12 Eylül 1980 sonrası merhum Süleyman Demirel Hamzakoy sürgününden döndükten sonra Güniz sokaktaki evinde adeta dört duvar arasına hapsolmuştu ama gene de demokrasi, hürriyetler, ülkenin birliği ve dirliği adına oradan siyaseti yönlendirmekten vaz geçmiyordu. Türkiye’nin dört bir yanından sevenleri, izlenme, fişlenme, kara listeye alınma pahasına Güniz sokağa geliyor lideriyle kucaklaşıyordu. Mesajları ise tüm yurda buradan yayılıyor, “Bir Bilen” namıyla da Yavuz Donat, Nazlı Ilıcak, merhum Muammer Yaşar Bostancı ve Güngör Yerdeş gibi gazeteci ve köşe yazarları vasıtasıyla da kamuoyuna intikal ediyordu. Darbeciler elbette bunları hazmedemiyordu. Nitekim bütün Türkiye’ye üç günde yayılmış ve milyonlarca taraftar toplamış “Büyük Türkiye Partisi” demokrasiden, millet iradesinden nasibini alamamış darbe konseyi tarafından 5 imzalı bir kararla kapatılmıştı. Aynı kararla başta Süleyman Demirel olmak üzere BTP’nin önde gelen kurucuları, AP’nin üst kademe yöneticileri ile SODEP’i örgütleyen CHPnin üst kadroları bu kez Zincirbozan’a sürgün edilmişlerdi.
İşte darbenin ilk yıllarındaki bu baskılara ve kanunsuzluklara rağmen Süleyman Demirel milletiyle irtibatını hiç kesmemiş, düğünlerde, sünnet törenlerinde, cenazelerde halkla birebir kucaklaşarak kendini unutturmamıştı. Zaman zaman da bizler, yani AP Gençlik kolları genel merkez yöneticileri bazen de il gençlik kolları başkanlarının katılımıyla iftar daveti, doğum günü, başbakan oluşunun yıl dönümü gibi bahanelerle onunla bir araya geliyor, çoğunda da parası imece usulü ödenerek yemek yiyor fikir alışverişinde bulunuyorduk. Bu yemeklere benim Gençlik kolları Genel Başkanım, çevre eski bakanı Hamdi Üçpınarlar öncülük ediyor biz de sekretaryasını üstlenerek 67 vilayetten eksiksiz katılımı sağlıyorduk.
Hamdi Üçpınarlar bu kez de oğlunun düğününde camiayı yeniden bir araya getirdi. Kimler yoktu ki? AP-DYP-DP ve ANAP’da siyaset yapmış eski bakanlar, milletvekilleri, il, ilçe başkanları, teşkilat mensupları. AKP, MHP, CHP, RP ve İyi Parti’den seçilmiş eski yeni merkez sağ kökenli milletvekilleri, eski bürokratlar hepsi oradaydılar. Nikah şahitliklerini kalabalık bir gurup yaptı. CHP İstanbul MV İlhan Kesici, DP İzmir MV Salih Uzun, DP Genel Başkan Yardımcısı Çankırı eski MV Ahmet Uyanık, Ulaştırma eski Bakanı Yaşar Topçu, DYP ve RP eski MV Ferit Bora genç çiftin nikah akitlerine tanıklık ettiler.
Tahmin edersiniz ki; bu kadar üst düzey siyasetçinin bulunduğu bir ortamda özellikle düğüne yalnız katılan siyasetçilerin masalarında konuşulan ana konu Türkiye’nin siyasi atmosferi ve merkez sağın toparlanması gerektiğiydi. Şurası artık iyice anlaşıldı ki; Türkiye’de merkez sağ siyasete ağırlığını koymadıkça, Türkiye’de normalleşme beklemek, kutuplaşmanın ortadan kalkmasını beklemek hayal olur. Duayen gazetecilerden Hami Tezkan bunu bütün yönleriyle yazdı. Bulup okumanızı tavsiye ederim. Benim yıllardır bu fikri savunduğumu, DP’nin devşirme siyasetçilerden arındırılıp fabrika ayarlarına döndürülmesini ve yeniden güçlenmesi için çaba harcanması gerektiğini söylediğimi bilenler masama kadar gelip hareket beklediklerini ifade ettiler.
