Son günlerde artan IŞİD ve PKK'nın terör eylemleri, durmaksızın öldürülenlerin, yaralananların haberlerini duymak, savaş sahnelerine tanıklık etmek herkeste büyük bir üzüntü ve travma yaratıyor. Şiddet, yalnızca yaşayanların değil, tanık olanların ve hatta medya üzerinden tanık olanların da ruh sağlığı üzerinde ciddi ve bazen de onarılması güç etkiler bırakıyor. Manisa'da yapılan IŞİD ve PKK operasyonları, gözaltılar, tutuklamalar, canlı bomba ihbarları kentteki sosyal yaşamı da etkiliyor.
EREN EKİNCİ (Özel Haber)
IŞİD, Türkiye'nin operasyonları sonrası büyük şehirleri hedef alacağını açıklamıştı. Geçtiğimiz yıllarda büyükşehir statüsüne kavuşan Manisa'da vatandaşlar IŞİD'in eylemlerinden tedirgin olduklarını dile getirdi. Psikologlar bomba korkusunun bireyleri yalnızlaştırdığını ve kişilik bozukluğuna neden olduğunu dile getirirken Manisa İl Emniyet Müdürü Tayfur Erdal Ceren, Manisa'nın huzurlu bir il olduğunu ve canlı bomba eylemlerinin Manisa'da yaşanmasına fırsat vermediklerini dile getirdi.
VATANDAŞ KORKTUĞUNU SÖYLÜYOR
?Canlı bombalar sizi tedirgin ediyor mu?' sorusunu yanıtlayan Manisalı vatandaşlar genel olarak tedirgin olduklarını dile getirdiler. Vatandaşların yorumları şu şekilde:
Şaban Ademoğlu, 20 Yaşında, İktisat öğrencisi,
"Pazar yerlerine, düğünlere, basın açıklamalarına katılırken tedirgin oluyorum. Bu durumun da bizi biraz toplumdan uzaklaştırdığını düşünüyorum. Özellikle bu sene yapılan bomba saldırıları oldukça korkutucu. Medyadan takip ediyoruz. Manisa'da böyle olayların yaşanmayacağını düşünsek bile tedirginliğimiz yok olmuyor."
Nurullah Çetinkaya, 59 Yaşında, Esnaf
"Bu bombalamalar yüzünden, korkarak yaşamaya başladık. Ben bir vatandaş olarak, kalabalık yerlerde gezerken tedirgin oluyorum. Vatanımı, milletimi çok seviyorum. Bu bomba eylemini yapanlar bizim ülkemizi sevmeyenler. Bu kötü insanlar yüzünden sürekli endişe altında yaşıyoruz. Rabbim bu kötü insanların şerrinden iyi insanları korusun."
Coşkun Şermet 48 Yaşında, İşletmeci
"Son günlerde Manisa'da da IŞİD'çiler yakalanmaya başladı. Bu da bu örgütün buralara kadar geldiğini gösteriyor. Bu da demektir ki; Suruç'ta olan bir patlama burada da olabilir. Bu sebepten dolayı korku altında yaşıyoruz. Televizyonda her gün bu haberleri görüyoruz. Manisa'da daha önce hiç canlı bomba olayı görmedim. Ama bu olaylar yüzünden tedirgin oluyor muyum diye sorarsanız evet oluyorum derim."
ARTIK POLİS KAHRAMANLIK YAPAMIYOR
Konu ile ilgili görüşlerini aldığımız Manisa İl Emniyet Müdürü Tayfur Erdal Ceren, Manisa'nın huzurlu olduğunu ve canlı bomba eylemlerinin Manisa'da yaşanmasına fırsat vermediklerini dile getirdi. Canlı bomba olaylarını önlemek için makul şüpheliye dinleme yapma işinin tekrar polise verilmesi gerektiğini dile getiren Ceren, dinleme yapıldığı zaman suçun yaşanmadan önlendiğini söyledi. Ceren şu şekilde konuştu: "Bizim esas isteğimiz makul şüpheliye dinleme ve takip yapmak. Eskiden polisler suç daha yaşanmadan önlerlerdi. Hatta halkımız onlara kahraman polis derdi. Artık polis kahramanlık yapamıyor. Olayın olmasını bekleyip ondan sonra müdahale edebiliyor. Önceden istihbarat almadan canlı bomba yakalayamazsın. Canlı bomba bağırarak, slogan atarak polisin üzerine yürüdüğü anda kaç tane polis memuru üzerine atlayarak durdurmaya çalışsa da hepsi infilak eder. Polisimiz, vatandaşın güvenliği için canlı bombayı tutmaya da çalışır. Vatandaşımızın huzuru, şehrimizin güvenliği ve devletimizin devamlılığı için şehit olmaya da hazırız. Bu konuda emin olabilirsiniz. Ama 500 tane traktör geçiyordur o yoldan bunlardan 1 tanesi bomba yüklüdür. Polislerimizin gözleri x-ray cihaz değil ki uzaktan bakarak tespit etsin. Bunu bilme şansınız yok. O yüzden makul şüpheliye dinleme yaparak bu olayların önüne geçilir. Genel olarak baktığımızda ise Manisa huzurlu bir kent. Manisa'da yapılacak terör olayları, teröristler için ses getirmeyeceği için şehrimizde canlı bomba olayı yaşanacağını düşünmüyorum. Onlar daha büyük şehirleri tercih ediyorlar. Manisa'da binde 1 bomba riski ihtimal bile olsa, anında bütün polislerimizle tedbir alırız. Vatandaşımız polisimize güvenebilir" dedi.
