Manisa Emek Demokrasi ve Barış Platformu adına açıklamada bulunan Manisa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Semih Bilgin, gezi olaylarından sonra Türkiye genelinde siyasetin ve sahiplenme duygusunun pekiştiğini dile getirdiği bildiride 27 Mayıs 2013 tarihinden günümüze kadar yaşanan süreci değerlendirdi.

Taksim Meydanı'ndaki Gezi Parkı, 2013 yılında zarar görmeden kurtarıldı. Ancak 8 ölü ve çoğu ağır yaralı yüzlerce kişinin yaralanması bunun üzücü bedeli oldu. Göstericilerle polis arasındaki çatışmalar, tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşti. İstanbul'da başlayan protestolar kısa zamanda Manisa'ya sıçradığı gibi yurdun diğer illerinde de başlamıştı. 7 Haziran'daki seçimlere bir hafta kala ülke genelinde Gezi Olayları'nı anmak için sokaklarda buluşulacağı dile getirilirken, Manisa Birleşik Haziran Hareketi'nin de Pazartesi günü akşam 19.00'da Manolya Meydanı'nda buluşacağı dile getirildi.

Manisa Emek Demokrasi ve Barış Platformu adına açıklamada bulunan Manisa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Semih Bilgin'in yaptığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Herkes biliyor, son iki yıldır artık farklı bir ülkede yaşıyoruz. Havası, suyu, sesi, kokusu farklılaştı bu ülkenin. İktidarı, muhalefeti, meslek odası, sendikası, genci, yaşlısı, işçisi, işsizi, Türkü, Kürdü artık farklı. Kabul eden için de etmeyen için de hayat farklılaştı. Bu ülke Gezi'yi yaşadı. Haziran'ın sıcağını iliklerine akıttı. Milyonlar şarkılarını dillerinden düşürmeden kararlı ve direngen bir duruşu tarihin içinden geçerek yaşadılar. Cesur yürekli kadınların ve gençlerin büyük bir ağacın yapraklarına dönüşerek kara bir dumanı dağıttığı, nefes aldırdığı bir ülke artık burası. Gezi'de Haziran sıcağında esen rüzgârın, madenlerde, fabrikalarda, atölyelerde, şantiyelerde direnen işçilerle; tarlalarda, derelerde, ormanlarda yaşamına sahip çıkan köylülerle buluşmaması mümkün mü?
Sınır boylarında, Antakya'da savaş çığırtkanlarına karşı barışı savunanların ellerindeki güvercinlerin Gezi'den havalanmadığını kim iddia edebilir?
Liselilerin, üniversitelilerin geleceğe dair umut ve haykırışlarının Gezi forumlarından okul bahçelerine taşındığını görmüyor musunuz?
Varoşların, yoksulların eşitsizliklerle baştan kaybettiklerine inandırılmaya çalışılan hayatlarına dair umudun ipuçlarını, genci ve yaşlısıyla Gezi'de yeniden bulduğuna inanmıyor musunuz?
Hepimiz, herkes biliyor ve görüyoruz. Yaşıyor ve hatırlıyoruz. Sesimiz ve bedenimizle, geçmişimiz ve geleceğimizle sahip çıkıyoruz.
Bu ülkenin tarihinde ender rastlanacak halkın o kendi olduğu, kendini bulduğu, parkından, meydanlarından yola çıkarak bedenine, yaşamına, ülkesine, geleceğine sahip çıktığı o tarihi anların, Gezi'nin suretini tarihe aksettirdiği o takvim yaprağının yıldönümünde;
Gezi Parkında ve Taksim Meydanındayız. Gezi'den dört bir yana yayılan park forumlarındayız. Ankara'nın, Adana'nın, Antakya'nın, Eskişehir'in, İzmir'in Edirne'nin, Samsun'un, Diyarbakır'ın, Antalya'nın? Her şehrin ve ilçenin meydanlarında ve parklarındayız, her yerdeyiz?
Bizler; işçiler, işsizler, emekçiler, güvencesizler, göçmenler, öğrenciler, halklar, görmezden geldikleriniz. Görüyor musunuz, biz her yerdeyiz.Parkta direnen "kırmızılı kadınlar", Taksim Meydanında sabaha kadar piyano çalan sanatçılar, duran adamlar, TOMA suyu karşısında bedenini siper edenler, ağaçlara sarılan gençler olarak her yerdeyiz?Kararlı duran milletvekilleri, çocuklarını almaya değil yanında olmaya gelip zincir kuran anneler, duvar yazılarıyla, yaratıcı zekalarıyla dostu düşmanı hayran bırakan ve yeniden geleceğe umut aşılayan gençler olarak her yerdeyiz?Penguen kanallarının önünden ayrılmayan plaza çalışanları, meydanlarda kandil kutlayan, yeryüzü sofraları kuranlar, paranın geçmediği, dayanışmanın esas alındığı komünleri, yemekhaneleri, kütüphaneleri, emzirme çadırlarını, dilek ağaçlarını yapanlar ve gecenin üçünde bunları korumak için barikat kuranlar olarak her yerdeyiz?Kentine, doğasına, bedenine, kimliğine, emeğine yani yaşamına sahip çıkanlar, kadınlar, LGBTİ'ler olarak her yerdeyiz?Türkler, Kürtler, Ermeniler, Araplar, Lazlar, Çerkezler, sosyalistler, aleviler, anti-kapitalist Müslümanlar, işçiler, işsizler, taraftarlar, bu ülkenin tüm renklerini ve seslerini yansıtanlar olarak her yerdeyiz?Gezi Direnişinin içinden şarkılar söyleyen, direnişin bestelerini yapan, her fırça darbesinde, her dizede direnişin öyküsünü yaşatan sanatçılar, tiyatrocular, sinemacılar, , yazacak gazete, yayınlayacak TV bulamasalar da haberin hem öznesi hem takipçisi olan gazeteciler olarak her yerdeyiz?Pala sallayan değil kapısını, mutfağını, dükkanını açan esnaflar, evinin kapısını açık tutmak için çırpınanlar olarak her yerdeyiz?Hukuksuz ve kent katili imar planlarına davalar açan, itiraz eden mimarlar, mühendisler olarak her yerdeyiz?Binlerce yaralıyı parkta, camiide, sokakta tedavi etmeye koşan hekimler, hemşireler, sağlık emekçileri olarak her yerdeyiz?Soru soran, sorgulayan, biat etmeyen, baskıyı kabullenmeyen, özgürlük isteyen, başı örtülü, başı açık, liseli, üniversiteli ya da işsiz ; Gezi'nin gerçek yaratıcısı, bu ülkenin umudu gençler olarak her yerdeyiz?Ethem-Ali İsmail-Abdocan-Mehmet-Medeni-Hasan Ferit-Ahmet ve Berkin'in adlarının anıldığı ve suretlerinin yansıdığı her yerdeyiz? Her yer Taksim, Her yer direniş"


