2005 yılından bugüne kadar yurttaşlarımızın geçmediği, otoyollar, kullanmadığı tüneller için 5'li Çete’ye ‘kira ve hizmet bedeli’ olarak hazineden 80 milyar dolarlık para aktarıldığını vurgulayan Bakırlıoğlu “Bu ballı 44 şirketten, sadece 7 tanesi vergi ödemiş. Geri kalan 37 tanesi matrah bildirmemiş. Bugüne kadar 80 milyar dolar yani, yaklaşık 2,6 trilyon lira kaynak aktarılan bu firmalar vergi ödemiyor ama emeklimiz, emekçimiz, çiftçimiz, esnafımız vergi ödüyor.” şeklinde konuştu.

44 Şirketten Sadece 7 Tanesi Vergi Ödemiş

Konuşmasında KÖİ (kamu-özel işbirliği) projelerine de değinen Bakırloğlu, teklifin 35'inci maddesiyle kamu-özel iş birliği projeleri kapsamında faaliyet gösteren firmaların kurumlar vergisi yüzde 25'ten yüzde 30'a çıkarıldığını ifade ederek “Bu kapsamda faaliyet gösteren 44 tane firma var. Bunlar, kamuoyunda daha çok bizim "5'li çete" diye bildiğimiz yandaş şirketler. Büyük kamu ihaleleri alan, 21/B'yle alan, pazarlık usulüyle alan şirketler toplam 44 tane firma var. Bunların kazanca esas matrahı 12 milyar liraymış, tahakkuk eden vergi ise sadece 2,8 milyar lira. Yüzde 25'ten yüzde 30'a çıkınca kurumlar vergisi oranı bütçeye ilave olarak yalnızca 558 milyon liralık bir gelir gelecek. Bu 558 milyon lira rakamı bize çok az gelmişti ‘Neden böyle?’ diye sormuştuk. Kira ve hizmet bedeli olarak 2005 yılından bugüne kadar yurttaşlarımızın geçmediği, kullanmadığı otoyollardan, tünellerden bu "5'li çete" diye tabir ettiğimiz yandaş şirketlere hazineden 80 milyar dolarlık para aktarılmış. 2024 yılında aktarılacak tutar 162 milyar lira, 2025-2026 yıllarını da eklersek üç yılda tam 673 milyar liralık kaynak aktarılacak. 2024 için aktarılacak olan tutar 162 milyar lira ancak bunların hasılatı 162 milyar lira değil; bu tutar sadece Hazine’den aktarılacak tutar. Esas hasılatları, ciroları çok daha fazla ve bunların sözleşmeleri dolar üzerinden yapılmış ve o nedenle yıl sonunda bu rakam daha da artabilir.

Anahtar Parti’de ilçe başkanı belirlendi Anahtar Parti’de ilçe başkanı belirlendi

Ortada bu kadar büyük bir kaynak, bu kadar büyük bir ciro var ama vergi ödemeye geldiği zaman sadece 2,8 milyar liralık vergi ödemiş bu şirketler. Komisyonda sorduk: ‘Neden bu kadar az?’ Aldığımız cevap şu oldu: ‘Bu 44 şirketten sadece 7 tanesi vergi ödemiş, geri kalan 37 tanesi matrah bildirmemiş yani vergi ödememiş.’ Yani bugüne kadar 80 milyar dolar, yaklaşık 2,6 trilyon lira kaynak aktarılan bu firmalar vergi ödemezken; emeklimiz, emekçimiz, çiftçimiz, esnafımız vergi ödüyor. Peki, o zaman sormak lazım, bu oranı 25'ten 30'a çıkarmanın ne manası var? 40'a çıkaralım, nasıl olsa bunlar vergi ödemiyor “ dedi.