VATANDAŞLAR GİDEREK YALNIZLAŞIR
Türkiye Psikiyatri Derneği, Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Birim Koordinatörü Dr. Hira Selma Kalkan, Canlı bomba ve terör ortamının vatandaşlar üzerindeki toplumsal etkileri hakkında analizlerde bulundu. Kalkan, terör olaylarının medyada yer almasının bile bireylere zarar verdiğini belirterek şu şekilde konuştu: "Yaşanılan belirsizlik, gerilim, savaş çığırtkanlığı, travmatize etkiyi arttırır. Bilinmezlik, güven duygusunu bozar ve korkuyu çoğaltır. Bir de ne zaman nerden geleceğini bilememek, kontrol edilemez oluşu insanda çaresizlik yaratır. Kişilerin gündelik hayatları sekteye uğrar, hayat ritimleri, eğlence, dinlenme döngüleri değişir. Terör endişesi nedeniyle gidilen mekanlar, alanlar daraltılır. Bu ve benzeri hayat ritmi değişiklikleri, insan duygularını olumsuz etkiler ve depresyona yatkınlaştırır. Kendinden farklı etnik ya da sosyal sınıflara ait insanlara karşı gelişen güvensizlikleri, kendi güvenlik algısını bozar. Yıkıcı davranışlar artar. Temel insani değerlerin kaybedilmesi, bireyin kendine ve topluma giderek yabancılaşması, gelişmekte olan yeni kuşakların kişilik gelişimi üzerinde olumsuz ve kalıcı değişikliklere neden olur. Ne olacağımızı bilmiyoruz. Belirsizlik çok tehlikeli ve en önemli kaygı nedenidir. İnsanların tedirgin ve endişeli olmalarının nedeni, her an başlarına bir şey gelecek endişesi yaşaması, tetikte olması, böyle bir olasılığı hesaplayarak yaşamaya çalışması ve azami kontrol çabasıdır."
HUZUR ORTAMI SAĞLANMALI
Dr. Hira Kalkan, canlı bomba kaygısının bireyler üzerinde yarattığı psikolojik rahatsızlıklara değinerek konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: "Şiddet görüntülerine maruz kalmak, öldürülme ve bir şey patlayacak korkusu yaşamak, travma sonrası stres bozukluğu, akut stres bozukluğuna neden olabilir. Depresyon zaten toplumda yaygın görülen bir hastalık. Anksiyete ve birçok ruhsal bozukluk çıkabilir. Kimi bunlarla baş eder, kimi edemez. Kişi kaygıyla başa çıkmak için madde, alkol almaya yönelebilir, ilaç kullanabilir. Bütün bu kaygılar bedensel şikayet olarak da görülebilir. Şiddet içeren olaylar, sahneler ve görüntüler ne kadar sık, ne kadar fazla ve ne kadar uzun süre medyada yer alırsa, zararlı etkilerinin o oranda arttığı bilinmektedir. Sürekli tehdit altında hissetme ve belirsizlik halini körükleyecek gelişmeler ne yazık ki hepimiz üzerinde, farklı miktarlarda da olsa, yıpratıcı etkiler gösterecektir. En önemli çözüm, toplumun üzerindeki tetikte olma ve tedirginlik halinin giderilmesi için gerekli güvenlik önlemlerinin alınması ve huzur ortamının sağlanmasıdır."
Editör: TE Bilişim