GEZİ PARKI OLAYLARINDA NE OLDU?
61. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti'nin, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde bulunan ve sadece umumi hizmette kullanılmak koşulu ile tapuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne tahsis edilmiş olan Taksim Gezi Parkı'na İstanbul 6'ncı İdare Mahkemesi ve 2 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı olduğu halde Topçu Kışlası'nı Taksim Yayalaştırma Projesi çerçevesinde imar izni olmadan yeniden inşa etmesini engelleme eylemi olarak başlamıştır.

27 Mayıs 2013 tarihinde iş makinelerinin parka girmesinin ardından bu haberin sosyal medya aracılığıyla kısa sürede yayılması sonucunda bazı aktivistlerin parka gidip çalışmaları durdurmaya çalışmasına polis orantısız müdahalede bulunmuştur. Bu müdahaleler ve Erdoğan'nın inşaatın yapımında ısrarcı açıklamaları ile protestolar hükûmet karşıtı gösterilere dönüşmüş ve başta Ankara, İzmir gibi büyükşehirler olmak üzere Türkiye'nin diğer illerine de yayılmıştır. 1 Haziran tarihinde polis kuvvetleri Taksim meydanından çekilmiştir ve protestocular Gezi parkında bir kamp kurmuşlardır. Kampta gönüllülerin çalıştığı kütüphane, revir, mutfak gibi tesisler kurulmuştur. 15 Haziran akşamındaki polis müdahalesi sonrasında ise Gezi kampı dağıtılmıştır. Bu olaydan sonra Türkiye'nin çeşitli illerindeki parklarda forumlar düzenlemeye başlanmıştır.

Projenin dayanağı olan planlar İstanbul 1. İdare Mahkemesi tarafından 6 Haziran 2013 tarihinde iptal edilmiştir. Başbakan Erdoğan'ın göstericilere "çapulcu" demesi sonrasında, bu kelimenin kullanılmasından dolayı 2003 yılında 10 milyar TL (Şimdiki 10.000₺) tazminat ödendiğine dair emsal kararı ortaya çıkınca protestocular kendilerini çapulcu kelimesi ile ifade etmeye başlamışlardır. Bazı medya kuruluşlarının gösteri ile ilgili haberleri yayınlamamasına tepki gösterilmiştir. Örneğin CNN Türk haber kanalının gösterilerin yoğun olduğu sırada penguenlerle ilgili belgesel yayınlaması karikatürler ve çeşitli şekillerde tepkilere neden olmuştur ve penguen de gösterilerde kullanılan sembollerden biri haline gelmiştir. İçişleri Bakanlığı'nın 23 Haziran'da yaptığı açıklamaya göre Bayburt ve Bingöl hariç 79 ilde düzenlenen eylemlere toplam 2.5 milyon kişi katılmış, bundan daha fazla kişi de sosyal ağlar aracılığıyla görüşlerini aktarmışlardır. Olaylar sonucunda 8 sivil ve 2 güvenlik görevlisi; Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, polis komiseri Mustafa Sarı, polis memuru Ahmet Küçüktağ, Ahmet Atakan, Berkin Elvan, Burak Can Karamanoğlu, Mehmet İstif, Elif Çermik hayatını kaybetmiş, 8163 kişi yaralanmıştır.

Editör: TE Bilişim