Foça Tarih ve Doğa Talanına Hayır Platformu'nun çağrısıyla sahillerde bir araya gelen grup üyeleri, kıyılara ve denizlere erişimini engelleyen işletmelere karşı "kıyılar, sahiller halkındır", "kıyı ve sahiller özel mülk değil herkesin yaşam alanıdır", "yasaları uygulayın, kıyı ve sahil işgallerine son verin" dövizler taşıdı.
Grup adına açıklama yapan Ramis Sağlam, halkın kıyılara ve denizlere erişimini engelleyenlere karşı, kamusal alana olan kıyılara sahip çıkmak için bir araya geldiklerini söyledi.
Kıyıları ticarileştiren ve kaçak yapılaşmaya izin verenlere karşı kıyı ekosistemini korumak istediklerini belirten Sağlam, "Kıyılar özel mülk değil, herkesin yaşam alanıdır. Kıyı ve plajların insanlara kapatılması, halkın kıyılara eşit ve özgürce erişimin önüne engeller konulması kabul edilemez." diye konuştu.
Bağlantılı içerik:
İzmir’in Foça İlçesi Manisa’ya Bağlıydı
Foça'nın tarihine baktığımızda, Osmanlı Devleti'nin genişlemesi sürecinde önemli bir liman kenti olarak öne çıktığını görüyoruz. 15. yüzyılda, Kaptan-ı Derya Yunus Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması, 1455 yılında Yeni Foça ve Foça'yı Osmanlı topraklarına kattı. Bu dönemde, Foça Fatih Sultan Mehmet'in hükümdarlığı altında Manisa eyaletine dahil edildi.
1867 yılında, Foça ve bucağı Yeni Foça birleştirilerek yine Manisa Eyaletine bağlandı. Ancak, 15 Mayıs 1919'dan 11 Eylül 1922'ye kadar Yunan işgali altında kaldıktan sonra, Türk egemenliğine geri dönen Foça, günümüzde İzmir ilinin bir ilçesi olarak varlığını sürdürmektedir.