Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebiyle açılan davada 31. Asliye Hukuk Mahkemesi Türk Tabipleri Birliği(TTB) Merkez Konseyi’nin görevden alınması karar verdi. Bu karar üzerine Manisa Tabip Odası bir basın açıklaması düzenleyerek karara tepki gösterdi. Manisa Tabip Odası Başkanı Hasan Semih Bilgin, “Tehdit altında olsak bile hekimlik yapmaya, iyi hekimlik değerlerini savunmaya, ülkemize ve halkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz. TTB susturulamaz” dedi.

Siyasi iktidar ve ortaklarının kendi icraatlarına muhalif görüş bildiren tüm kurumları baskı altına almayı alışkanlık haline getirdiğini söyleyen Manisa Tabip Odası Başkanı Hasan Semih Bilgin, “Merkez Konseyi'nin görevden alınması kararı da bu baskılardan biridir ve ne acıdır ki yargı bu baskıya alet edilmiştir. Kamu kurumu niteliğinde mesleki bir kuruluş olan TTB’ 1953 yılında 6023 sayılı yasa ile kurulmuş olup TTB’nin yönetim organı olan TTB Merkez Konseyi, ülkemizdeki 103 bin hekim üyeyi temsil etmektedir. Kurulduğu günden bu yana meslektaşlarının özlük haklarını korurken  toplum sağlığının geliştirilmesi, halkın nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için mücadele etmiştir.  TTB’ne bağlı 65 Tabip Odası, mevcut yasadan güç ve sorumluluk alarak hem meslektaşlarının hem hastalarının yani hem halkın hem yaşam alanlarımızın savunulması, iyileştirilmesi için çalışmaktadır.  Tüm baskılara rağmen hekimler ilkelerinden vazgeçmeyen bir örgüt olma özelliğini korumuşlardır.” dedi.

“TTB iktidar tarafından hedef haline getirilmiştir”

TTB iktidar tarafından hedef haline getirildiğini vurgulayan Bilgin, “Covid-19 salgınında iktidarın çelişkili ve bilimsellikten uzak açıklamaları ve uygulamalarında korkmadan doğru, güvenilir bilgiyi sürekli kamuoyu ile paylaşmıştır. 2003 yılından bu güne ticarileşen sağlık hizmetlerine, hastaları müşteri hastaneleri ticarethane gören sağlıkta dönüşüme ve özel kamu ortaklığı ile yapılan şehir hastanelerine itiraz etmiştir. Hekimlerin performans baskısı ile ve can güvenliği olmayan çalışma ortamlarına, her gün yaşanan sağlıkta şiddet olaylarına, tıp eğitiminde ve tıpta uzmanlık eğitimininde yaşanan kalitesizleşmeye, Tıp fakültelerinin içinin boşaltılmasına, kamu kurumlarında yaşanan liyakatsizliğe, Aile Sağlığı Merkezlerinin kirasından personel giderlerine kadar pek çok giderinin aile hekiminin üstüne yüklenmesine ve genç doktorlarımızın geleceğini yurt dışında aramalarına itiraz ettiği için hedef haline getirilmiştir.” diye konuştu.

Tek amaçlarının halkın sağlık hakkını savunmak olduğunu söyleyen Bilgin, Meslektaşlarımızın özlük haklarını savunurken yaptığımız eylemlerde terörist ilan edildiğimiz günden beri tek amacımızın halkın sağlık hakkını da savunmak olduğunu anlatmaya çalıştık. Dolayısıyla orman yangınları, asbestli gemilerin ülkeye gelmesinin önlenmesi, deprem bölgesindeki sağlıksız çevre koşullarından çocukların sağlıksız beslenmesine ya da işçi sağlığına ilişkin her durum TTB’nin çalışma konularına elbette dahil olmuştur.” dedi.

Manisa’daki antik kentler depremden korunacak! Manisa’daki antik kentler depremden korunacak!

Bilgin sözlerine şöyle devam etti: “Söylemeye çalıştığımız şu ki, iktidarın hoşuna gitmese de bilimden ve akıldan yana, halkın ve hastalarımızın yararına çalışmayı ilke edindik. Bundan sonra da tehdit, baskı ve yaftalamalara aldırış etmeden doğru bildiğimiz, öğrendiğimiz şekilde hekimlik yapmaya, iyi hekimlik değerlerini savunmaya, ülkemize ve halkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.

"TTB susturulamaz"

Türk Tabipler Birliği’ni susturamayacaklarını vurgulayan Bilgin, sözlerini şöyle bitirdi: “Diğer taraftan seçimle gelmiş her yönetimin yine seçimle görevinin sonlanması gerektiğine olan inancımız, TTB’nin kurulduğu günden beri kökleşmiş demokratik yapımızın sonucudur. Türk Tabipleri Birliği, Tabip Odaları ve üyelerimiz, yaratılan bu karmaşadan yine seçim yoluyla, aklıselim ile birlik ve bütünlük içinde düze çıkmayı başaracak güçtedir. Türk Tabipler Birliği’ni sindirmeye, susturmaya çalışan siyasi hamlelerden kendi ilkelerimiz ve demokrasi anlayışımız içinde güçlenerek çıkmayı başaracağız.”

Kaynak: Almıla Nur Berilğen