Yavaş şehir nedir? İtalyanca Citta Slow (Cittaslow) terimiyle ortaya çıkan yavaş şehir kavramı Türkiye ve dünyadan başka ülkelere de yayılmış durumda. Peki Ege'deki yavaş şehirler neler? İşte sakin şehir Ege listesi
İŞTE EGE'NİN EN SAKİN ŞEHİRLERİ
Seferihisar
İZMİR
İzmir’in güneyinde yer alan Seferihisar’ın Etrüsklüler veya İyonyalılar tarafından kurulduğuna dair iki teori var. Aka, Karya, İyon, Pers, Bizans, Selçuk ve Osmanlı medeniyetlerinin izleri özellikle Teos ve Lebedos Antik Kentlerinde, Myonnesos Adası’nda, medrese ve hamamlarda görülebiliyor. Mandalina bahçeleri, zeytinlikleri, bağları, enginar tarlaları ve verimli topraklarıyla Seferihisar’da ana geçim kaynağı tarım. 49 kilometrelik sahil şeridi, Sığacık kalesi ve Ürkmez bölgesinde ise turizm etkili.
Seferihisar 2009 yılında küreselleşmenin kentleri aynılaştırmasına karşı çıkan Cittaslow hareketine katılıyor. 28 ülkede 182 üyesi olan bu birliğe üye olan kentler belirlenen kriterler çerçevesinde projeler geliştirmek ve uygulamak zorunda. Seferihisar küreselleşmenin kentleri aynılaştırmasına ve özelliklerini yok etmesine karşı çıkan birliğin belirlediği kriterlerleri yerine getirerek Türkiye’nin ilk Cittaslow’u oluyor.
Belediyenin “yavaş felsefesini” benimsemesi ve gerçekleştirdiği projeler Seferihisar’ı bu alanda örnek bir belediye haline getiriyor.
Peyzajda yöresel aromatik bitkilerin kullanılması, güneş enerjili sokak aydınlatma elemanları, karbon salınımının hesaplanması, kompost tesisi ve güneş enerji santrali yapımı gibi projeler Seferihisar’ın vizyoner projeleri arasında yer alıyor. Yerel yemeklerin keşfediliyor, yerli tohumların korunuyor, organik tarım destekleniyor, üreticinin ürünlerini aracısız satabileceği üretici pazarları kuruluyor. Teos antik kentinde kazılar tekrar başlatılıyor, Sığacık kalesi sokak sağlıklaştırma çalışmasıyla eski güzelliğine kavuşuyor. Seferihisar’ın yerel özelliklerine sahip çıkması insanların bu konudaki farkındalığını arttırıyor ve tabandan tavana yayılan sürdürülebilir bir hareket haline geliyor. Seferihisar’daki değişim ulusal ve uluslararası platformlarda, medyada büyük ilgi uyandırıyor.
Köyceğiz
MUĞLA
Muğla’ ya bağlı Köyceğiz adını aldığı göl kenarına kurulu, zengin doğal güzellikler ve narenciye bahçeleri içinde, sakin ve huzurlu bir beldedir.
Köyceğiz İlçesi, Akdeniz ve Ege Bölgeleri’nin birleştiği yerde, Muğla – Fethiye Karayolu’nun 60. km.’ sinde, zengin doğal güzellikleri, Sığla Ormanları ve narenciye bahçeleri içinde, sakin bir turistik beldedir.
Köyceğiz havzası; kuzey ve kuzeydoğusunda yüksek dağ sıraları, doğu, güney ve batısında ise orta yükseklikte dağlar ve tepelik alanlarla çevrelenmiştir. Köyceğiz gölü ile deniz arasındaki kesim ise dört adet küçük göl ve sayısız kanallar ile düz ve alçak bir görünümdedir. Kıyı 5950 m. uzunluğunda bir kum bandından oluşmaktadır. Bu bandın batı ucu Köyceğiz Gölü’nü denize bağlayan doğal kanalla, doğu ucu ise denize dik uzanan dağlar ile sıralanmıştır.
Akdeniz ve Ege Bölgeleri’nin birleştiği yerde, Marmaris ile Fethiye arasında, Sarıgerme, İztuzu, Kaunos, Dalyan gibi birçok yeryüzü cennetinin ortasında yer almaktadır.
