Pazar günü Söğütaltı Kahvesi’nde Aydın Benlişen, Erdal Türek ve Şehzadeler Belediyesi Meclis Üyesi Çapala Mehmet ile oturuyoruz. Erdal Türek her zamanki gibi herkese sallıyor. Bir anda Kılıçdaroğlu’na şehit cenazesinde saldırı olmuş haberi geldi. Çapala Mehmet televizyonun başına koştu. Ben açıkçası şaşırdım. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kızgın demiri soğutalım. Birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemi” dediği sıralarda “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bu yapılır mı?” dedim. Zamanlama enteresan. Bütün gece olayı değerlendirmeye çalıştım. Yeni Asır Gazetesi’nde Kılıçdaroğlu’na yumruk atan adamın yapısına baktım. Organize bir olayın içinde olacak gibi görünmedi bana. Ne olursa olsun. Demokrasimizin ve halkımızın gerilen genlerinin yumuşama dönemine girileceği anda bu saldırının yapılması beni çok ama çok üzdü. Devlet gerekli araştırmayı yapacaktır. Faillerin yakalanması yüreğime biraz olsun su serpti. Türkiye üzerinde oyun oynayanlar zil takıp oynuyordur.
Siyaset yaşamımızda böylesine üzücü olay ilk defa meydana gelmiyor. Rahmetli Süleyman Demirel’e böyle bir saldırı olduğunu hatırlıyorum. Başbakan Mesut Yılmaz’a Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de yumruk atılmıştı. Esas önemli olan rahmetli Turgut Özal’ın genel başkan olduğu dönemde Ankara’da kongrede yapılan silahlı saldırıydı. ANAP’ın o kongresinde ben de vardım. Allah’tan kurşun, kürsüde konuşan Turgut Özal’ı teğet geçmişti. O panikle kendimi spor salonundan sağ salim dışarı atıp doğruca rahmetli Ekrem Pakdemirli’nin Ulaştırma Bakanlığı’nda soluğu almıştım. Yeni nesil bu olayları hatırlayamıyor olabilir diye yazdım. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı AK Parti Manisa İl Başkanı Berk Mersinli gibi şiddetle kınıyorum.