Manisa’nın kalbinde tam 159 yıldır dimdik ayakta duran bir yapı var: Manisa Garı.
1865 yılında Osmanlı Devleti’nin demiryolu hamlesiyle inşa edilen bu gar, o dönemde İzmir’den Turgutlu’ya (Kasaba) uzanan hattın önemli bir durağıydı. Tarım ürünlerinin limanlara taşınmasından yolcu taşımacılığına kadar birçok alanda hayatı kolaylaştıran gar zamanla, sadece bir ulaşım merkezi değil; şehrin hafızası, geçmişten bugüne bir köprü.
Düşünün, yıllardır kimler geldi kimler geçti bu peronlardan… Bir yandan tarım ürünleri trenlere yüklenip limanlara taşındı, bir yandan insanlar hayallerini, sevdiklerini, hikayelerini de yanına alıp yolculuğa çıktı!
Gelin bugün, sizlere Manisa Garı’nın hikayesini anlatalım…
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Uzanan Bir Yolculuk!
Manisa Garı’nın hikayesi epey ilginç. Osmanlı Devleti döneminde yabancı bir şirkete verilen imtiyazla yapılan bu gar, ilk başlarda İzmir’den Turgutlu’ya (Kasaba) uzanan hattın önemli bir durağıydı. Tarım ürünlerinin limanlara taşınması ve yolcu taşımacılığı açısından stratejik bir öneme sahip olan Manisa Garı, 1934 yılına kadar İngiliz bir şirketin işletmesinde kaldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin millileştirme politikası kapsamında satın alınan yapı, o günden beri Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları çatısı altında hizmet vermeye devam ediyor.
Mimari Detaylarıyla Hayran Bırakıyor
Manisa Garı, sadece bir ulaşım noktası değil; aynı zamanda döneminin mimari anlayışını yansıtan bir sanat eseri. Bina ilk başta Fransız stilinde olduğu için yıktırılıp 1930’da Türk mimar Mehmet Şevket Lostir’e yaptırılır.
Dikdörtgen planlı, tek katlı ancak iki katlı bir görünüme sahip olan bina, ortasında yükseltilmiş bir giriş holü ve çelik kirişlerle desteklenmiş pencereleriyle dikkat çekiyor.
Malatya Ve Sivas Garlarına Benziyor!
Uzmanlar, Manisa Garı’nın, Malatya ve Sivas garları gibi Anadolu’daki diğer tarihi yapılarla mimari benzerlik gösterdiğini belirtiyor. Sekiz peronu ve yan platformlarıyla dikkat çeken gar, kent dokusuna uyumlu yapısıyla hem geçmişe hem bugüne ışık tutuyor.
Trenler Hala Duruyor
Manisa Garı’nın peronları boş değil, her gün trenler gelip gidiyor. 17 Eylül Ekspresi, 6 Eylül Ekspresi, İzmir Mavi, Konya Mavi ve daha birçok tren burada duruyor. Her sabah yeni bir maceraya çıkan yolcular, her akşam sevdiklerine kavuşan insanlar… Bu garda hayat hiç durmuyor!
Manisa Garı, bu şehrin simgelerinden biri. Zamanın yıpratamadığı bu yapı, sadece bir ulaşım noktası değil; yaşayan bir tarih, şehrin bir parçası. Eğer bir gün yolunuz Manisa’ya düşerse, mutlaka uğrayın. Bir tren düdüğü duyduğunuzda, garın ruhunu hissedeceksiniz. Belki siz de bu hikayenin bir parçası olursunuz!
