Ramazan Bayramı, her yıl olduğu gibi bu yıl da kapımıza dayandı.
Ancak bu kez bayramın neşesi ve sevincinin arkasında derin bir hüzün, belirsizlik ve hayal kırıklığı var. Ekonomik sıkıntılar, artan işsizlik oranları, hayat pahalılığı ve geçim derdi, insanların bayramı kutlarken içlerinde bir eksiklik hissi yaratıyor.
Geçen yıl bayramda daha fazla umut vardı. Yılbaşı tatilinde işler daha iyiydi, insanlar geleceğe dair daha parlak düşüncelere sahipti.
Ama şimdi, en temel ihtiyaçları karşılamak bile bir hayal haline gelmişken, bayramın geleneksel neşesi bile bir tür "maskara" gibi görünüyor.
Sadece geleneksel "mutlu bayramlar" dilekleri değil, aynı zamanda "daha iyi olacağına dair umut" da giderek siliniyor.
İnsanlar, Ramazan boyunca iftar sofralarında bir araya gelip dua etseler de, bu dua bazen sadece geçici bir umut yaratıyor. Sonra, bayramın ilk gününde, faturasını ödeyemeyen, borçlarını biriktiren ya da çocuklarına bayram harçlığı veremeyen bir anne-baba var.
Bayram, evet bir kutlama olabilir ama içinde kırık dökük kalplerle geçen bir kutlama…
Birçok insan bu bayramda, sevdiklerinin yanına gidebilmek için ekonomik olarak zorlanıyor. Uzak şehirlerdeki akrabalarını ziyaret etmek, bayram harçlığı göndermek, sevdiklerine hediyeler almak, tüm bunlar gitgide zorlaşıyor.
Bayramın kendisi bile, sadece "gösteriş" haline gelmişken, pek çok kişi bir yanda bayramı kutlayamadan yalnızca hayatta kalmak için mücadele ediyor.
Fakat bu durum sadece ekonomik sıkıntılardan ibaret değil. İnsanlar arasındaki sosyal kopukluklar, belirsizlikler ve mutsuzluk, bayramları da sarmış durumda.
Bayram, bir araya gelme zamanıdır denir; ama bu yıl birçoğumuzun gerçekte “bir araya gelme” isteği bile kalmadı. Çünkü bazılarımız bayramı kutlamak istese de, temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek gücü kendinde bulamıyor.
Evet, Ramazan Bayramı'nın ruhu, hoşgörü ve paylaşım üzerinedir. Ancak bu yıl, daha fazla gözyaşı, daha fazla hüzün ve daha fazla kayıp var. Bu bayram, sadece tatlılar ve hediyelerle değil; aynı zamanda gerçekleri kabul etmekle geçiyor.
İnsanlar belki de bayramda, geçmişin yüklerini daha iyi anlayarak birbirlerine daha çok yardım etmeli. Yalnızca geçici umutlarla değil, kalıcı çözümlerle birbirimize destek olmalı.
Sonuçta, bu bayramda da aynı eski masalların peşinden koşmak yerine, daha gerçekçi bir bakış açısıyla ilerlemek gerekiyor.
Bazen bayramlar, sadece kutlamak için değil, eksiklikleri ve acıları kabullenmek için de bir fırsat olabilir!