Hastaneden yapılan açıklamaya göre, KRK, Batılı ülkelerde en sık görülen üçüncü kanser türü olurken, dünya çapında yılda 1,9 milyon yeni KRK tanısı konuluyor. Bu vakaların yarısı ise ölümle sonuçlanıyor.
Türkiye Birleşik Veri Tabanı'na göre, Türkiye'de de Batılı ülkelerde olduğu gibi hem kadınlarda hem de erkeklerde en sık görülen üçüncü kanser türü arasında yer alıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Kıyak, kolorektal kanserin, erken evrede teşhis edilebilir olması sebebiyle Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanser tarama programlarına dahil edildiğini belirtti.
Kıyak, "Taramadaki amaç, kolorektal kanseri erken evrede tespit ve tedavi etmek ve invaziv kanser sıklığını azaltarak yaşam kalitesini artırmak ve yaşam süresini uzatmaktır." ifadelerini kullandı.
Hastalığın makattan kanama, dışkılamada tam olarak boşalmama hissi, üç günden uzun süren bağırsak alışkanlığında değişiklik, kilo kaybı, güçsüzlük, halsizlik ve yorgunluk gibi belirtilerle ortaya çıkabileceğini aktaran Kıyak, KRK tedavisinin, evresine göre değişmekte olup genellikle cerrahi, kemoterapi ve ışın tedavisi (radyoterapi) olabileceğini paylaştı.
Hareketsiz Yaşam, Aşırı Kilo ve İleri Yaş Gibi Çeşitli Risk Faktörleri Var
Kanserin risk faktörlerine ilişkin bilgi veren Kıyak, şunları kaydetti:
"Sigara tüketimi, alkol kullanımı, fiziksel olarak inaktif olmak, aşırı kilolu veya obez olmak, Batı tipi beslenmek, kolorektal kanserin değiştirilebilir risk faktörlerinin başında gelir. Değiştirilemeyen risk faktörleri ise, ileri yaş, erkek cinsiyet, kişide veya birinci derece akrabalarında kolorektal kanser veya kolon polip öyküsü, inflamatuvar bağırsak hastalığı öyküsü, Tip II diyabet, karın bölgesinde radyasyon öyküsüdür."
KRK tanısının, kolonoskopiyle alınan örneklerin histopatolojik olarak değerlendirilmesiyle konulduğunu ifade eden Kıyak, KRK'nin genellikle erken dönemde bulgu vermediği bilgisini paylaştı.
"75 Yaşından Sonra İse KRK Taraması Bireyselleştirilmelidir"
Mevlüt Kıyak, belirtiler gelişmeden önce yapılan kanser taramasının, poliplerin veya erken dönem kanserin tespitine yardımcı olduğunu bildirerek, şu açıklamalarda bulundu:
"Tarama için kullanılan kolonoskopi, sigmoidoskopi, BT-kolonografi ve dışkı temelli testlerin farklı oranlarda kanser öncüsü polipleri tespit etmede faydalı olduğu gösterilmiştir. KRK öncüsü poliplerin endoskopik olarak çıkarılması KRK insidansını ve KRK mortalitesini azaltır. Endoskopik olmayan tarama testleri çift basamaklı testlerdir. Kolonoskopi tek basamaklı test olup, sadece erken evre kanserlerin saptanması değil, aynı zamanda poliplerin saptanması ve çıkarılmasına da olanak tanır. Böylelikle kolorektal kansere karşı uzun vadeli bir koruma sağlar. Bu nedenle, genel olarak 50 yaş üstü kişilerde taramaya başlanmalı, kolorektal kanser için artmış riski olan kişilerde ise tarama programına 45 yaşında başlanmalıdır. 75 yaşından sonra ise KRK taraması bireyselleştirilmelidir."
Daha Az İşlenmiş Et, Daha Fazla Posalı Gıda Tüketilmeli
Kolorektal kanserinden korunmak için alınabilecek önlemleri sıralayan Kıyak, hastalığı önlemek için değiştirilebilir risk faktörlerini ortadan kaldırmak gerektiğini ifade etti.
Kıyak, şunları kaydetti:
"Sigara ve alkol kullanmamak, günde ortalama 45 dakika orta tempoda fiziksel aktivite yapmak, posa içeriği yüksek (meyve-sebze, kuru baklagiller, tahıllar) besin tüketimini artırmak, Batılı tip beslenmeyi (kırmızı ve işlenmiş et) azaltmak ve sağlıklı kiloda kalmak, çoğu kanser türünde olduğu gibi kolorektal kanserden korunmada da etkilidir. Sonrasında yapılması gereken en önemli şey ise yukarıda bahsedilen kolorektal kanser tarama programlarından birine dahil olmaktır."