Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir.”

Sıklıkla Albert Einstein’a ithaf edilen bu söz aslında hayatın her yönüne entegre edilebilir.

Dünya, gözlemlenerek saptanamayacak bir hızla değişiyor ve gelişiyor. Bugün güçlü görünen ülkeler bir anda çağdaşlarının gerisinde kalabiliyor.

Özellikle bu değişimin sıçramalar halinde ilerleyen ve katlanarak biriken bir yapısı olduğu düşünüldüğünde önümüzdeki yıllarda yaşanacak olan hızlı bir ‘geliş(i)me’ ayak uydurmak daha da zor olacak.

Burada kendime de bir eleştiri olarak düşeceğim bazı notlar var.

Biz ‘muhafaza’ etmeyi görev edinen bir gelenekten geliyor ve bu geleneği de muhafaza etmeyi ihmal etmiyoruz.

Sürekli aynı şeyi yapmak istiyor ve değişmesinden ödümüz patlayacak kadar korkuyoruz.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, ‘hiçbir karşılığı olmayan’ bir değişime gitmek ve bu değişimden geri adım atmaya engel bile olabilecek saçma sapan bir muhafaza duygusuna sahip olmamak.

Neyse.

Yukarıda bahsettiğimiz hızlı değişen ve küreselleşen dünyanın gereklerini yapmak yerine kendimize uyarlayarak hayata geçiren bir anlayışa genel olarak sahibiz.  

Aslında bunda yanlış bir yön yok. Ancak yeterince hızlı uyarlayabilmek gerekiyor.

Aksi halde dünyaca ünlü bir gazlı içecek markasının adını taşıyan tişörtü ile Afrika’daki ıssız bir kabilede yaşayan çocuk gibi kalırsınız.  

Nerede kaldı o eski bayramlar?

Eskide kaldı elbette. Değişti. Ne kadar iyi oldu ne kadar kötü tartışılır.

Ancak değişti. Değişmek zorunda. Çünkü insanlar değişiyor, alışkanlıklar.

Bu konuyu bir kenara bırakarak modern şehirlerin dinozorları çerçevesinde ‘diğerlerini’ irdelemek lazım.

Şehirlerde yaşayan dinozorların egemenliği altında bir grup ses çıkaramayan ‘yeni’, gerek ekonomik gerekse politik nedenlerden ötürü suskun kalmak durumunda kalıyor.

Ahlaki çürümüşlüklerini, gelenek muhafazası olarak gösteren bazı dinozorlar, ‘yeni’lerin kendileri gibi olmalarını isterler. -Bu geleneklerden kasıt insan ilişkileri, mesleki durumlar olarak dahi gösterilebilir. Dini anlamda almamak gerekir-

TÜİK dün, “En yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 1,2 puan artarak %47,5'e yükselirken, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun aldığı pay 0,3 puan azalarak %5,9'a düştü.” şeklinde bir 2020 yılına dair bir araştırmayı yayımladı.

Buna göre zengin zenginleşti. Fakir fakirleşti.

Yani dinozorlar daha da güçlendi.

Dinozorlar, yenilerin kendileri gibi olmalarını ister derken, kendilerinin istediği gibi olmalarını isterler.

Buradan hareketle;

Gördüğüm, tanıdığım insanlar artık geleceklerinden emin değil. Bunu gözlerimle takip edebiliyorum.

Ne kadar yazık.

Bunu görmek, yaşamak üzücü.