ibadet halindeyken buradan gelin alayı geçiyor. Gelin alayı geçerken Oruç Gazi yaptığı ibadeti huşu içerisinde yapamıyor ve çok rahatsız oluyor. Bu arada da gelin alayı bu eğlencenin dozajını arttırıyor. Bunun üzerine Allah vasıtasıyla bu insanlar üç defa uyarılıyor. Gelin alayı da yine bu uyarılara uymuyor, ardından gelin alayının burada taş olduğuna inanılıyor.”
Özdemir, Gelin Kayası efsanesi anlatılırken yanlış anlaşılan noktalar olduğunu belirtti.
Özdemir, “Oruç Gazi'nin gelin alayını uyardığını ve daha sonra da bu uyarıların ardından eğlenceye devam edilmesi üzerine ‘Allah sizi taş etsin' gibi bir beddua ettiği söyleniyor. Bu yanlış, çünkü ermiş insanlar beddua etmezler. Burada rahatsız olunduğu için Allah tarafından gelin alayına ikaz geliyor. Oruç Gazi'nin bedduası yoktur” dedi.
DÜĞÜNLERDE ASLA DAVUL ÇALINMAZ
Bu efsanenin Taşlıca köyünün bir kültürü haline geldiğini ifade eden Özdemir, sözlerine şöyle devam etti:
“Biz burada davul çalmıyoruz. Mesela ben aracımla gelirken köyün girişine geldiğim zaman aracımın teybini kapatırım. Oruç Gazi'nin türbesine giderken veya Kırmızı Ebe türbesine giderken müzik sesini kısarız ve burada davul asla çalınmaz. Düğünlerde asla davul çalınmaz, eski Türk geleneğinden gelen sinsin oyunu oynanır, türlü eğlenceler yapılır düğün sahipleri arasında ama kesinlikle davul çalınmaz. Geçmişte de ‘Bu köyde davul nasıl çalınmaz, ben davul çalacağım' diyenlerin başına rivayete göre farklı musibetler gelmiş. Biz bunu yüzyıllardır, yaklaşık olarak 1200'lü yıllardan 2024'e kadar davul çalmama geleneğimizi devam ettiriyoruz.”
"İNANMAYIP DAVUL ÇALANLAR FELÇ OLDU"
Hikmet Gökmen ise, geçmişte köyde davul çalmaya çalışanların başlarına türlü musibetlerin geldiğini söyledi.
Gökmen, “Davul zurna çalan bir komşumuz vardı. Davul ekibiyle bizim köyden geçerken bizim köyde davuluna vuruyor. ‘Siz burada çok abartıyorsunuz böyle bir şey olmaz' diyerek davul çaldığını biliyoruz. Davulu çalıp ardından kendi köyüne gittiğinde adam rahatsız olup felç oldu ve o sürede hiç kalkmadan vefat ettiğini biliyoruz. Bizim yaşadığımız bir olay bu. Ben 1950 doğumluyum ve 10 ile 12 yaşlarımdayken bu mevzu meydana geldi. Sadece o adam çalmış, o da rahatsız olmuş, felç kalmış ve vefat ettiğini biliyoruz. Bu duyum değil, bizim yaşlarımızdakilerin yaşadığı bir şey” dedi.