Köyceğiz ilçesi; nüfusu 2019 yılı 36.926 olan, çevresi deniziyle, güzel kumsallarıyla, muhteşem gölü, doğal güzellikleri ve tarihi zenginliğiyle bir cennettir adeta. İlçede yerleşim binlerce yıl önce başlamış, ilk yerleşimin izleri M.Ö. 3400 yıllarına uzanmaktadır. Bu topraklarda İskitler, Asurlular, İyonlar, Persler, Romalılar, Menteşe oğulları ve Osmanlılar yaşamışlar.
Gölün Akdeniz’le birleştiği noktadaki Kaunos antik kenti, M.Ö 1000li yılların doğu Akdeniz ve Ege’nin kesişim noktasındaki en önemli liman kentlerinden biri olmuş. Bugünün Köyceğiz’i ise Osmanlılar döneminde gelişmiştir.
Köyceğiz’den 22 km. uzaklıkta Sandras Dağı eteklerinden yaklaşık 2000 metre rakımdan, 50 litre/sn.‘lik Türk Standartlarına göre şişe suyu olabilecek özellikte memba suyu ilçede musluklardan akmaktadır.
Foça
İZMİR
Üreten, Koruyan ve Yaşatan Şehir: Foça “Phokaia”
Foça adalarında yaşayan foklardan adını alan Phokaia, Aiollar tarafından MÖ 11. yüzyılda kuruldu. O zamanlarda en önemli İyonya’nın yerleşim yerlerinden biri olan Phokaia’de İyon yerleşimi MÖ 9. yüzyıl da başlamıştır. Tarihte usta denizci olarak bilinen Phokaialılar, ayrıca mühendislikteki gelişmişlikleri ve başarıları ile Ege, Akdeniz ve Karadeniz’e de birçok sayıda koloni kurmuşlardır. Foçalıların tarihte bilinen kurmuş olduğu önemli kolonilerden bazıları: Karadeniz’deki Amysos (şimdiki Samsun); Çanakkale Boğazı’ndaki Lampsakos (şimdiki Lapseki); Midilli Adası’nda Methymna (şimdiki Molyvoz); ve Avrupa’daki Elea -şimdiki Ve- lia- (İtalya); Alalia (Korsika); Massalia -şimdiki Marsilya- (Fransa) bunlar- dan bazılarıdır. Ayrıca Phokaialılar İyonya’da, doğal altın-gümüş karışımı kullanarak “elektron” sikkeyi tarihte ilk defa bastıranlardan biri olarak bilinmektedirler. Farklı tarihsel dönemlerden geçen Foça eski adıyla “Phokaia” kenti uğrak bir ticari liman olmuş, coğrafi işaretli yerel ürünlere sahip etkileşime girdiği birçok uygarlığa önderlik etmiştir.
Foça; Eski Foça idari merkez olmak üzere, Bağarası, Yeni Bağarası, Gerenköy, Ilıpınar, Koca Mehmetler, Kozbeyli, Yeni Foça, Yeniköy yerleşim yerlerinden oluşmaktadır. Yüzölçümü 227 km2, 2020 Mayıs ay sonu itibarıyla toplam nüfusu 33.000 civarıdır.
Yerel ekonominin bileşenlerinin tarım, hayvancılık ve balıkçılıktan oluşur. Bu kentte zeytincilik, arıcılık, endemik ot ve esans üretimi, küçük baş hayvan çiftlikleri, balıkçılık son zamanlarda teşvik edilen Foça Karası üzümü ve şarabı üretimi öne çıkarılmıştır. Aynı zamanda Slow Food kapsamında 2011 yılında hayata geçen Yeryüzü pazarı (Eath Market) yerel gastronomi kültürünü yaşatmak ve yerel üreticiyi desteklemek için yapılan önemli faaliyetlerden biri olmuştur. Foça Yerel Lezzetleri (Yoğurtlu Kupez, Bakla yemekleri, Kuzu etli Şevket-i Bostan, Adabeyi çorbası, Kakavya, Çekme Makarna, Foça Tarhanası, Foça Dondurması etc.) Gastro Tarihsel Turlar’ın teşviki ile tekrar canlandırılmakta ve korunmaktadır.
Doğa ve Doğal Kaynakların Korunması için Uluslararası Birlik Kırmızı Listesinde (IUCN-International Union for Conservation of Nature and Natural Resources-Red List), nesli kritik derecede tehlikede (CR) olan Akdeniz Foku (Monachus monachus) Foça’da yaşamakta ve yavrulamaktadır.
