Hafta sonu Sivasspor maçında futbolcular sahaya “Doğal olan normal doğumdur” yazılı bir pankartla çıktı. Evet, yanlış okumadınız.

Maç öncesi binlerce kişinin tribünlerde yerini aldığı, çoğunluğu erkeklerden oluşan bir kalabalığın önüne, kadınların nasıl doğurması gerektiğine dair bir mesaj bırakıldı.

Bir an için durdum ve kendi kendime sordum: Gerçekten mi? Bu kadar mı uzaklaştık birbirimizin alanlarına saygı duymaktan?

Düşünsenize; stadyumdasınız, tezahüratlar yükselmiş, heyecan dorukta, maç başlamak üzere…

Derken futbolcular çıkıyor ve ellerinde o pankart: “Doğal olan normal doğumdur.”

O an içimden geçen ilk şey şu oldu: “Bu pankart burada ne alaka?” Çünkü gerçekten çok alakasız!

Kadınların nasıl doğuracağına karar vermek, kimin haddine? Hele ki 11 futbolcunun ellerinde taşınan bir mesajla?

**

Bakın mesele şu… Doğum bir kadının hayatındaki en hassas, en kişisel, en güçlü anlardan biri. Ayrıca şu “normal doğum” tanımını bir kenara bırakalım. Doğumun normali, anormali olmaz. Vajinal doğum ve sezaryen vardır. Tıbbi gerekçelerle olur, kişisel tercihle olur. Ama nasıl olursa olsun bu kararı sadece doğuracak kişi verir. Bitti bu kadar!

Doğum üzerinden kadınlara ahkam kesmek, kadınlara bedeni hakkında mesaj taşıyıp direktif vermek…  Kimse kusura bakmasın ama bu ‘Ben bilirim’ ukalalığıdır!

Bu hiç kimsenin hakkı değil. Hele ki kadın bedeni hakkında hiçbir deneyimi olmayan, doğumun ne demek olduğunu bilmeyen bir grubun böyle bir mesajla kamuoyuna çıkması açıkçası komik bile değil. Ciddiyetsiz. Ve oldukça rahatsız edici!

Kadınlar zaten bu toplumda yeterince yük taşıyor. Kararlarını sürekli savunmak, bedenlerini korumak zorunda kalıyorlar. Sizce bir de futbol sahasında kendilerine nasıl doğuracaklarının söylenmesine mi ihtiyaçları var? Kadınlar gayet iyi biliyor ne yapacaklarını. Hem de sizden çok daha iyi.

**

Evet, futbol sahaları zaman zaman sosyal mesajlar için bir araç olabilir. Irkçılığa, şiddete, savaşa karşı verilen mesajlar, dayanışma çağrıları elbette çok kıymetli. Ama konu kadın bedeni olunca biraz frene basın! Orası bir kadının karar alanı. Öyle herkesin girip de hüküm vermeye çalışacağı bir yer değil.

Şunu artık anlamamız gerekiyor: Her doğum hikayesi farklıdır. Kimisi için korkutucudur kimisi ise güle oynaya doğuma girer. Ama hiçbiri ‘daha az kadın’ değildir.

Sezaryenle doğuran da annedir, vajinal doğum yapan da. Kimse bir diğerinin hikâyesini ‘normal’ ya da ‘anormal’ ilan edemez!

**

O yüzden o pankartın kendisiyle ilgili net bir şey söyleyebilirim: Anormal olan doğum biçimi değil, bu mesajın ta kendisi. Bilginiz yok bari fikriniz olmasın.

Maalesef bu düzende kadının bedeni hakkında konuşmak hep kadından önce geliyor. Çünkü bu düzende ‘erkekler’ için kadın sadece doğuran, büyüten ama asla karar verici değil.

Herkes kendi işine baksın… Nasıl bir doğum istediklerine bırakın da kadınlar karar versin!