İzmir Körfezi'nde çevre kirliliğinin sembolü haline gelen deniz marulları, bu kez İnciraltı sahilinde deniz yüzeyini kapladı. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, bu durumun körfezin doygunluk seviyesine ulaştığını ve kritik bir çevre sorununa işaret ettiğini belirtti.
"Bütün Zamanların En Kötü Halini Yaşıyoruz"
Deniz marulunun, İzmir Körfezi'ndeki kirliliğin boyutunu açıkça ortaya koyduğunu ifade eden Prof. Dr. Yaşar, 2002 yılında devreye giren büyük kanal projesinin ardından körfezin temizlendiğini hatırlatarak, “Deniz marulu, körfezin doygunluğa eriştiğinin bir göstergesidir. ‘Arıtmaları çalıştırın. Yoksa yeniden eski günlere döneceğiz' diye defalarca uyardık. Şu anda bütün zamanların en kötü halini yaşıyoruz” dedi.
“Arıtma Çalıştırıldıktan 1 Yıl Sonra Deniz Masmavi Olur”
Özellikle 2020'den sonra deniz marullarının artık her an görür olmaya başlandığına dikkat çeken Yaşar, “Önceden yalnızca bahar aylarında görüyorduk ama sonradan yılın 12 ayında, biraz hava sıcaklığı arttığı anda görmeye başladık. Kirlilik için ‘Küresel ısınma' denildi ama hiç ilgisi yok. Isınma bunları tetikler ama eğer ortamda kirlilik yoksa, hiçbir şey olmaz. Deniz masmavi olur. Belediye 20-30 tane çevre mühendisi istihdam edecek. 7/24 bütün fabrikalardan su örneği alacak. Çatışmalar var. Bunlar anlamsız çatışmalar. Yapılacak tek bir konu var. Arıtmalar çalıştırıldıktan 1 yıl sonra deniz masmavi olur. Hiçbir sorunumuz da kalmaz” açıklamalarına yer verdi.
“Kirlilik En Çok Ekonomik Olarak İzmir'i Vuruyor”
Dünyada İzmir gibi bir kentin olmadığını ve kuş cenneti, jeotermali ile körfezin çok zengin olduğunu anlatan Prof. Dr. Yaşar, şunları kaydetti:
“İzmir İç Körfezi, bütün Akdeniz'in balıkçılık açısından en değerli körfezidir. Akdeniz'de böyle bir körfez yok. Bizim bunları ekonomik olarak potansiyele çevirebilmemiz için önce kirlilikten kurtarmamız gerekiyor. Ama önce temizlenmesi gerekir. Kirlilik en çok ekonomik olarak İzmir'i vuruyor.”
“Bir Şey Yapılmazsa Balık Ölümlerini Görebiliriz”
Sıcaklığın her zaman için çok güzel bir avantaj olduğuna dikkat çeken Yaşar, ancak bu durumun denizlerde ciddi bir fitoplankton patlamasına neden olabileceğini de ifade etti. Sözlerini sürdüren Yaşar, şöyle konuştu:
“İlk etapta bu güzeldir. Ama çok aşırı nütrient olduğu için sıcaklıkla beraber müthiş bir patlama olur ve binlerce balık ölür. Bunlar aşırı besinden ölüyor. Eğer bir şey yapılmazsa bu yaz da balık ölümlerini görebiliriz.”