Belediye başkanlığında yeni
trend! tarım ülkesi olan Türkiye’mizde tarımın istendiği gibi gitmediği, dışa bağımlı hal aldığımızdan sıkıntı duyan duyarlı vatandaşlar, halk, tarımın adam dikilse çıkacak topraklarının boş kalması, olmadık hesapsız, programsız, tarımla yazık edildiği uygulamalar
karşısında belediye başkanları tarım bakanı gibi davranmaya başladı.
Tunceli’nin Yeni Belediye
Başkanı uzun zamandır duyulmayan artık eskimeye yüz tutmuş bir yönetim şeklini özlem duyanlar dillerine pelesenk ettiler haberi yapan muhabirler, röportaj yapan spikerler, televizyon sunucuları Komünist Başkan terimini kullanmaya başladılar. O da, şaşula ile
doldurulan iki kefeli bakkal terazisi ile tartılan keten torbalara konulan kuru bakliyatlar ile Ovacık İlçesinde yurttaşlarına destek vermiş olabilir. Ama Tunceli ve diğer şehirler bu anlayış ile yönetilmez. Kentlerin tarımdan daha önde öncelikleri var.
Seçim çalışmaları devam
ederken çok belediye başkan adayı tarım bakanı seçilecekmiş gibi propagandalar yaptılar.
Belediyeciliğin önceliği
kırsal kalkınma için kooperatif kurmak değil. Belediyecilik: Eğitim, planlama, kişi başına düşen sosyal yaşam alanları, yeşil alanlar, mekanlar, kültürel yapılandırma, ekonomi, ulaşımından turizmine müzesinden kütüphanesine şehrin karakteristiğinin korunmasına
kadar vatandaşların mutlu, huzurlu, emniyetli bir şekilde yaşamlarını idame ettirmektir.
Bir başka konu; geçenlerde
böyle bir köşede Büyükşehrin hesapsız fidan dağıttığı, olmadık yerlere sera desteği verdiği, göletten ceviz kiraz badem gibi ağaçların damlama suyla sulandığından, kargıdan tüfek keçininkinden saçma gibi bahisle bu mu planlı tarım diyerek dereden tepeden köyden
kente gelmiş. Yeni gelen otobüslerle trafiğin arapsaçına döndüğünü insanların bilhassa esnafın çok öfkeli olduğunu, tansiyonlarını ölçerek tespit etmiş.
Birkaç sene önce Manisa
Büyükşehir Belediyesi, Hünnap fidanı dağıtırken bir vesile ile ben de fidan dağıtımında bulunmuştum. O günlerde gazetelerde yapılan haberlerde:.
“.....Demirci
İlçesi Söğütcük Mahallesi’nde ’Hünnap
Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi Projesi’
kapsamında fidan dağıttı. Söğütcük Mahallesi meydanında gerçekleştirilen törene Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanı Hayri Okkalı, Demirci Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkilileri, Belediye Meclis Üyeleri, Büyükşehir Belediyesi
Demirci Koordinatörü Kazım Aysan ve Söğütcük Mahallesi sakinleri katıldı. Diye yazıyordu.
Yani fidanlar gelişi güzel dağıtılmıyor, 600 m yükseklikte
de yapılabilen seralar layüsel desteklenmiyordu. Büyükşehir Belediye Temsilcisi (ziraat mühendisi) Ziraat odası, Tarım İl Müdürlüğü, Büyükşehir Koordinatörü, Muhtar ve bölgenin meclis üyeleri ile birlikte programlanıyor.
Tansiyonu yüksek öfkeli esnaflara gelince, Cengiz Başkanımız,
yeni, modern ve çevreye duyarlı elektrikli toplu ulaşım araçlarını seçimlerden önce trafiğe çıkardı ve ulaşım master planını uygulamaya başladı. Bilhassa esnaftan “Oy kaybedersiniz” diyenlere karşılık, seçimler neticesini gösterdi. Halkın esnafın tansiyonu
ölçüldü sıkıntı olmadığı görüldü.
Elbette yüzde yüzü memnun olacak diye bir değerlendirme
olamaz.
“Boyalı yola bizim nakliye aracı park edemiyor karşıda
duruyor karşıdan karşıya taşıması çok zor” diyen Manş Denizi’ni geçemeyen esnaflar var.
“Ben evime taşınacağım” deyip Çin Seddi’ni aşılmaz
gören taşımacılara karşılık elektrikli kıvraklar bir bel bükmeyle seddi de aşıyor. Allah nazardan saklasın. O kadar güzeller ki kırmızı siyah tenlerinin yanında iki koyu yeşil gözü de olsa berberi kadınları gibi alımlı olacaklar.
Geçen sabah Merkez Efendi Hastanesi’ne gitmek için
kırmızı aracı hani şu karbon salınımsız %100 çevreci olanlardan, bilhassa bekledim. Tabii ben Manş’ı geçemeyenler gibi tansiyonumu yükseltmedim ama THY ile uçtum desem yalan olmaz.
Artık devir değişti zaman teknoloji ve sosyal medya
zamanı kimse gözü kapalı ezbere konuşmuyor. Yapılan yatırımlar da kentin gelişimi, yaşam kalitesi açısından değerlendirilerek yapılıyor, bazılarını memnun etmek için yapılmıyor.
Ekonomisi düzgün ülkelerde artık yol, altyapı, park
bahçe, ulaşım konuşulmuyor. Emeklilerin yaşam kaliteleri, çocukların bilim seviyelerinin arttırılması, kendi kendine yetebilecek şehirler, insanlarının yaşamlarının kalitesinde etkin rol oynayan; çevre, karbon salınımı, enerji üretimi, sosyal ve kültürel yaşantıya
ayrılan zaman, kentlerin kimliklerinin gelecek kuşaklara aktarılması için yapılması gerekenler, kentlilik bilinci, tamamen insan hayatına yönelik kalite standartları ve sürdürülebilir olması konuşuluyor, planlanıyor uygulamalar yapılıyor.
İçme suyu, kanalizasyonu olmayan gecekondu ile adına
tarım arazisi dediğimiz topraklar talan edilmiş, tozun toprağın içinde yokluk içerisinde yaşayan insanlar. Artık bunlara bir son verelim, bu kentte herkesin eşit şartlarda, imkanlarda yaşamalarını sağlayalım. Şu 30 yılda yapılamayan imar planı, şimdi yani
30 yıl sonunda “Yaşam Planı” adını almalı. Avrupa’da imar planları yapılmıyor artık, insanlar nasıl daha rahat huzurlu emniyetli kaliteli yaşar diye planlar yapılıyor.
Manisa’da yaşayan herkes için plan yapılacak. Kadın
erkek, engelli engelsiz, çoluk çocuk, genç, yaşlı, esnaf, işçi memur, çiftçi sanayici. Tabii bisikletli içinde.
Yaşam standartları yüksek, Manisa’nın geleceğini programlayan
bir plan yapılacak bu planlamanın adı “MANİSA’NIN YAŞAM PLANI” olacak.