Ege’nin bereketli toprakları üzerinde kurulan Manisa, yalnızca üzüm bağları ve Spil Dağı ile değil, tarihin derin izlerini taşıyan yapılarıyla da kendine hayran bırakıyor. Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan şehir, Lidyalılardan Osmanlı’ya kadar birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Osmanlı döneminde “Şehzadeler Şehri” olarak anılan Manisa, geleceğin padişahlarının eğitim aldığı bir merkezdi.

Bu köklü geçmiş, şehrin dört bir yanına yayılmış yapılarla kendini gösteriyor. Bunlar arasında en dikkat çeken yapılardan biri ise Sultan Camii ve Külliyesi.

Peki, bu külliye nasıl ortaya çıkmış, kim tarafından inşa ettirilmiş, içinde neler var? Hepsinin arkasında, Osmanlı İmparatorluğu’nun en güçlü hükümdarlarından biri olan Kanuni Sultan Süleyman’ın Manisa yılları yatıyor. İstanbul’a gidip tahta oturduktan sonra, annesi Hafsa Sultan’la birlikte burada bulunan Sultan Süleyman, Manisa’ya çok özel bir miras bırakmak istedi. İşte o miras, bugün hala ayakta!

Manisa Kulis Haber olarak, Sultan Camii ve Külliyesi’ni sizler için anlattık!

OSMANLI’NIN ŞEHZADELER ŞEHRİ MANİSA’YA MÜHRÜ

Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan ile birlikte Manisa’da bulunduğu yıllarda başlayan külliye inşası, dönemin mimari ve sosyal hayatını yansıtan önemli bir proje olarak tarihe geçti. 1522 yılında tamamlanan külliye, yalnızca ibadethane değil, bir eğitim ve sosyal yaşam merkezi olarak da kullanıldı.

Sultan Camii ve Külliyesi, cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret, hankah, dar-üş şifa ve hamamdan oluşan bir kompleks olarak tasarlandı. Zamanla yangın ve yıkımlarla bazı yapılar kaybolsa da, külliye günümüzde hala Osmanlı’nın izlerini taşımaya devam ediyor.

İzmir suyunu Manisa’dan karşılayacak! Ferdi Zeyrek’ten 'sondaj' açıklaması geldi! İzmir suyunu Manisa’dan karşılayacak! Ferdi Zeyrek’ten 'sondaj' açıklaması geldi!

SADE AMA GÖZ ALICI: SULTAN CAMİİ

Külliyenin kalbi olan Sultan Camii, sade ancak zarif bir üslupla inşa edilmiştir. Ortada büyük bir kubbe, yanlarda iki küçük kubbe ve iki minare ile yapı, Osmanlı’nın 16. yüzyıldaki estetik anlayışını yansıtır. İç mekânda mermer minberin oyma ve kabartma detayları dikkat çekerken, kadınlar mahfelindeki ince ahşap işçilik, dönemin sanat anlayışına dair çarpıcı örnekler sunar.

Her yıl düzenlenen Mesir Macunu Şenlikleri’nde, Sultan Camii bir kez daha dikkatleri üzerine çeker. Halk arasında “Mesir Camii” olarak da bilinen yapı, bu gelenekle Osmanlı kültürünün yaşayan bir parçası olmaya devam ediyor.

EĞİTİM VE SOSYAL HAYATIN MERKEZİ

Sultan Camii’nin çevresinde yer alan yapılar, külliyenin sadece bir ibadet alanı olmadığını, aynı zamanda bir eğitim ve sosyal merkez olduğunu gösteriyor. Medrese, dönemin ilim ve irfan yuvası olarak tasarlanmış. On odalı bu yapı, beşik tonoz ve kubbeleriyle dikkat çeker.

Külliyenin bir diğer önemli yapısı olan dar-üş şifa, Osmanlı’nın sağlık alanındaki ileri görüşlülüğünü yansıtır. Hamam ise, sıcaklık, soğukluk ve ılıklık bölümleriyle dönemin günlük yaşamına dair detaylar sunar. Özellikle kubbelerdeki aydınlatma pencereleri, mimari estetiğin işlevsellikle birleştiği noktadır.

Kurtuluş Savaşı sırasında külliyenin hankah ve imarethane binaları büyük bir yangında yok oldu. Yıllar sonra bu alan, “Sultan Parkı” adıyla yeniden düzenlendi. Bugün park, tarihi bir dokunun içinde nefes almak isteyenlerin uğrak noktası.

Manisa’ya yolunuz düşerse, Sultan Camii ve Külliyesi’ni mutlaka görün. Tarihin ve kültürün iç içe geçtiği bu eser, sadece Osmanlı’nın ihtişamını değil, aynı zamanda bir şehrin ruhunu yansıtıyor. Caminin kubbeleri altında gezinirken, kendinizi geçmişle bugünün kesiştiği bir zaman tünelinde hissedeceksiniz.

Kaynak: Manisa Kulis Haber