Eşsiz güzellikteki mavi bayrak plajlarında yüzme,kano ve yelkencilik aktivitelerine katılınabilir. FEE-Foundation for Environmental Education-Uluslararası Çevre Eğitim Vakfı tarafından yürütülmekte olan program kapsamında, Mavi Bayraklı 3 plaja sahiptir. Sahip olduğu turlara lokasyon olan adalar şu şekildedir;
Bu adalar büyüklük sırasına göre;
• Orak Adası (Fok yuvaları
• İncir Adası
• Fener Adası (Kaktüs Tarlası )
• Hayırsız Ada
• Kartdere Adası
• Metelik Adası
Restorasyon çalışmalarından sonra geleneksel mimarisi öne çıkarılan taş evler özellikle turistlerin fotoğraf çekmek için uğrak mekanlardan biridir. Bu evlerin bazıları otel ve pansiyon olarak işletilmekte ve yaz aylarında ziyaretçi kapasitesini karşılamaktadır.
Foça Belediyesi’nin Haziran 2019’da başlattığı süreç sonunda Foça ,2021 yılında İzmir’in iki Cittaslow kentinden biri olmaya hak kazanmıştır. Bu uluslararası platformun şart koştuğu 72 kriter çerçevesinde kendi tarihsel dokusuna saygılı, temiz ve doğa dostu, yaşam standartları yüksek daha sağlıklı, mutlu, huzurlu ve güvenli bir kent yaratmak temel amaçtır. Bu amaç için yerel yönetimler, merkezi yönetim ve tüm Foça halkı el ele ve dayanışma içinde çalışmaktadır. Uluslararası Cittaslow Birliği, bu güzel kentin değerlerini gerekli kriterlere uygun bulmuş geliştirilmek üzere Türkiye’deki 22 Cittaslow şehrinden biri olarak kabul etmiştir.
Eğer yaşam koşturması içerisinde nefes alabileceğiniz, şehrin sokaklarında dolaşırken tarihi ve doğallığı içinize çekebileceğiniz alternatif bir yer arıyorsanız, Cittaslow Foça sizin için en iyi adres olur. Hızlı yaşam telaşı içinde, işlerine saniye saniye yetişmeye çalışan insanlar yerine tadına vararak şehri yaşamak isteyen insanlardanız siz de bu aileye ortak olabilirsiniz. Tüketim toplumunun kaosu içinde yerel değerlerini, kendine özgü kültürel yapısını, üreticisini, vatandaşını, doğasını ve samimiyetini koruyan bu güzel şehir, sizi ayak bastığınız andan itibaren özlediğiniz yuvanızda gibi hissettirecektir. Ege bölgesinin kendine özgü samimi kültürünün öğretisi olan insan, doğa ve tarihin uyumu bu kentte kendini gösterir. Birçok sanatçıya ilham olan doğası, denizi, güneşi, esen meşhur poyrazı geldiğiniz anda sizi içine çeker.
Yenipazar
AYDIN
Aydın’ a bağlı Yenipazar, Ege Bölgesinde yer alan Aydın iline 40 km.uzaklıkta bulunan bir ilçe merkezidir.180 km2 yüzölçümü ile Büyük Menderes Havzasının orta bölümünde, kuzeye doğru ormanlarla kaplı Madran Baba dağının eteğinde yer alır.
Tarihi M.Ö. 2000’li yıllara dayanan Orthosia antik kenti civarı Yenipazar’ın ilk yerleşim yeridir. 17. yüzyıl sonunda Cihanoğulları adında bir aşiret beyinin etrafında toplananlar Yenipazar’ın bugünkü yerinde yeni bir yerleşim kurmuşlardır. Yeni kurulan bu yerleşim yeri, haftada bir gün kurulan küçük çapta bir pazar ve ticaret yeri olmuştur. Bu Pazar, çevredeki köylerde ve kasabalarda yaşayan halk için ürünlerini satabilecekleri küçük ve yeni bir pazar yeri olmuştur. Bu nedenle ilçemizin adı “Yenipazar” olarak kalmıştır.
Akyaka
MUĞLA
Akyaka’ya bağlı olduğu Muğla’dan geliyorsanız, cenneti görmeye hazır olun. Deniz seviyesinden 671 metre yükseklikteki Sakar geçidinden, çam ormanları arasından dönerek aşağı inerken sürprizlere hazır olun. Bir yanda rengarenk güzelliğiyle Gökova ovası, bir yanda mavi yolculuğun değişmez adresi Gökova Körfezi tüm muhteşemliği ile serilecek gözlerinizin önüne. Yanınızda yörenizde yemyeşil çam ormanları, gözünüzün alabildiğine Gökova körfezinin dantel gibi işlenmiş koyları. Dağları geride bırakır bırakmaz hemen sağa dönüldüğünde Gökova sahilinde yer alan gerçek bir tatil cennetine, Akyaka’ya varacaksınız.
