Hayat bir yolculuk, ama çoğumuz bu yolculuğun nereye gittiğini bilemiyoruz. Zaten, gitmekten başka bir şey yapmıyoruz da.

Adımlarımızı atarken, bazen düştüğümüz oluyor, bazen de yolun sonunu görmek için sabırsızlanıyoruz.

Ama işin aslı şu ki, yolun sonu pek de önemli değil. Önemli olan, o yolu ne kadar derinlemesine yaşadığımız, ne kadar yol aldığımız ve yolda ne öğrendiğimiz.

Bazen hep aynı yerdeymişiz gibi hissediyoruz. Bir türlü istediğimiz noktaya ulaşamıyoruz. Çıkmak istediğimiz noktalar hep uzak, ama içinde bulunduğumuz nokta her zaman bir noktadır, her adımda bir şeyler öğreniyoruz.

Hayat dediğimiz şey, sanıldığının aksine bir varış noktası değil. Herkesin “hedef” dediği o şey, çoğu zaman bir yanılsamadan başka bir şey değil. Evet, hedefler var, ama hedefler bir son değil; bir yolculuğun parçası.

**

Ve bir de ev var… Ev, bazıları için bir anlam, bir güven kaynağı. Ama bazen ev dediğimiz şey, sıkışıp kalmamıza neden olabiliyor. Ev dediğimiz şey, bir arayış değil, çoğu zaman bir son gibi gelir. Halbuki ev dediğimiz şey, bir yerdir, bir anıdır, bir yolculukta bulunduğumuz o nokta.

Ama evi bulmak demek, yaşamı durdurmak demek değil. Yaşam, hareket etmektir. O yüzden bazen, o evin kapısını kapatıp dışarı çıkmak gerekebilir. Evi bulana kadar evin peşinden koşmak gerekebilir ama o peşinden koştuğumuz şey, yolculuğun kendisi olmalı.

Hayatımız boyunca o kadar çok yokuş çıkıyoruz ki, sonunda düz bir yola ulaşacağımızı bekliyoruz. Ama düz yol, aslında bizi nasıl değiştirdi ki? Engebeli yollarda daha çok şey öğreniyoruz. O yüzden belki de düz yola ulaşma hayalini biraz bırakıp, engebeli yolda nasıl daha güçlü olabileceğimize bakmamız gerekiyor.

**

Yokuşlar bizi biz yapar. Yokuşlar olmasa, kimse kaybolmaz. Kaybolmak aslında bulmak demektir; sadece bir yer bulmak değil, bir şeyler öğrenmek demektir.

Her birimiz farklı yollarda yürüyüp, farklı evlere ulaşmaya çalışıyoruz. Ama unutmayalım, yolculuk bitmez. Ev dediğimiz şey de, belki bir gün kaybolur. O yüzden, yola devam etmek, her zaman daha fazla keşfetmek demek. Ne kadar yol alırsak alalım, her yeni adım, bizi daha çok biz yapar.

Belki de zaman zaman, evimizi yakmalı ve izlemeliyiz. Çünkü evini yakan biri, geriye doğru yürürken bile, yeni bir yolda olduğunu hisseder.