İlk Yapılması Gereken Şey Bu İktidardan Kurtulmaktır

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Sırtınızda küfe yok’ açıklamasına değinen Bakırlıoğlu şöyle konuştu: “Erdoğan’ın açıklamasından iktidarın sırtındaki küfenin içindeki yükün emekliler ve EYT'liler olduğunu anlıyoruz. Peki, gerçekten de emekliler yük mü? EYT'nin çıkması küfedeki yükü artırdı mı? 2020 yılında emekli sayısı toplamda 13 milyon 264 bindi ve tüm bu emeklilere ödenen maaş tutarının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 6,9'du. 2023 yılında EYT çıktı, emekli sayısı yüzde 20 artışla 16 milyona kadar çıktı. Peki, emekli maaşlarının millî gelire oranı ne oldu? Eğer emekli sayısı yüzde 20 arttıysa emeklilerin millî gelirden aldığı payın da en azından yüzde 20 artması lazım, öyle değil mi? Yani 8,5'a, 9'a çıkması lazım ki, bu rakamlar bile Avrupa Birliği ortalamasının altında. Ama bakıyoruz, emeklilerin millî gelirden aldığı pay 2020 yılda yüzde 6,9 iken EYT'nin çıktığı, emekli sayısının 16 milyona dayandığı 2023 yılında yüzde 5,3'e düşmüş. Yani iktidar diyor ki;  ‘Emekli sayısı ister 20 milyon, isterse 25 milyon olsun bizim emekliye millî gelirden vereceğimiz pay yüzde 6, bunu geçmez; isterse emekli zebil olsun, emekli aç kalsın, bizim vereceğimiz tutar budur.’ Emeklinin küfedeki yükünün artıp artmadığını başka nereden anlayabiliriz? Hazineden SGK'ye yapılan transferlere ve bu transferlerin de gayrisafi yurt içi hasılaya oranına bakmamız lazım. Emekli sayısı arttı dolayısıyla bütçeden SGK'ye transferlerin de artması gerekiyor. Eğer böyleyse belki Cumhurbaşkanı şikâyet etmekte haklıdır diyoruz. Ama rakamlara baktığımızda, SGK'ye Hazineden yapılan bütçe transferlerinin millî gelire oranı 2020 yılında yüzde 4,9'muş. 2023 yılında emekli sayısı yüzde 20 artmış. Beklenen nedir? 4,9'dan mesela yüzde 6'ya çıkması, yüzde 7'ye çıkması. Ancak, bakıyorsunuz 4,9'dan 3,23'e düşmüş yani yük artmamış. Bakın, emekli sayısı artıyor, EYT'li sayısı artıyor, emekli olmuş bunlar ancak yük artmamış. Peki, hani emekli yüktü, hani EYT'li yüktü; rakamlar bunu söylemiyor. Küfede ağırlık yapanın emekli, EYT'li, emekçi insanlar değil.

Bu milyonlarca insan açlık ücretleriyle, sefalet ücretleriyle yaşamak zorunda bırakılmış. Küfeye ağırlık yapan emekliler değil, EYT'liler değil, tam tersine bu insanlar ödedikleri vergilerle, KDV ile ÖTV'yle bütçeyi besleyen insanlar. Küfede ağırlık yapan, ağırlığı her geçen gün artan biraz evvel bahsettiğim kamu-özel iş birliği projeleriyle kaynak aktarılan o 5'li çetelerdir. Rakamlar ortada, bugüne kadar aktarılan tutar tam 2,6 trilyon lira. Ağırlık yapan, yük olan emekli değil, asıl yük olan kur korumalı mevduattır. Kur korumalı mevduatla bir avuç insana, sadece 2023 yılında tam 1 trilyon lira para aktarıldı. Emekliye verilen tutar ne kadar? 33 milyar lira. Ne kadar? Binde 3'ü. Kur korumalı mevduat ile kamu-özel iş birliği projeleriyle aktarılan trilyonlar yüktür ve bu küfedeki bu yükten kurtulmak gereklidir. Kur korumalı mevduatla, kamu-özel projeleriyle aktarılan trilyonlar hakikaten yüktür ve bu küfedeki bu yükten bir an önce kurtulmak gereklidir. Bunun için de ilk yapılması gereken şey bu iktidardan kurtulmaktır.”

Muhabir: Özkan ÇELİK