Bu hafta Fenerbahçe-Göztepe, Alanya-Galatasaray, Akhisar-Başakşehir, Antalya-Beşiktaş maçlarını televizyondan seyrettim. Fenerbahçe, Göztepe’yi yenerek rahat bir nefes aldı. Alanya, Galatasaray’a nefes aldırmadı. Maç 1-1 bitti.

Akhisar-Başakşehir maçında liderlik koltuğuna kolay oturulmadığını ispatlayan bir Başakşehir seyrettim. Oyun sisteminden taviz vermeyen, makina gibi çalışan ikinci yarıda Akhisar’ın baskılı oyununa rağmen pozisyon vermedi. Maçı istediği gibi yönlendiren bir Başakşehir var.  Abdullah Avcı’nın talebeleri bu sene şampiyonluk yarışında favori görülüyor. Fatih Terim’li Galatasaray’ın Alanya karşısındaki silik futbolu beni kahretti. İlk 45 dakika ara transferde aldıklarını da oynatan Aslan, kafesinden çıkamadığı gibi, Muslera’nın hatalı golü ile ilk yarının sonunda soyunma odasına mağlup girdi. İkinci yarı beraberliği sağlayan Galatasaray, Alanya’yı yenemedi. Bu haliyle de şampiyonluk yarışında varlık göstermesi mucize olur.

Pazar günü akşamı Antalya-Beşiktaş maçını seyredip seyretmemekle tereddütlüydüm. Aydın Benlişen, Söğütaltı Kahvesi’nde otururken, Çapala Mehmet geldi. Marmaris Aegean Park Otel’in  Manisalı sahibi Ömer Özşen’in geldiğini, Beşiktaş maçını seyredeceklerini söyledi. “Ben  eve gideceğim, siz seyredin” dedim. Sonra oğlum Gökhan’la evlere diye Söğütaltı Kahvesi’nden ayrıldıktan sonra Çapala Mehmet eve girmeden tekrar aradı. Fatih Parkı içindeki Zone’a gittik. Beşiktaş maçını seyretmek için. Bir yıldır Çapala Mehmet Marmaris’te otel sahibi Ömer Özşen’i bana anlatıyordu. Tanıştık. Nargile ve Beşiktaş hastası. Antalya’nın Beşiktaş’ı zorlayacağını düşündüm. Enteresan bir maç oldu. Beşiktaş rüyasında görüp inanamayacağı bir skor ile Antalya’yı deplasmanda 6-2 yendi. O zaman Galatasaray’ın Alanya’ya takılmasına bir kez daha öfkelendim. Beni en çok Japon Kagawa’nın oyuna girer girmez attığı iki gol neşelendirdi. Çocukluğumuzda ‘Çin işi, Japon işi, bunu yapan iki kişi’ tekerlemesini çok kullanırdık. Beşiktaş forması ile çıktığı ilk maçında bunu yaptı. Japon Kagawa enteresan iki gol attı. Kulübede Teknik Direktör Şenol Güneş’i de çok güldürdü. Kartal, Akdeniz’den moralle döndü.

Göztepe, Akhisar beni üzüyor. Sırat köprüsündeler. Ligde kalmaları için çok ama çok çalışmalılar. Bu hafta Erman Toroğlu’nun maçlar ile ilgili yorumlarını beğendim. Köşeme aktardım.

KUSURA BAKMAYIN!

Cuma günü Fenerbahçe-Göztepe, cumartesi günü Alanya-Galatasaray, pazar gündüz Akhisar-Başakşehir akşam da Antalya-Beşiktaş maçlarını izledim. Ama televizyondan mecburen... Bu 8 takımın içinde futbol oyununa yakın, "Ben takımım" diyen bir tek Başakşehir'i gördüm. Hakem olarak da Alanya-Galatasaray maçını yöneten Alper Ulusoy...

Şimdi bana diyeceksiniz ki "Beşiktaş 6 gol attı, beğenmedin mi?" Çok net söylüyorum: "Beğenmedim." Biraz düzgün takıma karşı oynasalardı bu farkı onlar yerlerdi.

Yalnız burada bir de detay var: Maçın hakemi Bülent Yıldırım olmayacak. Maçı 90 dakika izler, pozisyonlara bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Vida sarı kart görüyor, gördüğü kart son derece doğru. Beşiktaş yeni bir santrfor bulmuş. Daha olmadan saçlarını maçlarını saçma sapan boyatan bir futbolcu. Vida'ya sarı kart gösteren Bülent Yıldırım'a bir şeyler söylüyor, bir de alkışlıyor. Bülent Yıldırım, hadi ne dediğini biz duymuyoruz ama alkışı görüyoruz. Seni alkışlıyor Bülent Yıldırım, Beşiktaş'ın çocuk futbolcusu... İşte onun için yıllardır bir halt olamadın.

Siyah-beyazlılar, defansı da iyi yapamıyor hücumu da... Aslında Ljajic ve Dorukhan iyi kumaş... Belli ki Kagawa da iyi kumaş... Ama düşünün ben 6 gol atan Beşiktaş'ı beğenmiyorum, 3 gol atan Başakşehir'i beğeniyorum. Neden?

Dün geceki maç kopuk kopuk oynandı. Beşiktaş girdiği pozisyonları gol yaptı, Antalyasporlular ise yakaladıklarını atamadı. Ama bir daha söylüyorum, dün akşamki Beşiktaş'ın aldığı skora bakarsanız önümüzdeki maçlarda sükut-u hayale uğrarsınız.

Şu gözüküyor ki ligimiz alttakiler ve üsttekiler diye ikiye bölünecek. Ama Başakşehir böyle giderse de alttakiler üsttekiler de olmayacak. Birkaç maça Bülent Yıldırım'ı verirseniz belki bir şeyler yapabilir. Bunu anlayan anlar. Anlamayan bakar! Kusura bakmayın!