Eğitim ve Bilim İş Görenleri Sendikası (Eğitim İş) Manisa 1 Nolu Şubesi, yeni yönetimini oluşturdu. Başkan Zeki Dirlikli öncülüğünde oluşturulan yeni yönetim, Manisa’da görev yapan basın mensupları ile Manisa Öğretmenevi’nde bir araya geldi.

Basın toplantısında açıklamalarda bulunan Eğitim İş Manisa 1 Nolu Şube Başkanı Zeki Dirlikli, yaptıkları çalışmalar sonrasında Manisa’da en fazla üyesi olan 2’nci sendika konumuna geldiklerini ve yetkili sendika olmak için var güçleriyle çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.

Vali Özkan'a Sarıgöl brifingi Vali Özkan'a Sarıgöl brifingi

Manisa’da eğitimin sorunlarla devam ettiğini kaydeden Dirlikli, bunların başında da okullardaki hijyen sorununun geldiğini vurguladı. Milli Eğitim Bakanlığı’na konuya ilişkin eleştiriler yönelten Dirlikli, okullarda temizlikten sorumlu personel, güvenlik görevlisi bulunmadığını dile getirdi. Okullara temizlik görevlisi olarak haftanın 3 günü, günlük 564 TL yevmiye ile personel istihdamı sağlandığına dikkat çeken Dirlikli, “Bakanlığın bulduğu bu çözüm maalesef çözüm değil. Koronavirüs gibi bir pandemiden çıktık. Okullarda hijyenin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gerek yok. bu sorun haftada 3 gün çalışmaya çözülecek bir sorun değil. Kaldı ki haftada 3 gün gelen vatandaşa da sigorta bile yapılmıyor. Bakanlık resmen sigortasız işçi çalıştırıyor. Gördüğümüz odur ki tasarruf tedbirleri en sıkı şekilde sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nda uygulanıyor. Eğitimde tasarruf olmaz. Okullarımızın hiçbirinde güvenlik görevlisi yok. Yöneticiler okul aile birlikleri aracılığıyla şirketlerle anlaşıp okula güvenlik görevlisi almak durumunda kalıyor. Güvenlik görevlisinin ücreti de yine velilerin cebinden çıkıyor. Söze geldiği zaman parasız eğitimden bahsediliyor ancak hiç de öyle değil. Üstüne üstlük her durumda öğretmen ile veli karşı karşıya geliyor.” ifadelerini kullandı.

Eğitimde vakıfların ve cemaatlerin söz sahibi yapılmak istendiğini savunan Dirlikli, şu ifadeleri kullandı: “Özellikle eğitim üzerinde olan konuları hükümetin daha dikkatli ele alması, Sayın Bakan'ın da bu işlere biraz daha bakanlığa daha fazla önem verilmesini sağlaması lazım. Çünkü Sayın Tekin bakanlık koltuğunu milli eğitimi daha iyi bir yere getirmek için dolduruyor. Öyle olması gerekiyor. Biz okullarda eğitimi, Milli Eğitim'in atanmış öğretmenleriyle yürütüyoruz. Yani öyle olması gerekiyor. Pedagojik eğitimi olan, fakülte çıkışlı, milli eğitimin kadrolu öğretmenleri üzerinden yapılacak eğitim. Ancak vakıflarla, derneklerle protokoller yapılıyor. Peki bu protokoller nedir? Ne yapmak isteniliyor? Hangi amaç hangi proje uygulanmak istiyor? Türkiye'den eğitim sendikamızdan farklı şubelerinden aldığımız bilgiler var. Çocukları mezarlıklarda cenaze defin merasimlerinde görüyoruz. Cenaze nasıl defnedilir? Ya da temsili işler yapılıyor. Soruyoruz nedir bunlar? Nereden çıktı? Bu bir takım vakıfların, birtakım derneklerin, Milli Eğitim'de yaptığı protokoller üzerinden eğitime tabiri caizse ayar verilmeye çalışılıyor. Okullarda din kültür ve ahlak bilgisi dersi var. Ve bunun öğretmenleri var. Diyanetten daha farklı personele ihtiyacımız yok. Biz ne mezunu olduğunu bilmediğimiz pedagojik olarak ne olduğu hakkında fikrimiz olmayan birtakım insanlar okulları içerisinden geçiyor. Çocuklar alınıp giderek projelere dahil ediliyor. Bunlar eğitime katkıdan çok zarar veriyor.”

Muhabir: Didem ALTINAY