Ege Bölgesi’nin tarihi ve kültürel açıdan en önemli kentlerinden biri olan Manisa aynı zamanda doğal güzellikleriyle dikkat çekiyor.
Spil Dağı, Osmanlı’dan kalma tarihi yapıları, Mesir Macunu Festivali’yle bilinen bu kent aynı zamanda doğaseverler için de keşfedilmeyi bekleyen birçok noktaya sahip. İşte bu noktalardan biri de Türkmen Şelalesi, bir diğer adıyla Su Uçuran Şelalesi!
Bu şelale henüz birçok kişi tarafından bilinmeyen, doğal güzelliğini koruyan ve büyüleyici atmosferiyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakan bir yer!
37 metre yükseklikten dökülerek adeta görsel şölen oluşturan bu şelaleyi gelin hep birlikte inceleyelim…
İki Şehrin Buluştuğu Nokta: Manisa ve İzmir Arasında Gizli Bir Cennet
Manisa, Menemen ve Aliağa üçgeninde kalan Türkmen Şelalesi doğanın adeta bir sanat eseri gibi şekillendirdiği büyüleyici bir yer. Adını yüksekten dökülen suların rüzgarla uçuşmasından alan şelale ziyaretçilerine eşsiz bir manzara sunuyor!
Doğal sınır niteliğinde olan bu bölge beton binalardan ve kent gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için mükemmel bir alternatif.
İki Ayrı Şelale, İki Ayrı Güzellik!
Türkmen Şelalesi biri 37 metre diğeri ise 14 metre yüksekliğinde olmak üzere iki farklı şelaleden oluşuyor. Her iki şelalenin önünde küçük ama serinlemek için doğal göletler bulunuyor.
Etrafı yemyeşil ağaçlarla çevrili ve tertemiz doğası olan bu alan hem doğa yürüyüşleri hem de kampçılık için muhteşem bir rota…
Macera ve Doğa Tutkunları İçin Vazgeçilmez Bir Rota
Doğaseverlerin gözdesi olmaya aday bir destinasyon olan Türkmen Şelalesi’ni trekking grupları, fotoğrafçılar ve dağcılar sık sık ziyaret ediyor.
Özellikle büyük şelalede dağcılık kulüpleri tarafından yerleştirilmiş tırmanış ipleri bulunuyor ve macera tutkunları burada tırmanış yapabiliyor. Küçük şelalenin etrafında bulunan kayalık yapı ise hamak kurmak için oldukça elverişli. Ayrıca bu bölge fotoğrafçılık, piknik ve kamp yapmak için harika bir alan.
Türkmen Şelalesi’nde Ne Var, Ne Yok?
Türkmen Şelalesi’nde unutulmaması gereken bir detay var. Bunu atlamayalım… Bölge tamamen doğallığını koruduğu için herhangi bir tesis bulunmuyor. Konaklama, kafe, restoran, çeşme veya tuvalet gibi imkanlar yok.
Bölgeyi ziyaret edeceklerin bu durumu göz önünde bulundurması ve gitmeden önce tüm ihtiyaçlarını önceden karşılayacak şekilde hazırlıklı olunması gerekiyor!
