Tüm dünyayı saran koronavirüs salgını Türkiye’de de Mart ayında etkisini gösterince Amerika’da yaşayan Dr. Mehmet Öz’ün “Virüse karşı en iyi silahımız evde kalmak” sözünden yola çıkıp, “Evde hayat var” mantığı ile de hareket ederek milyonlarca insan gibi bu virüsten kendimi korumak için ev hapsim devam ediyor.
Bizim yaştakilere zaten sokağa çıkma yasağı konmuştu. Her geçen gün artan ölüm vakaları üzerine Sağlık Bakanlığının bilim kurulunun tavsiyeleri üzerine 20 yaş altı gençlerin de sokağa çıkması yasaklandı. Alınan tedbirlere rağmen “Bana bir şey olmaz” diyenlerin sayıları artınca 30 Büyükşehir ve Zonguldak’a da giriş çıkışlar yasaklandı. Benim gibi yasaklı kapsamına girenlere Allah kolaylık versin. Günlerim kolay geçmiyor. Televizyon kanallarından ne olup bittiğini öğrenmeye çalışıyorum. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarını dinliyorum. Can kaybımız her geçen gün artıyor. Dünyayı saran bu virüsten ülke olarak az can kaybı ile kurtulmak için sağlık ekiplerimiz canla başla çalışıyorlar. Avrupa ve Amerika’nın durumu ortada. Sağlık kurumları felç durumda. Hele dünyayı yönettiğini sanan ABD’de durum hiç iç açıcı değil. Amerika Başkanı “Bu salgını 200 bin veya 250 bin can kaybı ile atlatırsak başarılıyız” demeye getiriyor.
Biz kendimize bakalım. Bu zor günleri nasıl atlatacağız? Evde Kal kampanyasını ciddi uygularsak sağlıklı günlere Ramazan Bayramında kavuşuruz diye düşünüyorum. Berat Kandilini geride bıraktık. Nisan’ın 10’una geldik. Ramazan yanılmıyorsam 23 Nisan’da başlıyor. Benim sabırsızlıkla beklediğim gün 23 Nisan. Oruç başlayınca her gün aldığım kilolarımda durma olacağını düşünüyorum. Manisa olarak bu yılki Mesir Festivali çerçevesindeki programları zamanında iptal etmişiz. Öngörü mükemmel. İnşallah gelecek yıl daha coşkulu kutlama imkanı buluruz.
“Biz bize yeteriz Türkiye’m” yardım kampanyası devam ediyor. Herkes karınca kararınca yardım kampanyasına katılmaya çalışıyor. Ufak tefek çatlak sesler çıkmıyor değil. Ne yapalım mayamızda var. Bütün ülkede evde kalma zorunluğu yaşayan 65 yaş üstü insanımıza yardım elleri devlet kurumları ve belediyeler tarafından ulaştırılıyor. Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik aradı. “Başkan ziyaretine gelmek istiyorum ama tedbirleri göz önünde tutuyorum. Bir ihtiyacın var mı?” dedi. Kendisine teşekkür ettim. “Bir şey olursa Ahmet Songüler’i arıyorum derdime derman oluyor.” dedim. Başkan Çelik Şehzadeler’i temiz tutmaya çalışırken muhtaç insanların sorunlarını çözmek için yoğun çaba sarf ediyor. Başkentten Hüseyin Tanrıverdi, Abdullah Akarsu ve mecliste çalışmalarını sürdüren Manisa Milletvekili AK Parti MKYK Üyesi Murat Baybatur ile konuştum. Baybatur “Haci Abi halin nece” dedi. Ben de “Yasakları harfiyen uyguluyorum” dedim ve meclisten affın bu hafta çıkıp çıkmayacağını sordum. Çarşamba günü Manisa Milletvekili Murat Baybatur “Bu hafta çıkacak” dedi. Kader kurbanlarının bir kısmı koronavirüs salgınında evlerine çıkabilecek. Abdullah Akarsu kandilimi kutladı. Hüseyin Tanrıverdi ile uzun bir telefon görüşmesi yaptım. Faydalı oldu. Yasaklar kalkar hayat normale dönmeye başlayınca beraber olmayı planladık. Tanrıverdi yasaklar öncesi AK Parti Kula İlçe Kongresine de katıldığını söyledi. Şimdi her şey durdu. Siyasi kongreler de durdu. Bugünler birlik ve beraberlik günleri. Becerebiliyor muyuz? Eh işte deyip geçiyorum. Evde kalmak gerçekten çok zor. Allah razı olsun eşim Nermin Hanım sağlıklı yaşamım için elinden geleni yapıyor. Oğlum Gökmen annesi ile her gün görüşüp ihtiyaçları hallediyor. Kızım Sinem, damadım Serdar da öyle. Gökhan ve gelinim Gözde kandilimi kutladılar. Her gün muntazam Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Cihat Taysi İş İnsanı Aydın Benlişen arıyorlar. Evde kaldığım bugünlerde Haşim Ağar Yavuz Elbirler, Çapala Mehmet. Eski Nüfus Müdürü Mustafa Alan, Necmi Temizel, Ataman Taydaş, Ahmet ve İbrahim Erken, Aşçı Çetin, Cin Ali, Çorapçı Akın, Eski Foça Belediye Başkanı, Ali Filizkan, Edipali, Hasan Geriter, Üçel Ayakkabı Sahibi Rıfat Sarı bu yazımı yazarken Çarşamba gününe kadar arayanlar arasındaydı. Bana çoğu “Bugünler de geçer Başkan” diyorlar.
