Bakan Tunç’tan flaş ‘ceza infaz sistemi’ açıklaması Bakan Tunç’tan flaş ‘ceza infaz sistemi’ açıklaması

Ülkede son dönemde ardı ardına işlenen kadın cinayetleri tepki çekmeye devam ediyor. Sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, kadın dernekleri gibi oluşumlar, yaptıkları basın açıklamalarıyla cinayetlere tepkisini dile getiriyor.

Manisa’da da Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları üyeleri, 17 ilçede eş zamanlı olarak basın açıklaması yaptı. Ortak açıklamada, “2024 yılının geride bıraktığımız 9.5 aylık kısmında tam 297 kadın öldürüldü. Her biri, bir anne, bir kız kardeş, bir eş, bir arkadaş… Her biri, bu ülkenin geleceği olan bir hayat. Bu rakamlar sadece bir istatistik değil, her dakika artmakta olan kadın cinayetlerinin, kadınların her gün hayatta kalma mücadelesi verdiğinin acı bir gerçeğidir. Biz kadınlar, bu ülkede sadece eşitlik için değil, hayatta kalabilmek için mücadele ediyoruz! Mücadelesinde yenik düşen, katledilen kadınların haklarını ararken körelmiş, kokuşmuş, yozlaşmış zihniyetlerin hukuksuz bariyerleriyle karşılaşmaktayız. Bu çökertilmiş sistemde var olan gerici zihniyetlerin yol açtığı şiddet sarmalı ile mücadele etmekteyiz. Bu şiddet sarmalı, hukuksuzluğun bir sonucu olarak erkek failleri aklayan ve cezasız bırakan şiddeti toplumda meşrulaştıran tutumların sonucunda ortaya çıkmıştır” ifadeleri yer aldı.

Whatsapp Image 2024 10 12 At 13.25.00

Açıklamada, kadın cinayetlerinin İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesiyle daha da arttığı iddia edildi. İstanbul Sözleşmesi’nin, kadınların yaşam hakkını güvence altına alan bir sözleşme olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi: “Bugün bulunduğumuz ataerkil düzende, sokakta çocuğunun karşısında öldürülen Emine Bulut, sevgilisi Cem Garipoğlu tarafından katledilen Münevver Karabulut, Yusuf Akbulut tarafından Manisa’da sabah işe gitmek için evinden çıkan Gülnur Kocabaş’ı, Katil Semih Çelik tarafından katledilen İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil; daha nice toplumda özgürlüğünü sürdürmeye çalışan kadınların vahşice yaşam hakları ellerinden alınmıştır. Bizler İstanbul sözleşmesinin ve 6284 sayılı kanunun uygulanmasının hayati önem taşıdığını vurgulamak istiyoruz. 6284 sayılı Kanun, kadınları korumak adına güçlü bir araçtır. Ancak, bu kanun etkin uygulanmamaktadır! Yasa var, ama uygulama yok! Kadınlar korunması gereken yerde ölüme terk edilmekte! Bu böyle devam edemez! Biz kadınlar, yasaların uygulanmasını talep etmekten bile yorulduk. Her gün bir kadının adını daha kara haberlerde okumaktan bıktık! Sokaklarda yürürken arkamıza bakmadan güvenle adım atabilmek istiyoruz. Eşitlik, adalet ve en temel hakkımız olan yaşam hakkımız için sesimizi duyuruyoruz. Bugün burada sadece kadınlar için değil, toplumun vicdanı adına konuşuyoruz. Kadın cinayetleri politiktir. Bu gerçeği görmezden gelen her adım, kadınların öldürülmesine göz yummaktır. Biz, bu ülkenin gençleri olarak şunu söylüyoruz: Artık yeter! İstanbul Sözleşmesi geri gelsin. 6284 sayılı Kanun, tavizsiz şekilde uygulansın! Kadınlar, yaşamın her alanında şiddete maruz kalıyorlar. Ailede, okulda, evde, sokakta, basın açıklamalarında her yerde şiddet kadına yöneltilmekte. Kadınların yaşam hakkı, pazarlık konusu değildir. Bizler, bu ülkenin sokaklarında herkesin korkusuzca yürüyebileceği bir Türkiye için mücadele edeceğiz.  Kadın cinayetlerini durdurana kadar susmayacağız. Bir ve bütün olarak, bu adaletsizliğin karşısında dimdik duracağız. Sesimiz sadece bu meydanlarda değil, her yerde yankılanacak, Kadınlar yaşıyor ve yaşatacak! Bu tepki bir defaya mahsus bir tepki değil, bu tepki verilmesi gereken ve verilecek tüm tepkilerin temsilidir ve devam edecektir. Yaşayan her canlıya saygı duyan, sevgi diliyle yaşayan, hür ve eşit bir toplum olana dek mücadelemize devam edeceğiz”

Muhabir: Didem ALTINAY