"Hüseynik Türküsü," Anadolu'nun zengin halk müziği geleneğine ait bir türküdür. "Hüseynik Türküsü"nün temel teması, aşk, ayrılık, hasret gibi evrensel konuları içerir.
Hüseynik Neresidir?
Hüseynik, günümüzde Elazığ'ın bir mahallesidir.
Hüseynik Türküsü Kime Yazıldı?
Hüseynik türküsü, o dönemlerde adı Harput olan Elazığ'da telgraf memurluğu yaparken kalp krizinden ölen Akif Efendi'yi anlatıyor.
1800’lü yılların sonlarında, Harput (Elazığ) Posta Müdürü olarak görev yapan, tarafından sevilen sayılan Akif, Hüseynik'te oturur, sabahları Saray Yolu ile Harput'a çıkardı.
Kız kardeşi Ati Hanım, bir kardeşi de Musul'da olduğundan, abisine aşırı düşkündür.
Telgrafçı Lütfü de Akif'in müdürlüğü döneminde PTT'de göreve başlamış, Akif'in çok sevdiği bir kişidir
Akif hiç beklenmedik bir zamanda Hüseynik'ten Harput’a doğru giderken yolda kalp krizi geçirir ve ölür. Ölüm olayı duyulunca bütün bir şehir halkı, arkasından günlerce gözyaşı dökerler.
Saçlızade Hacı Vehbi Efendi de tüm bunlara duyarsız kalmaz ve hazin şarkıyı güftesiyle ve bestesiyle oluşturur.
Hüseynik'ten Çıktım Şeher Yoluna Sözleri
Hüseynik'ten çıktım şeher yoluna
Can ağrısı tesir etti koluma
Yâradan'ım merhamet et kuluna
Yazık oldu yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu Feleğin bana cevri ne
Telgrafın direkleri sayılmaz
Ati Hanım baygın düşmüş ayılmaz
Böyle canlar teneşire koyulmaz
Yazık oldu yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana cevri ne
Lütfi gelsin telgrafın başına
Bir tel vursun Musul'da gardaşıma
Bu gençlikte neler geldi başıma
Yazık oldu yazık şu genç ömrüme
Bilmem şu feleğin bana cevri ne