Sevgili Sümer Oral ve üstat Yavuz Donat’la da sık sık konuşuyorum. Başkentte neler olup bittiğini öğrenmeye çalışıyorum. Yazıyı yazarken iki üzücü olayla karşılaştım. Birincisi Kuşadası Davutlar Güzelçamlı’da benim gibi ev hapsinde olan Hasan Çoksöyler’den geldi. Bana “Çok üzgünüm. Biliyorum sen de üzüleceksin. Cengiz Erciyesli’yi kaybettik” dedi. Gerçekten öyle. Elektrik Mühendisi ANAP İl Başkanlığı yapan Manisa’nın köy ve kasabasına elektrik direklerini dikerek aydınlatan iyilik sever Cengiz Erciyesli’yi 77 yaşında İstanbul’da kaybettik. Hasan Çoksöyler’in ve benim çok yakın dostlarımızdandı. Hemen hemen geçmişteki güzel günlerde Cengiz Erciyesli Hasan Çoksöyler’in yazıhanesinde buluştur Haşim Ağar ve Ahmet Erken’in katılımı ile akşamları birlikte yemek yerdik. ANAP İl Başkanlığında Başkentte rahmetli Cengiz Erciyesli ile birlikte giderdik. Hasan Çoksöyler hiç yanımızdan ayrılmazdı. Hasan Geriter de haberi almış aradı “Cengiz Erciyesli iyi bir insandı. Faydası vardı zararı yoktu. Ara sıra kızdırırdım” dedi. Allah rahmet eylesin. Hasan Çoksöyler Çobanisa’da her gün hocalara Cengiz Erciyesli için dualar okutuyor. Mekanı cennet olsun.
Diğeri de Manisa spor camiasının yakından tanıdığı Tekin Tatlıcıoğlu. Tatlıcıoğlu’nun 74 yaşında hayata gözlerini yumduğunu öğrendim. Toprağı bol olsun. Manisa Futbol Kulübü Başkanı Mevlüt Aktan 19 Ekim’de Pendik maçı öncesi Manisa futboluna hizmetlerinden dolayı Tekin Tatlıcıoğlu’na teşekkür plaketi ve kulübün formasını hediye etmişti. Spor camiasının sevilen bir ismiydi Tekin Tatlıcıoğlu. Allah rahmet eylesin. Bu arada her gün arayanlardan Cihat Taysi de Manisa Belediye avukatlarından Elvan Başpınar’ın vefat ettiği haberini verdi. Elvan Başpınar için Büyükşehir Belediyesi önünde tören düzenlendi. Daha sonra cenazesi İzmir’de toprağa verildiğini bana söyledi. Yaşam böyle bir şey. Koronavirüsten korunmak için evde yaşamımızı sürdürürken zamanı gelenler aramızdan ayrılıyor. Bugüne kadar çok olaylara tanıklık ettim ve yaşadım. Ama böylesine bir durumla ilk defa karşılaşıyoruz. Koronavirüse karşı tedbirleri hastalığın seyrine göre aldık. Bundan sonra da alacağız gibi görünüyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, dünyayı saran bu virüsten ülkemizin en az hasarla kurtulması için ekibi ile büyük mücadele verdiği bir gerçek. Sağlık Bakanı Koca ülkemizin Avrupa’dan en az iki kat iyi olduğumuzu söylüyor ve diyor ki “Dünyada sağlık alt yapısı en güçlü ülkelerdeniz. AB ülkelerinden en az iki kat fazla solunum cihazımız var. Tedavi için gerekli ilaçtan bir milyon kutu getirip kullanmaya başladık. Ölüm vakalarının artış hızı düşmeye başladı.”
İnşallah Sayın Bakanım Fahrettin Koca sağlık ekibi ile bu beladan kısa sürede kurtuluruz. Anladığım kadarıyla siz ve bilim kurulunun bilgilendirmenizden bizler evlerinde daha bir süre kalmak zorunda olacağız. Belki ramazan bayramını güzel kutlarız. Bana göre Haziranın başına kadar evde günlerimiz geçecek. Bu Allah’ın emri gibi görünüyor.
Yazımın başlığı “Geçer bugünler de geçer ama nasıl geçer?” zor geçtiği bir gerçek, evde ne yapılır? Geçen hafta bugünkü yazımda spor yaptığımdan bahsettim. Yapmaya gayret ediyorum ama olmuyor. Televizyon izliyorum. Daha doğrusu izlemeye çalışıyorum. Kanallar felaket. Ne doğru dürüst bir program var. Digitürk’teki filmler de her gün aynı. Türk kanalında iyi filmler seyrediyorum. Ancak çok tekrar var. Sayın Bakanım Sümer Oral’ın dediği gibi rahmetli Kemal Sunal’ın filmlerini seyretmek bu zor günlerde keyif veriyor. Gazetelerimi muntazam okuyorum. Dün Sabah’ta Hıncal Uluç’un koronavirüsle ilgili köşe yazısının başlığı “En Büyük Tehlike, İçimizdeki Korku” doğru. Hıncal ustanın dünkü Sabah Gazetesindeki yazısını okumanızı tavsiye ediyorum.
Sağlıklı günler dileği ile...