Kemal Kılıçdaroğlu da merkez sağın kucaklayıcı yaklaşımları olmadan AKP’nin devrilemeyeceğini görenlerdendi. Nitekim 6’lı masanın oluşumunda gösterdiği fedakarlıklar da bunun sonucuydu. Ancak partisindeki buna inanmayanlar, halkı hiçbir zaman kucaklamasını beceremeyen, aynı dili konuşamayan, burunları kaf dağında nobran siyasetçiler, kronik Menderes düşmanları, sözüm ona Kılıçdaroğlu’nu destekliyor görünüp de yayın politikaları ile bir çuval inciri berbat eden TV kanalları, yorumcuları ve ekran yüzlerinin beceriksizlikleri yüzünden Kılıçdaroğlu ne yazık ki ipi göğüsleyemedi. Şimdi aynı kişiler faturayı ona kesip kendi beceriksizliklerinin üstünü örtmeye çalışıyorlar. Bunlar daha çok konuşulacak, saha da gördüğümüz beceriksizlikleri, sadece kendi taraftarlarını toplayarak kendin çal, kendin oyna misali yapılan sözüm ona mitingleri, çok şey bildiklerini sanıp aslında hiçbir şey bilmeyenlerin caka satmalarını da ele alacağız ama öncelikli işimiz merkez sağı yeniden derleyip toplamak.
İyi Partinin ve Meral Akşener’in merkez sağ olmadığı ve olamayacağı artık iyice anlaşıldı. Kongrede merkez sağdan gelenlerin bir kısmını, milletvekili listelerinde de diğerlerini tasfiye etti. Parti kaldı çakma milliyetçilere. Yassıada’da idam hükmü yemiş Agah Erozan’ın oğlu yok, İsmet Sezgin’in yeğeni yok, Hasan Subaşı yok, Naci Cinisli yok. Aytun Çiray, Ahat Andican partiden istifa ettiler zaten. İçeride kalan milletvekillerinden bazıları babaları DP’de ama kendileri bileklerinin hakkıyla temayülde kazanıp geldiler. Bu tasfiyeleri görüp küçük MHP olma yolundaki İyi Partide ne kadar kalırlar. ANAP’lı Lütfullah Kayalar ile DYP’li Salim Ensarioğlu daha ne kadar tahammül ederler bu duruma. Sizin anlayacağınız yakında merkez sağda çok hareket görürsünüz.
Mehmet Menderes Üçpınarlar’ın düğününde birçok masada bunlar konuşuldu. Eski topraklar ellerini taşın altına koymaya hazırlanıyorlar. Bizim kuşak zaten bilenmiş vaziyette hazır. Düğünden ayrılırken Kırıkkale eski milletvekili Sadık Avundukluoğlu yanıma gelerek “bütün yazılarınızı takip ediyorum hadi artı zamanı geldi, hep birlikte el atalım” diye duygularını ifade etti. Halbuki kendisiyle geçmişte fazla bir yakınlığım da yoktu demek ki; doğru şeyler yazınca yankı buluyor.
Cuma günü 14.00 da Isparta Süleyman Demirel Üniversitesinde Demirel ve Sanat konferansına katılacağız. Ertesi günü de İslamköy Çalcatepe anıt mezarda ölümünün 8. Sene-i devriyesi münasebetiyle düzenlenecek devlet töreninde olacağız. Merkez sağın siyaset kazanı bu kez de Isparta’da kaynayacak. İyi haberleri de sizlerle paylaşacağım.
Kalın Sağlıcakla…