Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından yapılan açıklamada, 28 Ocak'tan bu yana bölgede büyüklüğü 4,8 olan 400'ün üzerinde sarsıntı yaşandığı bildirildi. Sonrasında ise 4,9'a ulaşan 100'ün üzerinde deprem daha kaydedildi.
“Yaşanan Depremleri Göz Ardı Edemeyiz”
"Deprem Fırtınası" Endişesi Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Koray Çetin Önalan, yaşanan sarsıntıların bölgedeki fay hatlarıyla bağlantılı olduğunu vurgulayarak, "Bu depremleri 'deprem fırtınası' olarak nitelendiriyoruz. Sığ derinliklerde gerçekleşen, 1-5 kilometre aralığında odaklanan bu depremler zaman zaman 5 büyüklüğüne ulaşabiliyor" dedi.
Önalan, bu sarsıntıların magmanın ısıttığı hidrotermal suların kayalarda oluşturduğu basınçtan kaynaklanabileceğini belirterek, "Şu anki durum depremlerin sönümlenerek duracağını gösteriyor ancak büyük bir depreme evrilmesi ihtimalini de göz ardı edemeyiz" ifadelerini kullandı.
Tsunami Riski ve Olası tehlikeler depremlerin Türkiye kıyılarına etkisi konusunda da uyarılarda bulunan Önalan, "Sarsıntılar 6 büyüklüğünün üzerine çıkarsa Ege kıyılarımız için ciddi bir tehdit olabilir. Bu durum, özellikle kıyı bölgelerinde tsunami riskini artırır. Özellikle alüvyon zeminlerde ve dere yataklarındaki yapılaşmalar tehlike altında olabilir" dedi.
"Nüfus Yoğunluğu Afet Riskini Artırıyor"
Türkiye'nin afet yönetimi planlarını da eleştiren Önalan, "Yapılaşma politikalarımızla riski artırıyoruz. Özellikle İzmir gibi büyük şehirlerde nüfus yoğunluğunu azaltmak, uzun vadede afet risklerini azaltmak için kritik öneme sahip" diye konuştu.