Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetlerinin Bahar Kalkanı Harekatı başarı ile devam ediyor.
Mehmetçik top atışları ile rejim güçlerine ağır kayıplar verdiriyor. Son 24 saatte 327 rejim askeri imha edilirken bir Suriye uçağı da jetlerimiz tarafından düşürüldü.
Şiddetli çarpışmaların sürdüğü Hatay sınırımızda diplomatik temaslar da sürüyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan “Rejimin kayıpları henüz başlangıç. Şayet bir an önce belirlediğimiz sınırların dışına çıkmazlarsa bir süre sonra omuzlarının üstündeki o başlar da kalmayacak.” diyerek Suriye rejimini ve destekleyicilerini sert bir şekilde uyardı.
Başkan Erdoğan Rusya ve İran ile bir dertlerinin olmadığına değinerek “Hiçbir şehidimizin kanını yerde bırakmadık. Temennimiz bir an önce bu mücadeleyi zaferle neticelendirerek daha fazla kan dökülmesinin önüne geçmektedir” dedi.
“BAY KEMAL ŞEHİTLİĞİ BİLMEZ!”
Başkan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Söz veriyorum biz gelirsek şehitler tepesi boş kalacak. Esad ülkesini savunuyor” demesini eleştirerek, “ Bay Kemal, kendi partisinin geçmişini bile bilmiyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale’de askerlerimize “Ben sizlere ölmeyi emrediyorum” diyordu. Çanakkale’de şehitler verdik. Bundan sonra da vermeye devam edeceğiz. Bay Kemal, sen şehitliği bilmezsin. CHP’ye gönül veren kardeşlerim bu şahsın arkasından gitmeyecek. Onu da hesaba çekeceklerdir” dedi.
“ŞİMDİ AVRUPA DÜŞÜNSÜN”
Başkan Erdoğan Ankara’da STK temsilcilerini ve AK Parti İl Danışma katılımcılarına yaptığı konuşmasının bir bölümünde de Avrupa’ya seslendi. Mültecilere kapılarını açtıklarına değinerek “Kapıları açarım dedim. Hafife aldılar. Şimdi kapatmamız için telefonlar geliyor. Arttık bitti o iş. 1 milyar Euro verelim diyorlar. Bugüne kadar 40 milyar Euro harcayan Türkiye’nin buna ihtiyacı yok. İstemiyoruz. Şimdi Batı hesap verecek. Nereye? Dünya Mülteciler Komiserliği’ne. Artık tek taraflı fedakârlık dönemi bitti” dedi.
TÜRKİYE KAPILARI AÇTI…
Kapıları açınca mülteciler akın akın Edirne kapısına akın ettiler. Yunan güvenlik güçleri sınırı geçip Yunanistan’a giren göçmenlere karşı her türlü zulmü uygulamaya başladı. Avrupa ülkeleri diken üzerinde. Türkiye’yi ciddiye almamalarının sıkıntısını yaşıyorlar. Hani Avrupa Medeniyetler ülkesiydi. Geçiniz hepsi yalancı, bahar gibi hareket ediyorlar. Ne insan haklarını gözetiyorlar ne de insanlık dramına çare bulmaya çalışıyorlar.
Bugüne kadar ülkemizden 120 binin üzerinde göçmenlerin Avrupa topraklarına geçtiğini öğreniyorum. Seyrettiğim televizyon kanallarında göç devam ediyor. Daha iyi bir yaşam umuduyla Avrupa’ya yola çıkan mülteciler sınırlara akın akın gidiyorlar.
Yunan askerlerinin İpsala bölgesinden Yunanistan’a geçmeye çalışan bir göçmeni sırtından vurarak öldürdüğü haberi geliyor. Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan her şeyi yapar. Ama bir gün gelir hesabını verir.
ÜLKEMİZ BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE
Ülkemizde, birlik ve beraberlik içinde olduğumuzu her alanda gösteriyoruz. Her evin balkonunda ay yıldızlı bayrağımız hilal gibi dalgalanıyor. Başkent Ankara’da hareketlilik çok fazla. Diplomatik alanda, Dış İşleri Bakanlığı’na gelen giden yabancı ülke heyetlerinin sayısı çok fazla.
İdlib ile ilgili Büyük Millet Meclisi’nde gizli oturum yapıldı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli çok sert açıklamalarda bulundu. CHP’yi yerden yere vurdu. Hükümetin alacağı her kararın ve Mehmetçiğin arkasında olduğunu ifade etti.
Bugün Türkiye, sınırlarını koruma savaşı veriyor. Suriye’de 40 bin ile 60 arasında silahlı terörist var. Bunlar zamanında, Rusya ve ABD tarafından buraya kaydırıldı. Türkiye’ye zarar vermek için. Bugünlerde birlik ve beraberliğimizin sağlam temeller üzerinde olması gerekir.
