Mübarek Ramazan ayının yarısına yaklaşıyoruz. Koronavirüs nedeni ile yapılamayan iftar yemekleri bu yıl yapılıyor. Esnafın da az da olsa yüzü gülüyor. Özel durumlar olmazsa orucumu evde açmayı tercih ediyorum. Ancak özel dostların özel daveti ortaya çıkınca akan sular durulur misali iftar davetlerine katılıyorum. Yuntdağ’ında 2500 büyükbaş hayvan çiftliğinin sahiplerinden Osman Talu beni iftarda buluşalım diye aradı. Oğlum Gökhan ile Babadan Restoranda İstanbullu, iş insanı Osman Talu ile iftar öncesi buluştuk ve “Ne olacak bu ülkenin hali?” diye konuşmaya başladık. Zamları, hayat pahalılığını masaya yatırdık. Günde ortalama 13 ton sütün pazarlanması, işlenmesi ve piyasaya sürülmesinin başında bulunan Osman Talu “İşimiz zorlaştı. Ürün girdilerine yapılan zamları yansıtmaktan memnun değiliz. Ayakta durmanın başka çaresi yok. Fiyat ayarlamaları yapıyoruz. %7 indirimleri en iyi uygulayan tüketiciyi gözetmeye çalışan bizim firmamızdır. Her hafta Manisa’ya gelmeye çalışıyorum. Çünkü her an yeni zamlarla karşılaşıyoruz. Ürünlerimizin piyasadaki fiyatları da yeni yılda sık sık değişiyor. Her gün İzmir, İstanbul ve Ankara’ya 3 ton özel sütümüzü marketlere ulaştırıyoruz. Bu özel sütümüz. Abartmıyorum. Kaymağı ile lezzeti ile büyük ilgi görüyor. Sütümüzü kendimiz yan ürünleri ile piyasaya sürmeseydik çiftçiliği kapatmak zorunda kalırdık. Yeme, elektriğe, mazot ve benzine yapılan zamlar hayvancılık sektörünü bir hayli zor duruma düşürdü. İnşallah kısa sürede zamlar durur. Vatandaşımızın alım gücü dengelenir” dedi. İftar vakti yaklaşıyor. Masamıza çorbalar gelmeye başladı. Biz Osman Talu ile sohbete devam ediyoruz. Bende Osman Talu’ya “Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasından sonra dünyada baş gösteren ekonomik krizden ülkemizin çok etkilendiğini emekli, asgari ücretli başta olmak üzere her kesimi hayat pahalılığı Mart karı gibi perişan etti” diyerek benim ülkemiz ekonomisine aklım hayalimin almadığı gerçeğini de anlatmaya başladım. “Osman kardeş Geçenlerde Ramazan öncesi Yavuz Donat ile Çanakkale’ye gitmek için İzmir’den gitmeye çalıştık. Trafik felaket. Aracımızla İzmir’den zor çıktık. Benzine mazota zam feryat sesleri inanılmaz derecede. Peki bu araç trafiğinin yoğunluğunu nasıl izah edeceğiz. Oğlum Gökhan’a benim haberim yok bu arabalar benzin yerine suyla çalışıyor galiba dedim. Oğlum da Baba suya da zam çok geldi. Erikli suyunun damacana 30 liraya dayandı diyerek hayat pahalılığın son geldiği noktaya değindi.”
Neyse ülke ekonomisi hayat pahalılığı derken top patladı. Osman Talu ve oğlum orucumuzu açtık. Biraz kendimize geldik. Çaylarımızı yudumladık. Sonra Aynı Ali’nin yolunu tuttuk. Dostlar bizi bekliyordu. Nizamettin Etyemez nargilesini tüttürüyordu. Oğlum Gökhan ve Osman da nargilelerini getirtti. Bu sırada Ahmet Songüler ve Atilla Efendioğlu da geldi. Kızılay’ın başkanı Atilla Efendioğlu’na takıldım. 11 ayın sultanı Ramazan ayının güzel gecesinde birlikte mübarek ayla ilgili güzellikleri konuşmaya başladık. İşletmeci Osman da sık sık çaylarımızı tazeledi. Ahmet Songüler oğlum gece boyunca oğlum Gökhan’a takıldı. Koronavirüs nedeni ile zor günler geçiren Aynı Ali de mübarek ayda hareketli günler ve geceler başlamış. İşletmecisi Osman’ın keyfi yavaş yavaş düzelmeye başlamış. Hafta sonları İzmir müşterileri de Manisa’ya gelip vakit geçirmeye başlamış. Dostlarla Aynı Ali’de vakit nasıl geçti anlayamadık. Osman Talu’ya teşekkürler.