Müfit Can Saçıntı, sosyal medya üzerinden hayranlarına neden yeni projelerle gündeme gelmediğini açıkladı. Saçıntı, yapımcı ile sponsor arasında yaşanan ve inanılması güç bir yanlış anlaşılmayı detaylandırdı.
Saçıntı'nın anlattığına göre, yeni projesi için Ankaralı büyük bir sanayiciyle sponsor konusunda anlaşmıştı. Ancak yapımcının istediği 15 milyon TL'yi, sanayici yanlış anlayarak 15 bin TL olarak düşündü. Daha sonra, bu yanlış anlaşılmayı pekiştirerek, "15'in lafı bile olmaz, ben size 35 bin vereyim" dedi. Saçıntı, bu durumu şöyle ifade etti: "Bu zenginler, bir akşam yemeğine, 35 bin, 350 bin, üç buçuk milyon verirken, bu Ankaralı büyük sanayici hangi kafayla 35 bin liraya film çekileceğini düşünüyor."
Türkiye’de Zengin Olmanın Zeka ile Alakası Yok!
Müfit Can Saçıntı yaşadığı olayı X hesabından şu ifadelerle paylaştı:
Neden yeni film, yeni dizi çekmiyorum, çekemiyorum?
Başıma yeni gelen olayı sıcağı sıcağına anlatayım:
İyi niyetli bir kadın bir yapım şirketi kurmuş.
Köklerinin geldiği bir Ankara ilçesinde film çekmek istiyor. Yönetmenlik teklifinde bulundu:
“Senaryoyu bana uygun bulmadım ama hikayeyi sevdim. Senaryoyu yeniden yazdırırsak olur”, dedim.
Prensipte anlaştık.
Bir sponsor var, ondan para alacak, bana ve senaristlerimize avans verecek.
Daha önce elinde dosya ile sponsora gitmiş.
Ana sponsorluk bedeli olarak dosyaya 15 Milyon yazmış.
Tabi güzel yurdumuzda kimsenin okumaya vakti olmadığı için, Ankaralı Büyük Sanayici de dosyayı okumadan sormuş;
⁃Ne kadar lazım?
Bizim yapımcı hanım, 15 Milyonu kast ederek,
⁃15, demiş.
Ankaralı büyük sanayici, sponsor adayı, kast edileni “bin” sanarak;
⁃15’in lafı bile olmaz ben size 35 vereyim, demiş.
Bizim yapımcı hanım çok mutlu olarak beni bilgilendirdi.
İki gün önce Ankaralı Büyük sanayici sponsor adayının ofisine gitmiş.
Ankaralı büyük sanayici bendenizi çok sevdiğini benim için yemek vermek istediğini filan söylemiş.
Yanından beni arayıp bildirdiler. Filmin akıbetini düşünerek
”olur” dedim.
Aynı görüşmede Ankaralı büyük sanayici, 35 Bin Lira vereceğini düşünerek;
⁃Parayı hemen elden vereyim, demiş.
Bizim yapımcı “35 Milyon” alacaklarını düşünerek;
⁃O kadar parayı nasıl taşıyayım? Siz yarın bankaya yatırın, biz bankadan çekelim, demiş…
Ankaralı büyük sanayici , bu cevaptan hiç işkillenmeden “olur” deyince,
Bizim yapımcı sevinmiş, beni aradı, ben de sevindim.
Ödeme yapmam gereken, borçlu olduğum yerlere mesaj attım, onlar da sevindi. Hep beraber sevindirik olduk.
Ertesi günü sevinçle bekledik.
Bizim yapımcı yanında birileriyle bankaya gidiyor.
Bir de ne görsünler;
Hesaba “35.000” tl yatmış. Üç sıfır eksik.
Yanlışlık oldu heralde diye karşı tarafı arıyorlar;
⁃Yoo yanlışlık yok, siz film çekmek için 35 Bin, istemediniz mi, diye cevap alıyorlar…
Ben bunları bizim senaristlere anlattım;
⁃Biz böyle bir sahne yazsak, gerçek hayatta böyle şey olmaz, senaristler saçmalamış diye tepki alırız dediler…
Benim de içimden de şöyle cümleler geçti.
⁃Ulan, , sosyal medyada görüyoruz, mesela Bodrum’da bu sanayiciler, bu zenginler, bir akşam yemeğine, 35 bin, 350 bin, üç buçuk milyon verirken, bu Ankaralı büyük sanayici hangi kafayla 35 Bin liraya film çekileceğini düşünüyor…
Ulan adamın dünyadan haberi yok, bu kafayla bu zekayla sanayici, zengin olmuş biz böyle hepimiz sürünüyoruz.
Demek ki Türkiye’de zenginliğin, zekayla, bilgiyle, kültürle alakası yok ama neyle ilgisi var acaba?
İşte böyle canlarım…
Bazen soruyorsunuz ya “neden yeni film, yeni dizi çekmiyorsun” diye.
Buna benzer o kadar çok şey yaşıyorum ki;
ne siz sorun, ne ben söyleyim!
