Paranın merkezi, çarpıyor insanları.
Uğursuz, lanetli bir yer gibi.
Damat geldi.
128 milyar dolardan beraat etti!
Ağbal geldi,
Görevden alınmayı teşekkür ederek
Güle, oynaya gitti!
Fizikte Işık hızında olaylar,
Başlamadan biter
Yani, yeni gelen
Yerine gelmeden, yenisi gelir!
Ampul demek, ışık demek.
Merkez bankası demek faiz, döviz enflasyon
Karadelik demek. Işık bile karadelikten kaçamaz.
Üretmeden, sürekli tüketerek
Beton dikerek, kamu da keyfi harcamaların
Önüne geçmeyerek, ejderha meyvesi yiye yiye
Her işe ejderha kesilerek,
Ekonomi merkezinin düzelmesi mümkün değil.
Durum vahim
İnsan hakları AİHM!
" Ayranımız yok içmeye
Tahtırevanla ile gidiyoruz 2.nci kanalı açmaya!
**********
Toplumsal barışı sağlayacak
Birbirimizi kucaklayacak
Hoş görecek iletişim kanalları
Sürekli kapalı.
Hizip, kısır döngü,
Kötüleme, karalama, didişme, çekişme
İktidarı sürdürme adına normal
Davranış biçimi olarak görülüyor.
Barajlar kuruluyor
Barajlar yıkılıyor.
İttifaklar kuruluyor,
Nifaklarla yıkılmaya çalışılıyor.
Kulak, göz
Kalp kanalları tıkalı olunca
Toplumsal akıl krizi yaşıyoruz.
Yetiş! Orhan baba.
Sen ki seçilen 63 akil insandan birisin.
-Bir teselli ver!
-Batsın bu düzen de.
-Bana kaderimin bir oyunu,
Başım sabunlu iken kesti suyu mu! De.
-Dertler sizin, para benim! Deyi ver.
Yoksa
Kadir inanır bile
İnanmayacak bu düzene!
************
Andımızı okuya okuya
Bitirdik okullarımızı.
Ne Türklüğümüzden utandık.
Ne kafatasçı olduk.
Ve bir gün
Andımız, mantıksız ve nedensiz yasaklandı.
Yasaklayanlar.
-Türk olmaktan mı utandılar?
-Çok mu çağdaştılar?
-Dünya’da tüm ırklar mı kalktı?
Yoksa andımız
-Bölücülük sözleri mi içeriyordu?
Soru cümleleri ile soru işaretleri bitmez.
Ancak
Her gün söylenen andımız,
Bazı bedenlerde ciltte kızarma,
Tansiyon yüksekliği, yürek çarpıntısı,
Nefes darlığı, boğulma hissi, kansızlık,
Delirium sendromlarına yol açtığını gözlemliyoruz!
İlaçların yan etkilerini biliyorduk.
Andımızın, yan etki yarattığını yeni öğrendik!
Andımızı yasaklayanlar
Oldu olacak, mahkemelerde
“Türk Milleti” adına karar vermeyi de kaldırsınlar!
*************
“Kadınlar hayatın nesnesi değil, öznesidir” Dense de
İstanbul sözleşmesi iptal edildi.
Görünen o ki sözleşmede;
1-Şiddet görme ihtimalini hissettiren her şey
fiziksel şiddet ile eşdeğer tutuluyor
2-Toplumsal Cinsiyet Eşitliği kavramı ile
LGBTT (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel veya travesti)
İlişkilerde evlilikler yaşanacağı, böylelikle
Türk aile yapısını bozacağı korkusu, iptale etken oldu!
Yazılmıyor ama konuşuluyor.
İmam nikahı, kuma, çok eşli yaşam,
Ensest ilişkiler, bademleme bozmuyor da
Aile yapımızı, 2 madde mi bozacak?
Bir dokunup, bin ah işitiriz mi bilmem?
Olaylara ve yaşananlara DOKUNU VERDİK.
GÖZÜMÜZE SOKUVERDİK.