Mehmetçik, ülkemizi korumak için canlarını feda ederken, siyasi partiler ülke için birlik ve beraberlik içinde olmalıdır. Başka Türkiye yok. Herkesin gözü üzerimizde… Bu gözler, Irak ve Suriye’den sonra ülkemizin topraklarına dikilecektir. Bunu bilelim. Birbirimize kenetlenelim.
Mehmet Barlas ile Manisa’ya gelecekken dün Hatay’a giden Sabah Gazetesi başyazarı üstat Yavuz Donat’ın Suriye savaşı ile ilgili izlenimlerini okumanız için köşeme aktarıyorum. Ne olup bittiğinin detaylarını öğrenmek için.
MEHMET BARLAS- HAKLI OLMAK YETMİYOR… AYNI ZAMANDA GÜÇLÜ OLMANIZ LAZIM
Artık öğrenmiş olmamız gerekiyor. Bir devletin haklı olması yetmez. O devletin güçlü de olması gerekiyor. Aksi halde haklılığınızı kimse kabul etmiyor. Ve bazen gerçekten güçlü olmasanız da, gücünüzün ötesinde bir kuvvet sergilemeniz, haklılığınızın tesciline yardım eder.
Kıbrıs olayı
Bu gibi, durumlar bir partinin tekelinde değildir. Örneğin Kıbrıs'ta Türkler Rumların saldırısına uğradığı zaman, askeri açıdan çok güçlü değildik. Savaş uçaklarımızın yedek lastikleri bile Libya'dan Kaddafi tarafından verilmişti. Sınırlı denetim yeteneğimiz sonucu kendi savaş gemimizi kendimiz batırmamış mıydık?
CHP-MSP koalisyonu
Ama o dönemdeki CHP-MSP koalisyonu çok kararlıydı... Sonuçta iki aşama ile Kıbrıs'ta Türk bölgesini kurtardık. Bizim zaferimiz sonunda Yunanistan'daki cunta devrildi ve Yunanistan'a demokrasi geldi. Zaferimizin bedeli Amerikan ambargosu ile karşılandı. Ama muzafferdik, gerisi laftı. Bugün ağzında lafı geveleyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kendi partisinin yakın geçmişini ve mesela Kıbrıs Zaferi'ni hatırlasaydı, herhalde İdlib'e de, şehitlerimize de farklı yaklaşırdı...
Daha güçlüyüz
Bugün 1974 Kıbrıs müdahalesine göre gerçekten daha güçlüyüz. Kendi savaş araç gereçlerimizi büyük ölçüde üretebiliyoruz. Ayrıca artık sadece Amerika'ya endeksli bir dış siyasetimiz yok. Çok yönlü bir diplomasi trafiğinin merkezinde artık Ankara da var. Amerika PYD/PKK'yı silahlandırıyor ama gerekirse Amerika ile de her konuda diyaloğu sürdürüyoruz. Bunun gibi zaman zaman çok ters düşsek de, Rusya ile de stratejik işbirliği içindeyiz.
Kendimize güveniyoruz
Kısacası moralimiz yerindedir... Kendimize güveniyoruz. Hem haklıyız, hem de güçlüyüz. Büyük çoğunluk bu durumun bir siyasi partiden yana olmakla ilgisi bulunmadığını biliyor. Bu bir memleket meselesidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu duyguyu ve bu olguyu pekiştiren sözleri ile hepimizi daha da güçlü ve moralli kılıyor.
Erdoğan konuştu
Son olarak Cumhurbaşkan'nın AK Parti Ankara İl Danışma Meclisi'nde söylediklerini hatırlayarak, bu yazıyı noktalıyorum: "
-Bunlara verilecek en güzel cevabın; tüm gücümüz ve imkanlarımızla yürüttüğümüz mücadeleyi zafere ulaştırmak olduğunu biliyoruz. Ülkemize göz diken DEAŞ'ı, PKK'yı FETÖ'yü tüm terör örgütlerini nasıl durdurduysak zalim rejimi de aynı akıbete uğratacağız. Gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz."
YAVUZ DONAT- BAHAR KALKANI
sınırdayız... Sıfır noktasında... Daha da ileriye geçiyoruz... Suriye topraklarına... "Suriye'ye hoş geldiniz" yazısı var... Arapça, Türkçe, İngilizce.
"Bahar Kalkanı" harekâtı devam ediyor.
Köroğlu'nun "Mert dayanır namert kaçar... Meydan gümbür gümbürdenir" dediği misal... Ortalık "Gümbür gümbür."
İleriden top sesleri geliyor.
Mehmetçik...
