Yerel seçimler için eskilerin tabiriyle seçim sathı mailine girdiğimiz şu günlerde, aday belirleme süresinin sonuna çok az bir gün kala hala birçok yerde belirsizlikler sürüyor.
Belirlenen yerlerde ise tartışmalar almış başını gidiyor. Tabi, eğer partilinin önüne sandığı koyup tercihini sormazsanız bu tartışmalar hiç bitmez. Hele, kongrede bangır, bangır bağırıp önseçim vaadi ve taahhüdünde bulunanlar koltuğa oturur oturmaz vaatlerini unutup rafa kaldırırlarsa seçmenler de onun tercihlerini sorgulama hakkına sahip olur.
Hani, herkesin bildiği bir hikaye vardır: Babası oğlunun tavırlarını beğenmez sen adam olmazsın dermiş. Günün birinde oğul Mısır’a vali olmuş. Adamlarını göndermiş, onca yoldan babasını ayağına getirtmiş. Baba huzura çıkarılmış, oğlu kibirle “bak baba, sen bana adam olamazsın derdin Mısır’a vali oldum” demiş. Baba alaycı bir gülümseme ile net bir cevap vermiş: “ben vali olamazsın demedim, adam olamazsın dedim” diyerek babasını ayağına getirtmenin adamlık olmayacağını vurgulamış.
Kıssadan hisse, herkes genel başkan olabilir ama lider olamaz. Lider olmak için kibirli olmayacaksın, ortak aklı arayacaksın; ihtisasa, deneyime hürmet edecek, muhaliflerinin ve muarızlarının bile önerilerini dikkate alacaksın; halkın, tabanın değerlerine saygı duyacak, tercihlerini yabana atmayacaksın; Kendine güveneceksin, parti içi rakiplerini tasfiye etmeyi değil onları yanına çekip faydalanmayı düşüneceksin. Hepsinden önemlisi hırsını aklının üstüne çıkarmayacaksın. Hele bir de Atatürk gibi dahi bir liderin, önderin koltuğunda oturuyorsan, haddini bileceksin, tavırlarına dikkat edeceksin, sözlerini tartarak konuşacaksın, ayrıştırıcı değil bütünleştirici dil kullanacaksın.
Bu eleştirileri neden yaptım, kimin için yaptım? Kim üstüne alınırsa onun için yaptım. Halkın tercihlerini, eğilimlerini yok sayıp, vatandaşın oyu cebinde sananlar için yaptım. Demokrat İzmir’i çantada keklik görüp, halkın tercihlerine rağmen keyfi aday belirleyenler için yaptım. Kendilerini dev aynasında görüp, her yerde kendi adayımızı çıkaracağız diyerek iktidarın ekmeğine yağ sürenler için yaptım.
Beni tanıyanlar bilenler bilir. Lafı hiç eğip bükmem, kimsenin kalbi kırılmasın diye doğru bildiğimden şaşmam. Ferdi Zeyrek Manisa için ne kadar doğru bir adaysa, Cemil Tugay da İzmir için o kadar yanlış adaydır. Hele sırf Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verdi diye İzmir’in başarılı Belediye başkanı Tunç Soyer’i diskalifiye etmek yerine de Karşıyakalının bile istemediği Karşıyaka belediye başkanını koymak akıllara ziyandır. Birçok Manisalı dostumuz, benim de birçok akrabam Karşıyaka’da oturur. Çoğu başkanından memnun değil, açın sorun eğer iki kişiden biri ben memnunum derse ben bütün yazdıklarımdan dolayı özür dileyeceğim.
Kimsenin oyu cebinizde değildir. İzmir Behçet Uz’ların, Osman Kibar’ların imar ettiği bir kenttir. Yakın zamana kadar Dr. Burhan Özfatura hem ANAP’dan hem DYP’den üst üste belediye başkanı seçilmiştir. Başkanlığa layık görmediğiniz başarılı konak belediye başkanı Abdülbatur yakın zaman önce DYP’den Narlıdere Belediye başkanı değil miydi? Kim ne derse desin İzmir hiçbir zaman CHP kalesi olmamıştır. AKP iktidarı sonrası, laik Cumhuriyete zarar verileceği, hayat tarzlarına müdahale edileceği endişesi ile CHP’yi sığınılacak liman görmüşlerdir. Umarım yaptığınız hataların bedelini İzmir halkına ödetmezsiniz.
Kemal Kılıçdaroğlu hep muhalifleri ve muarızları tarafından sürekli seçim kaybeden lider olarak lanse edilmiştir. Halbuki Kılıçdaroğlu sayesinde 6’lı masayla 1946 dan sonra ilk kez %48 oy alınmıştır. Eğer kazanacak aday safsatasıyla masadan kalkıp geri dönen Akşener olmasaydı bugün belki de Çankaya’da Kılıçdaroğlu oturuyor olacaktı.
Masadan kalkma artık bazılarında alışkanlık oldu. Akşener’den sonra CHP’nin Demirci ilçe başkanı da masadan kalktı. Hem de hiç de şık olmayan bir şekilde, elbet bunun bir bedeli de olacaktır. Demirci’de uzun bir aradan sonra ilk kez AKP karşısında seçim kazanacak şartlar oluştu. Saadet Partisi ve BBP tabelasını indirip Milli Yol partisini kuranlar koşulsuz olarak DP, CHP ve İyi Parti ile ittifak yapmaya karar verdiler. Demirci’de teşkilatları olmayan Gelecek ve Deva Partilerinin taraftarları da desteklerini DP başkanına ilettiler. İyi Partinin kendi etrafında birleşilmesi teklifine rağmen ortak adayın DP çatısında olması daha makul bulundu. Birkaç kez toplanıldı tam sıra ortak adayın belirlenmesine geldiğinde CHP ev sahipliğinde toplanılacakken toplantı saatine yarım saat kala CHP ilçe başkanı sudan bir sebeple toplantıyı iptal etti. Kısacası masadan kalktı ve aynı saatte Şehir Kulübünde sofra kurdu. Demircilinin AKP’den kurtulma umudu ise bir miktar zayıfladı. Demirci’de CHP bunun bedelini elbette ödeyecektir ama dilerim bu bedeli tüm Demirci halkı ödemesin.
Sonucu merak edenler takip etsin, ben iddia ediyorum Ferdi zeyrek Demirci’den en az Kılıçdaroğlu kadar hatta biraz fazlası oy alacaktır, CHP Demirci adayı ise % 10’a bile ulaşamayacaktır. Aslında daha çok konu var, Hatay Büyükşehir başkanına hiç değinemedim bile. O kadar çok yanlış var ki hangi birine yetişeyim. Ben oy kullanacağım İzmir ile memleketim Manisa ile yetineyim dedim.
Bekleyip görelim bakalım vatandaşın oyu cebinizde miymiş? Yoksa seçmenin gözü açılmış mı?
Mevlam ne eylerse güzel eyler. Kalın sağlıcakla…