İlk gittiğimde elektrikleri kesikti, Tabiat Ana’nın! Tüm gece ve sonraki birkaç gece Karanlıkta oturduk!

Sırt üstü yere uzanıp,

Gökyüzünü şarkıcı Berkant’ın

“ bir şarkısın sen” şarkı sözlerine,

Samanyolu Galaksisinin bulutsu yüzünü,

Seyrederek eşlik ettim.

Durmadan yanıp, sönen

Sirius takım yıldızı ile

Göz kırpıştım, kesiştim, kaçamak

Aşk yaşadım!

Bekle! Bir gün bende yıldız tozu olacağım!

Bu Dünya da değil ama Kaniatın

Her hangi bir yerinde kavuşuruz!

Yıldızlar altında,

Gönlümün sarhoşluğundayım.

Ah! Bu Parlement mavisi gökyüzü,

Şu! Bana göz kırpıp, baştan çıkaran yıldızlar.

Keşke

Bir kahve olsa da, içip sohbet etsek,

Duyumsallığımın doruğundayken;

“Cezve uzattı kutup yıldızı;

“Aç bir muhabbet dinleyeyim

Seni sabaha kadar!” dedi.

O anlattı, ben dinledim.

Ben anlattım, o dinledi.

Tan yeri ağarana kadar sürdü

Dinlencemiz.

Sonraki günler, yeryüzünün gece

Kesilmiş enerjisi

İnce bir hilal şeklinde gökyüzünü

Geri döndü.

Birkaç gün sonra yarım Ay ile

Ortalık daha da belirginleşmeye başladı.

Ardından

Tüm romantik gecelerin Dolunay’ı,

Bir deniz feneri gibi

Fırtınalı yüreğime, ışık oldu.

“ Gecelerden bir gece/

Dolunay en tepedeyken/

Oturduk seninle deniz kenarında/

Sen deniz/

Ben sahil/

Dudakların ıslak, tuzlu/

Yüreğimde aşkının gel-git dalgaları/

Sen, benim içimde/

Ben, senin içinde/

Sabaha kadar,

Nasıl günahsız kaldık bilemedim?

Ay ışığı altında yazdım,

“ Dolunay’a rağmen günahsısız”

Şiirimi.

Bir çocuk gibi günahsız

Kaldım Dolunay da!

Aşk denilen belayı dolamadım

Başıma.

“İşim gücüm budur benim,

Gökyüzünü boyarım her sabah,

Hepiniz uykudayken.

Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,

Bilmezsiniz kim diker;

Ben dikerim.” Diyen Orhan Veli gibi

İşkolik değilim!

Işık, Aydan.

Ekmek elden,

Su denizden,

Tüm gün yan gelip yatarım.

Parmağımı kıpırdatmam!

Ne yemek ısmarlayanım.

Ne ısrar edenim olmaz.

Gözüm, hiçbir zaman devletin kasasında,

Nede milletin cebindedir.

Dolunay şahidimdir ki;

Kimseye ve işe arabulucu olmam.

“Bu kafa ile sen batarsın kaptan!” Diyorlar.

Batmam! Hayatım kayık!

Kuru ekmek, kuru soğan,

Allah ne verdiyse yerim.

Yaradan “yürü kulum” dedi

Arabamı sattım.

Tabanvaya kuvvet, saatte 5 Km gidiyorum!

Kimseye eyvallahım olmaz!

Bu Yaşamda,

Altımda hasır,

Üstümde Mevlam hazır!