"Kaçanı kovalıyor... Hedefleri imha ediyor."
***
Hatay'da bahar
Ağaçlar çiçek açmış... Bahar gelmiş... Papatyalar... Gelincikler.
Dağlar, tepeler... Yemyeşil.
Tepelerde... "Önce vatan" yazıları var.
Yeşilliklerin arasında... Taşla yapılmış bayrak... Ay yıldız... Kırmızı beyaz.
Hataylı, Bahar Kalkanı'nın yiğit Mehmetçiğine bayrak sallıyor.
***
Şehidim, aslanım
Hüseyin Yayman... Hatay milletvekili... "Şehit evine gidelim... Taziyeye" diyor.
"Sınırın sıfır noktasından... Sınırın Suriye tarafından notlarımız" bitmedi... Fakat... "Şehit ailesini ziyaret" çok önemli.
İstikamet... Akcurun köyü... Hatay "Büyükşehir" statüsüne girince... Akcurun şimdi "Mahalle."
Şehidimiz... Emin Yıldırım... 1995 doğumlu.
3 kardeşi var... Rabia, Fahri ve Buse.
Köyde... Ağaçlardaki çiçek sayısı mı daha fazla, yoksa bayrak sayısı mı?... Nereye baksanız al bayrak.
Anne... Zahide Yıldırım... Oğlu şehit olmuş... "Ocağına yıldırım düşmüş." Fakat... Anne "Dik... Çınar gibi... Dağ gibi."
***
Şehit babası
Muhsin Yıldırım... İdlib şehidi Emin Yıldırım'ın babası... 51 yaşında.
Birbirimize sarılıyoruz.
-Başın sağ olsun Muhsin kardeş.
-Vatanım var olsun... Türkiyem sağ olsun... Ziyaretime geldiniz... Acımı bölüştünüz... Allah sizden razı olsun.
Sendeliyoruz.
Başımız mı dönüyor?... Yoksa ayağımız taşa mı takıldı?... Bilemiyoruz.
Hüseyin Yayman kolumuza giriyor... Bir iskemleye oturuyoruz.
***
Söz konusu Hatay olunca...
Hüseyin Yayman söyledi... "Söz konusu Hatay olunca... Rozetlerimizi bir kenara bırakıyoruz" dedi:
-AK Partili, CHP'li, MHP'li milletvekilleri... Birlik ve beraberlik içindeyiz... Sivil toplum liderleri de aynı şekilde.
Söz konusu "Vatan" olunca... Söz konusu "Hatay" olunca... "Yerel siyaset kenetlenmeyi başarıyor."
Cenazede birlikteler... Taziyede yine birlikte.
***
Kader
Akcurun Mahallesi... Akcurun Sokak... Numara 161/2... İdlib şehidi Emin Yıldırım'ın evi.
Milletvekili geliyor... Vali geliyor... General geliyor... Gelen gelene.
Bakan geliyor... Bakan yardımcısı geliyor.
Hatay dışından ziyaretçi bile var... Hatay'a "Gezmeye" gelmişler... Aylar önceden yapılan program... Önce şehit evini ziyaret ediyorlar... Sonra "Hatay turuna" başlıyorlar.
Hocanın biri Kur'an okuyor... Sonra diğer hoca duaya başlıyor.
Muhsin Yıldırım... Şehidin babası... Ayakta... Gelenleri karşılıyor.
Dudaklarında... Aynı sözler:
- Kader... Bayrak için... Millet için... Vatan için.
***
"Âmin"
Taziye için gelen yarım saat oturup gitmiyor.
Gelen "Kalıyor."
Çay servisi... Su servisi... "Servis bitmiyor."
Ama çay içen, su içen yok gibi.
Herkes Kur'an dinliyor... Herkes şehidin ailesini teselli ediyor.
Baba Muhsin Yıldırım... Geldiğimizde dimdikti... Aradan zaman geçti, hâlâ dimdik.
"Otur biraz... Dinlen... Bir şeyler ye" diyoruz... Sanki "Duymuyor."
Kur'an dinliyor... Dualara "Âmin" diyor... Sonra da sesini yükseltiyor:
-Vatan bölünmesin... Bayrak inmesin... Ezan dinmesin.
Bu defa bütün köyden "Âmin" sesleri yükseliyor.
***
Yazmazsak olmaz
Ali Emre Fırıncıoğlu...
Tankçı Teğmen... Hatay-Samandağlı... "İdlib şehidi."
Cenazesinde Milli Savunma Bakanı da vardı... Hatay'ın AK Partili, CHP'li, MHP'li milletvekilleri de.
Geçen cuma... 28 Şubat... Milletvekilleri yine "Topluca" şehidin evindeydiler.
Bitmedi... Hatay notlarımız devam edecek.