Sevgili okurlar, kaç yaşında olursak olalım hepimizin içinde şüphesiz minik, sevimli ve eğlenceli bir çocuk var.

Hayat telaşı içinde başımıza istemediğimiz ve kontrolümüzde olmayan olaylarda dahi hayata tutunmamıza ve yine umutla hayata devam etmemize yardımcı olan o çocuksu tarafımız bizi biz yapan halimiz. Çocuksu tarafımızı kaybetmemek için duygularımızın arkasında durabiliyor olmamız çok anlamlı ve bir o kadar da gerekli.

Öteki taraftan yaşanmışlıklarımız, deneyim olarak hayatımıza eklenenler, ders aldığımız veya hala ders alamadığımız için benzerlerini yaşamaya devam ettiğimiz olaylar… Her ne kadar içimizde bir çocuk yaşasa da ve onu kaybetmemek için dirensek bile artık koskocaman insanlar olduk. Evet, koskocaman insanlar olduk ama, hala o çocuksu tarafımızdan dolayı bir türlü almaya cesaret edemediğimiz sorumluluklar yüzünden yaşadığımız kaos halleri bizden sevdiğimiz insanları, inandığımız değerleri ve ihtimalleri alıp götürüyor.

Belki bunların bununla ne alakası olduğunu sorguluyorsunuz. Hatta “Yaşadığım bunca kaosa ve o kaosun getirdiği tecrübeye rağmen içimde bir çocuğun olması kadar şahane bir şey olabilir mi?” diye sorabilirsiniz. Tabii ki başımızdan ne geçerse geçsin o güzel tarafımızı kaybetmeyişimiz ne kadar önemliyse, yaşadıklarımızın sorumluluğunu alıp artık o çocukluk dediğimiz şeyin arkasına saklanacak kadar büyüdüğümüzü kabul etmekte bir o kadar önemli. Bundan dolayı içimizdeki çocukla beraber sağlıklı yetişkin bireyler olmayı öğrenmemiz gerek.

Herkesin yaşının getirdiği sorumlulukları alması, olaylara olan bakış açısı ve davranışlarına dikkat etmesi ile içindeki o çocuğu yaşatmasının birbirinden bağımsız şeyler olduğunun farkında olması gerekiyor.

İçimizdeki çocuğu yaşatalım. Çünkü bu yanlarımız her zaman gelişime ve öğrenmeye açık olduğumuz yönlerimiz. İçimizdeki çocuk umut eder, hayata farklı yollardan bakmanın yolunu bir şekilde bulur. Ancak içimizdeki çocuğu yaşatırken, yetişkin bireyler olduğumuzun da farkına varmanın bilinci ile yaşatalım.

İçinizdeki çocuğa sımsıkı tutunun ve onu yitirmeyin. Ona tutunurken de yetişkin bireyler olduğumuzun farkına varalım.