Özellikle çömlek yapımıyla ünlü mahallesi Gökeyüp bu konuda öne çıkarken, Adala Kanyonu da hatrı sayılır bir yer kaplıyor. İşte Gökeyüp ve Adala Kanyonu hakkında bilinmeyenler…
Jeoloji ve prehistoryanın birbiri ile kaynaştığı Çakallar volkanizması ve fosil ayak izlerinin Jyanından geçerek Demirci istikametine devam eden asfaltın solundaki Cicikler sapağından Dibek Dağı'nın yükseklerine doğru çıkan 5 km'lik yol çilek bahçeleri içinden geçerek Gökeyüp'e ulaşır. Dağın eteklerindeki bir yamaç üzerine kurulan Gökeyüp, ara sokaklarında halen korunmuş olan duvarları gnays plakalardan çok muntazam örülmüş eski evleri, taş döşeli dar, dolambaçlı sokakları ile geçmişin anılarını yaşatmakta. Tarihi muhtemelen 14. yy.'a kadar uzanan Gökeyüp 1441 tarihli Osmanlı kayıtlarında Borlu kazasının bir köyü olarak görünür. Daha sonraları önce Adala ve bilahare Salihli ilçelerine bağlanan köy 1991 yılında belediye statüsüne geçmişti; 6360 sayılı Büyük Şehir Belediye Yasası gereği bugün Salihli'nin bir mahallesi.
Gökeyüp ne zaman ve kimler tarafından kuruldu? Burada ne zamandan bu yana çömlekçi çarkının kullanılmadığı ilkel teknoloji ile seramik yemek pişirme kapları yapılıyor? Soruları konusunda birkaç farklı görüş ve yorum var. Referans gösterilmeden aktarılan bir bilgide "yöre insanlarının Sivas dolaylarından gelmiş Erdebil, Kurduğul (?) tekkesine bağlı göçebe Türkler oldukları, IV. Murat döneminde zorunlu iskan gösterildiği ve nihayet 200 yıl öncelerde Borlu havalisine, yani Demirköprü barajını çevreleyen dağların eteklerine yerleştirildiklerinden" söz edilip "Gökeyüplülerin böyle yerleştirilmiş bir oba olduğu, buraya topraktan kap kacak yapmayı bilerek geldikleri, elverişli toprağı bulunca bu işi sürdürdükleri" anlatılır.
Gökeyüplüler kendi geçmişleri ile ilgili bilgi verirken yaklaşık 300 yıl önce Eyüp ve Musa adlı gök (mavi) gözü iki kardeşim buraya yerleşip Gökeyüp ve Gökmusa köylerini kurduklarını, bu köylerin daha sonra birleştiğini" söylerler. Gökeyüp'ün kuruluşu ile ilgili ip uçları muhtemelen Ömer (Ömer Emre?) kabristanındaki mezar taşları ile bu mezarlığın yakınında bulunan ve "Çömlekçi yıkığı" denilen eski yerleşim yerinde gizlidir.
Gökeyüp'ün köklü ailelerinin birinden olan Servet Dizman bu görüş ve anlatımlara karşı çıkarak "Dünden Bugüne Gökeyüp" adlı kitabında tarihi belgelere dayandırdığı şu tezi getirir: Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemlerinde maiyeti ile birlikte Anadolu'ya göç eden Ömer Emre bugünkü Gökeyüp'ün yaklaşık 2 km. doğusuna, Adala-Demirci yolu ile Manisa-Demirci yolunun birleşim noktasına yerleşip bir zaviye kurmuş ve zaviyenin çevresinde bir köy gelişmişti.
12 BİN YILLIK VOLKANİK CENNET ADALA
Antik çağdan günümüze uzanan binlerce yıllık geçmişi ve volkanik coğrafi yapısı ile dikkat çeken Adala beldesi, binlerce yıldır Hermos Nehri’nin taşıdığı bereketi bağrında harmanlıyor. Ege Bölgesi’nin hayat ve bereket kaynağı olan Gediz Nehri’nin iki yakasına kurulmuş bir belde olan Adala, yemyeşil doğası, antik çağdan günümüze uzanan binlerce yıllık geçmişi ve volkanik coğrafi yapısı ile adeta keşfedilmeyi bekleyen bir cennet. Manisa’nın Salihli ilçesine bağlı Adala beldesi, Üşümen Tepesi ile Dibek Dağı’nın arasından geçen Gediz Nehri’nin Salihli Ovası’na açıldığı düzlükte kurulmuş bir yerleşim merkezi.
Gediz Nehri tarafından iki yakaya bölünmüş tarihi, turistik ve coğrafi güzellikleri ile dikkat çeken şirin bir belde olan Adala’nın geçmişi, binlerce yıl öncesine kadar uzanıyor. Lidyalılar tarafından kurulan Adala’nın antik çağdaki adının Satala olduğu sanılıyor. Adala ile ilgili olarak anlatılan mitolojik bir efsane, bölgenin kuruluşunun yanardağ lavları ile yakından ilintili olduğunu gösteriyor. Efsaneye göre; yanardağ lavlarının günlerce sürüp batıya doğru akarak vadi önünde bulunan yerleşim alanına doğru gelmesinden ürperen halk, silahlanıp din adamlarından yardım istiyor. O dönemde Satala olarak adlandırılan kentin din adamları tanrılarına yalvararak, büyük bir inançla lavlara “Satetkitala” yani “Dur ya Zavallı” diyerek bağırıyorlar ve bu içten yakarış üzerine lavların akışı duruyor.
LAVLARIN OLUŞTURDUĞU DOĞA HARİKASI
Adala, yanardağ etkinlikleri sonucu oluşan lav akıntılarının son bulduğu düzlükte volkanik taşlar üzerinde yükseliyor. Manisa’nın en eski yerleşim yerlerinden birisi olan Adala civarında bulunan volkanik yığılmalar, Türkiye’nin en önemli volkanik şekilleri arasında yer alıyor. Yörede genişliği 15, uzunluğu ise 50 kilometreye ulaşan bir alanda 68 civarında genç volkan konileri bulunuyor. Bu konilerin çapları 15 kilometreye, yükseklikleri ise 150-200 metreye kadar ulaşabiliyor.
Adala, doğal güzelliğini, volkanik yapısının yanı sıra Ege Bölgesi’nin su ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan ve Gediz Nehri üzerinde kurulu bulunan Demirköprü Barajı’ndan alıyor. Binlerce yıldır bereketli ovaları sulayan ve eski ismi Hermos olan Gediz Nehri’nin iki yakasında kurulu belde, çevresini saran dağ ve tepelerin eteklerini kaplayan bitki örtüsü ile mavi ve yeşilin dayanılmaz uyumunu sergiliyor. Manisa Kulis