Prof. Dr. Sinan Altan Kocaman, bireyin hayatında yaşayabileceği kalp ritim bozuklukları ve tedavileri hakkında açıklamalarda bulundu.
Kocaman, toplumda birçok bireyin çarpıntı olarak yaşadıklarını sandığı durumlarda aslında kalp atışlarını hissettiklerini belirterek “Araştırdığınız zaman genellikle anksiyete, stres ve çok çay ile kahve içmesinden dolayı kişinin kalp atışını hissetmesi durumudur. Bu hastalara gerekli incelemeleri yaptıktan sonra rahatlamaları için önerilerde bulunuyoruz. Bazen psikiyatriden destek de alıyoruz. Geçici bir süreyle hastanın anksiyetesinin ve hissettiği şeyin normal bir şey olduğunu anlattıktan sonra hastalarımız genellikle rahatlıyor” dedi.
"Bu ritim bozukluğunun ne olduğunu ortaya koymaya çalışıyoruz"
Kardiyolojinin çok genişe hizmet eden bir bölüm olduğunu dile getiren Kocaman, “Kardiyak ritim bozuklukları da bir o kadar geniş bir hastalık grubudur. Bunların altında özellikle yapısal bir kalp hastalığının olması ile olmaması çok önemli çünkü bir kişinin kalbinde yapısal bir kalp rahatsızlığı olması durumunda oluşan bir ritim bozukluğuna bakışımızla, tamamen normal bir yapısı olan kalbin tedavisine de yaklaşımımız farklı oluyor. O yüzden ilk önce kişinin hissettiklerini iyice sorguladıktan ve yapısal bir hastalık olmadığını ortaya koyduktan sonra bu ritim bozukluğunun ne olduğunu ortaya koymaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Kalbin yapısal olarak iki odacık ve iki karıncıktan oluştuğuna dikkati çeken Kocaman, bu odaların her birinden ritim bozukluğu oluşabileceğini belirtti.
Kocaman, yaşanan tüm ritim bozukluklarının tedavi edilebilir olduğunu vurgulayarak, “Çok az oranda çeşitli algoritmalar ve çeşitli tedavilere rağmen tamamen tedavi edilemeyen durumlar da mevcuttur. Hayat kalitesi bir insan için çok önemlidir. Bunun için hem medikal ilaç tedavileri var hem de bu tedavinin tamamen ortadan kaldırıldığı iki ve üç boyutlu tedavilerimiz de var. Bunlarda kişi tamamen ritim bozukluğundan kurtulmuş olur. Ritim bozukluğu doğuştan veya sonra kazanılmış olabilir” dedi.
Sağlık teknolojisinin gelişmesiyle birlikte kullanılan üç boyutlu tedaviler sayesinde başarı oranının yüzde 99,8’e çıkardığını kaydetti.
"Çok acayip tedaviler yapmaya gerek yoktur"
Yapısal problemleri olan hastalarda nükseden ritim bozukluğunu ortadan kaldırmanın yerine kişinin yaşam kalitesini yeniden sağlamak için çok iyi bir medikal tedavi alması gerektiğinin altını çizen Kocaman, “Kişinin ritim bozukluğunu külliyen ortadan kaldırmak için çok acayip tedaviler yapmaya gerek yoktur. Kişinin eğer semptomları ortadan kalkıyorsa ve bu ritim bozukluğundan dolayı ekstra bir problem yaşamıyorsa bu da bizim için kabul edilebilir bir tedavidir” ifadelerini kullandı.
"Kişinin yaşlanmasıyla birlikte kalbinin elektrik sisteminde kuruma meydana gelir"
Kişinin yaşlanmasıyla birlikte kalbinin elektrik sisteminde bir kuruma meydana geldiğine değinen Prof. Dr. Kocaman, sözlerine şöyle sonlandırdı:
“Kalbimiz tamamen elektrikle çalışan çok iyi bir pompadır. Bu elektrik sistemi kalbin sağ üst odacığından başlar, orta bölgesine ilerler ve buradan da alt kısmına yayılarak bir kalp atımının oluşmasını sağlar. Zaman içerisinde bazen enfeksiyonlar, bazen geçirilmiş ameliyatlar ve bazen yaşla birlikte bu elektrik sisteminde kopma oluşabiliyor. Bu durumlarda kalp piline müracaat ederiz. Bu cihazlar ile elektriksel olarak sinyal iletmeyen, kopan bölgenin üst tarafından kalp sinyalini alır, alt taraftaki bölgeye elektriksel uyarı deşarjı şeklinde veririz ve bu cihazlar bu şekilde kalbi istediğimiz şekilde yönetmemize izin verir. Kalp içine defibrilatör dediğimiz şok cihazları, kalp yetmezliğinin tedavisinde bulduğumuz kardiyak yeniden eş zamanlama tedavileri çıktı. Biz bu sofistike cihazları da kullanıyoruz. Bu tedavilerde amacımız kalbin hızını ayarlamak değildir. Hayatı tehlikeye atan ritim bozukluklarını tespit ve tedavi amaçlıdır.”