Doç. Dr. Ömer Bozduman, Kırgız hastanın, hastanenin uluslararası sağlık turizmi birimi aracılığıyla kendisine ulaştığını söyleyerek, şu ifadelere yer verdi: “Karima 20 yaşında, Kırgızistan'dan geldi. Tıp fakültesi öğrencisi, doğuştan omurga problemi var. Omurgalarında yapışıklıkları olan Konjenital Kifoskolyoz vakası, hastanın bu omurga eğriliği hem yandan hem önden bakınca ileri derece de artmış vaziyetteydi.

Manisa'da Hastanede Yangın Çıkarsa Ne Yapacağız? Manisa'da Hastanede Yangın Çıkarsa Ne Yapacağız?

Kızımızın kamburluğu ileri derecede arttığı için karın bölgesi ciddi bir bası altındaydı. Dışardan baktığınızda da bel kavislerini seçemiyordunuz.

Bir akordion gibi bastırıldığınızı düşünün. Boyunda ciddi bir kısalma ve bu derecelerin de çok ilerlemesi sonucu hastada efor kapasitesinde azalma, oluşan eğriliğe bağlı ileri derece iç organ bası ve hayat kalitesinde düşme oluşmuştu.

Hastamızın ilk yapılan muayenesi ve tetkikleri sonrası, ameliyat öncesi hazırlıklarını gerçekleştirdik. Geçtiğimiz Cuma günü ameliyata aldık, her şey yolunda gitti. Ameliyatında enstrümantasyon dediğimiz viderot sistemini yerleştirdik, boyunda ciddi bir uzama oldu”.

 “Yürürken aynada fiziksel olarak kendini gördüğünde çok mutlu oldu”

Ameliyat sonrası herhangi bir problem yaşanmadığının altını çizen Doç. Dr. Ömer Bozduman, operasyondan bir gün sonra hastanın yürümeye başladığını aktardı.

Bozduman, “Tıp fakültesi okuduğu için konuya hakimdi, tedaviyi biliyordu. Her şeye rağmen biraz endişesi vardı ama konuştuk, her şeyi anladı. Çok cesurca süreci tamamladı. Ameliyattan bir gün sonra hastayı kaldırdık, yürürken aynada fiziksel olarak kendini gördüğünde çok mutlu oldu.

O mutlu olunca biz de mutlu olduk. Serviste ailesine nasıl mobilize edeceğini yürütüleceğini gösterdik, taburcu ettik.

Boy uzaması radyolojik olarak 7cm'nin üzerine görülüyor, o yüzden keyfi yerinde. Memleketine mutlu bir şekilde göndereceğiz” diye konuştu.

“Hastanın mevcut durumu aynı şekilde kalsaydı, kemik erimesi gibi problemlere neden olurdu”

Doğuştan bilinen bir hastalığa sahip olmasına rağmen ülkesinde yapılamayan tedavi nedeniyle omurgasındaki eğriliğin çok hızlı ilerlediğine dikkat çeken Doç. Dr. Bozduman, hastanın mevcut durumunun aynı kalması halinde daha ciddi problemlerle karşılaşabileceğini dile getirdi. Bozduman, şöyle devam etti: “Konjenital olan doğuştan gelen hastalığın çoğu aileler tarafından biliniyor, ergenlikte ortaya çıkanlar gibi fark edilmeyen bir durum değil.

Çok hızlı ilerlediği için hasta memleketinde çeşitli fizik tedavileri almasına rağmen, bu ilerleyişin önüne geçememiş. Teknolojik ve imkan dahilinde yeterli tedaviyi alamadığı için, çok hızlı ilerleyen bir sürece girmiş.

Bu amaçla bize ulaştı. Hastanın mevcut durumu aynı şekilde kalsaydı bu kemik erimesi gibi problemlere neden olurdu, hastalık daha fazla ilerleyip, hayat kalitesi bozukluğu veya daha ciddi problemlere de neden olabilirdi”.

Ailelere gözlem çağrısı

Doç. Dr. Ömer Bozduman, son olarak anne babalara uyarılarda bulundu. Ailelerin çocuklarını dikkatli bir şekilde gözlemlemeleri gerektiğini söyleyen Bozduman, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Ergenlik çağına girişte 10-15 yaş arası grupta çocuklar biraz kendilerini saklayabilir, aileleri omuz seviyelerini, göğüs hizalarında ve kürek kemiği hizalarında kollarıyla vücutlar arasındaki boşluğun asimetrisini mutlaka kontrol etsin, gözlemlesin.

Gerekirse böyle hafif öne eğerek, sırtında bir asimetri oluşuyor mu baksınlar. Akıllarına yatmayan bir problem varsa mutlaka bir Ortopedi ve Travmatoloji uzmanına başvursunlar.

Erken tanı birçok hastanın ameliyat olmadan bu süreci atlatabilmesine fırsat sağlıyor, dolayısıyla bu çok önemli. Halkımızın bu konuda bilinçlenmesi ve çocuklarını sürekli gözlem altında tutmaları birçok çocuğun gereksiz ameliyat olmasının önüne geçecek, o yüzden bizim çağrımız vatandaşlarımızın mümkün olduğu kadar çocuklarını gözlemleyerek fark ettiklerinde hekimlere başvurması”.

 “Doktoruma minnetttarım”

Kırgız hasta Karıma Tagaeva ise yaşadığı süreci şu şekilde anlattı: “Dördüncü seviye Skolyoz ile başvurdum, uzun süren yürüyüşlerden sonra nefes darlığı yaşıyordum ve çok zorlanıyordum. Bacaklarım ağrıyordu, doğru düzgün yatamıyordum, yürüyemiyordum, görüntümden çok rahatsız oluyordum. Bu nedenle çareler aramaya başladım, ameliyat için Türkiye'yi buldum ve Antalya'ya geldim.

Tıp Fakültesi birinci sınıfı bitirdim, ameliyat öncesi kendimi çok kötü hissediyordum. Ameliyat sonrası ağrılarım azaldı, kendimi daha iyi hissediyorum. Artık nefes darlığı çekmiyorum. Operasyon çok güzel geçti, doktorumu herkese tavsiye ederim, kendisine çok minnettarım, çok memnun kaldım”.

Kaynak: İHA