Manisa, Türkiye'nin batısında, tarih kokan bir şehir olarak bilinir. Osmanlı döneminde önemli bir şehzade sancağı olarak görev yapmış, tarımsal bereketi ve ticari önemiyle her zaman dikkat çekmiştir. Peki, Manisa hangi ilden ayrıldı?
Anadolu Beylerbeyliği’nde Sancaklar
Osmanlı Devleti'nin idari yapılanmasında Anadolu ve Rumeli olmak üzere iki büyük Beylerbeyliği bulunuyordu. Anadolu Beylerbeyliği, Osmanlı'nın Anadolu'daki idari merkeziydi ve çeşitli sancaklara (bölgesel idari birimlere) ayrılmıştı.
II. Mehmet döneminde Anadolu Beylerbeyliği'nin merkezi Ankara iken, daha sonra II. Mehmet tarafından Kütahya'ya nakledildi. Bu beylerbeyliğe bağlı sancaklar ise Aydın, Saruhan, Menteşe, Bursa, Kastamonu, Muğla, Bolu, Ankara, Çankırı, Afyon, Antalya, Isparta, Sultanönü ve Balıkesir gibi önemli bölgeleri kapsıyordu. Bu idari yapılanma, Osmanlı İmparatorluğu'nun genişlemesinde ve yönetiminde önemli bir rol oynamıştır.
Manisa Hangi İlden Ayrıldı?
1410 yılında Çelebi Mehmet tarafından sancak yapılan Manisa, tarih boyunca farklı idari yapılar altında varlığını sürdürmüştür. Osmanlı İmparatorluğu'nda bir süre Aydın'a bağlı kalan Manisa, 1922 yılında Saruhan Sancağı adıyla Aydın vilayetinden ayrılarak bağımsız bir sancak haline getirilmiştir.
Biraz detaya inmek gerekirse Manisa, 1410'da Çelebi Mehmet tarafından sancak yapıldı. Belen, Emlak, Palamut, Yengi, Yund dağı bu sancağa bağlandı. Bu teşkilat 1811 yılına kadar devam etti. 1811'de Manisai Aydın Sancağı'na bağlandı. 1845'de vilayet haline dönüştürüldü. 1847'de tekrar Aydın’a bağlandı.
Şehrin 1410-1595 yılları arasında şehzade sancağı olma imtiyazı, padişahlığa aday şehzadelerin görevlendirildiği ikinci bir başkent olması, bereketli topraklara sahip oluşu, ticaret merkezlerine yakınlığı gibi stratejik nedenler Manisa’yı hep ön plana çıkarmıştır.
Bugün, Manisa Türkiye'nin önemli sanayi merkezlerinden biri olarak konumunu korurken, geçmişinden aldığı güçle geleceğe yönelik umutları da yeşertmektedir. Manisa'nın geçmişten günümüze uzanan bu tarihi serüveni, Anadolu'nun kalbindeki stratejik konumu ve kültürel mirasıyla birlikte, gelecek nesillere de ilham olmaya devam edecektir.