Doğal güzelliklerinin yanında, binlerce yıldır Güney Batı Anadolu’da yaşayan çeşitli medeniyetlerin izlerini taşıyan tarihi dokusu, değişik mimarisi, denizden her daim esen ılık meltem rüzgarları büyüleyecek sizi. Sırtını yasladığı dağların eteğinde Gökova Ovası ile kucaklaşarak Gökova Körfezi ile buluşan Akyaka, bu konumu ile mutlaka görülmesi gereken bir huzur sığınağı.
Mimarisi son derece özellikli. Akyaka evlerinin her biri diğerinden güzel bahçelere sahip. Begonvillerin sarmaladığı bu şirin evler dantel gibi işlenmiş ahşap oymalarla süslü. Akyaka evlerinin mimari tarzı Ulalı Sanatçı Nail Çakırhan’a ait. Ula’nın eski evlerini örnek alarak, Akyaka’da bu mimari özellikteki ilk evi kendine yaptı ve bu çalışmasıyla Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü aldı. Doğayla uyum içinde yaşam süren ve Akyaka’nın en büyük özelliklerinden biri olan bu şirin evlerde kendinizi bir masal diyarında hissetmeniz işten bile değil.
Akyaka’nın hemen yanı başından ağaçlar ve sazlıklar arasından süzülerek Gökova Körfezi’ne akan Kadın Azmağı doğal bir akvaryum gibi. Buraya yürüyerek veya teknelerle de ulaşıp, gezmeniz mümkün. Azmağın serinliği, şiirsel güzellikteki su altı bitki örtüsü, elinizle tutuverecekmiş hissine kapılacağınız balıkları, kaplumbağaları, üzerinde süzülen ördekleri ve sevimli su sumarları(lutra lutra) yörenin doğal dokusunu yaşatıyor.
Azmak kenarında birbirinden güzel ve şirin çeşitli restoranlar bulunuyor. Sabah kahvaltısından başlayarak gece geç saatlere kadar hizmet veren bu restoranların tabii ki olmazsa olmazı deniz ürünleri. Burada benzersiz doğal güzellikler arasında Akdeniz ve Ege balıklarını tatmanın, ekmeğinizi azmaktaki balıklar ve ördeklerle paylaşmanın keyfine varacaksınız.
“Gökova” ovasının sazlıklarına gelen değişik türdeki göçmen kuşlar, leylekler, flamingolar ve pelikanlar size ömür boyu unutamayacağınız bir görsellik sunacak. Bu sazlıklar bahar aylarında kuş gözlemi yapan meraklıların akınına uğruyor.
Akyaka’nın incecik, sapsarı ve tertemiz kumlu plajında sakin bir tatil günü geçirmeye niyetlendiyseniz kumsalın hemen arkasındaki çeşitli kafe ve restoranlardan yiyecek ve içeceğinizi temin edebilirsiniz. Sahilden itibaren 2 yüz metre sığlığı devam eden masmavi denizini kulaçlarken bir Akdeniz Fokuna rastlamanız ve birlikte yüzmeniz de mümkün. Bu plajın hemen yanında Orman içi dinlenme tesisleri ve biraz ilerisinde Akyaka’nın gözdesi Çınar plajında da bedeninizi Gökova Körfezi’nin masmavi sularına bırakabilirsiniz. Çınar plajının Akyaka ile arası yaklaşık 3 kilometre. Çınar plajı yolu takip edildiğinde Akbük Koyu’na oradan da Ören (Gereme Keramos)’a ulaşılabilir.
Akyaka’da her türlü motorsuz su sporu, tarih ve doğayla kucak kucağa orman yürüyüşleri, kaya tırmanışları yapabilir, bisikletle çevreyi gezebilir, Sakar Tepe’de yamaç paraşütünün adrenalin dolu büyüsünü tadabilir, azmak sularında tatilinize kano heyecanını yaşayacağınız bir gün ekleyebilir, Bisiklet turlarıyla çevre köylerdeki yerel kültürü keşfedebilirsiniz. Günlük gezi teknelerinin düzenlediği turlarla da İncekum ve Sedir Adası’na gidip, Gökova Körfezi’nin unutulmaz güzelliklerini yaşamınıza katmayı sakın unutmayın.