Koronavirüs pandemisi kapsamında tehlikeli bir dönemece girdik. Ya turuncu olacağız ya da ülke genelinde artışa geçen vakaların ortalama olarak altına yakın bir yerde bulunduğumuz için sarı renkte kalmaya devam edeceğiz.
100 binde görülen vaka sayılarının ilk açıklandığı dönemden bugüne orta riskli tehlike grubunda yer alan Manisa, sarı kategoride gösterildi.
İlk açıklanan verilerde haftalık ortalama koronavirüs vaka sayısı 617 kişi, günlük de ortalama 88 kişi olduğu yönündeydi.
Aradan geçen 1 aydan fazla sürede, normalleşme adımlarının hayatımıza girmesinden itibaren turuncu ve kırmızı illere nazaran daha az görülse de vaka sayıları 1.5 kattan fazla arttı.
Manisa’da 13-19 Mart tarihlerini içine alarak duyurulan, yeni 100 bin kişide görülen vaka oranı 64,66 oldu. Buna göre, Manisa’da haftalık 937 ortalama vaka sayısı, günlük ise 133 yeni vaka tespit edildi.
Yani ülke genelinde olduğu gibi bir ‘artış trendi’ içerisine adım atmış bulunduk.
Sarı renkli alanda, ‘orta riskli’ tehlike bölgesinde yer alan Manisa’da sağlanan normalleşme adımları neydi bir hatırlayalım.
“Okul öncesi, ilkokullar, ortaokullar ve liseler eğitim-öğretime açık.Restoran ve kafeler sabah 07.00 - 19.00 saatleri arasında yüzde 50 kapasite ile açık. Halı saha, yüzme havuzu tesisleri 09.00-19.00 saatleri arasında açık. Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması tamamen kalktı.(Saat 21:00'dan sonra uygulanan kısıtlama hariç) 65 yaş üstü ve 20 yaş altınının kısıtlamaları kaldırıldı. Nikah ve nikah merasimi şeklindeki düğünler 100 kişiyi geçmeyecek şekilde ve 1 saati aşmamak kaydıyla yapılabilecek.”
Peki, turuncu renkli illerde normalleşme nasıl işliyor? Bakalım.
“Cumartesi sokağa çıkma yasağı kaldırıldı, sadece pazar günü yasak. 21.00-05.00 saatleri arasındaki yasak ise hem hafta içi hem hafta sonu sürüyor. Okul öncesi, ilkokul, 8 ve 12. sınıflar açık. Ortaokul ve liseler kapalı, ancak liselerde yüz yüze sınavlar yapılabilecek. Yeme-içme yerleri, kafe ve çay bahçesi gibi işyerleri 07.00-19.00 saatleri arasında yüzde 50 kapasite ile açık. HES kodu zorunlu. Halı saha, yüzme havuzu tesisleri kapalı. 65 yaş ve üzeri ile 20 yaş altı için sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Sokak süreleri ise 3 saatten 4 saate yükseltildi. Nikah ve düğünler, katılımcı sayısı 50’yi geçmemek ve 1 saatle sınırlı olmak üzere yapılabilecek.”
Hafta sonu dışarı çıktığım an yüzüme çarpan insan seli, mavi yakışır dediğim Manisa’nın, bırakın mavi renge düşmesini, turuncuya yükseleceğine işaret etti.
Uzunca bir süre evlerine kapanan vatandaşlar, normalleşme kararları sonrasında içlerinde biriktirdikleri hafta sonu hasretini, patlamalar halinde atmaya başladı.
Sadece giyim mağazaları önünde oluşan kalabalık güruhlar bile gözlerimi korkutmaya yetti.
Vaka sayılarının tırmanışa geçtiği Manisa’da uzmanlar, vakaların hastaneye yansıma oranının düşük olduğunu vurgulasa da, bu denli bir artışın kabul edilebilir, yenilir yutulur yanı yok.
Maske takmanın, kısıtlamaların, koronavirüs bilinmezliğinin beni de canımdan bezdirdiğini söyleyebilirim ancak bu durumun, ayakkabının altına yapışıp ne kadar sürtersen sürt çıkmayan, güneşte kalmış, kıvamlı bir sakız gibi süregelmesini istemiyorum. Kimse istemez.
Esnafın, gençlerin, yaşlıların, öğrencilerin, çalışanların, işsizlerin, işverenlerin kısacası herkesin canına tak eden bu durumdan artık tamamen kurtulmamız gerekiyor.
Sarıda da kalsak, turuncuya da çıksak, kırmızıya da fırlasak, bırakalım bu rehaveti artık.
Kapanalım şöyle.
Bıçak gibi kesip atalım şu illeti.