Merhaba sevgili okurlar… Son günlerde gerçekleşen kötü olayları kaleme almak için yaşananları sindirmem gerekiyordu… Yani sindirmem gerekiyordu derken kendimde yazma gücü anca bulabildim.
Ülkemizde deprem, sel, yangın, asansör kazaları ve daha sayabileceğim kötü birçok olay yaşanıyor. Bu yaşananların hepsi ‘kader’ mi peki? Bu kadar insanın yaşamını yitirdiği yerde ölüm asla ‘kader’ değildir… Bu ihmaldir!
25 yaşındayım ve 25 yılda ülkede o kadar çok göz göre göre gelen facialar gördüm ki, artık şaşırma yetimi kaybettim. İhmallerin sonucunda insanlarımız ölüyor. Bu kadar felaket, yıkım yaşanırken bir arpa boyu yol alamadık.
**
6 Şubat depremlerinde binlerce insan öldü… İliç’teki maden sahasında toprak kayması sonucunda siyanürlü toprağın altında kalarak hayatını kaybeden madenciler bulunamadı. Aydın’da üniversite öğrencisi Zeren Ertaş, KYK yurdundaki asansör faciasında hayatını kaybetti… Suçlulara ödül gibi ceza verildi. Zeren hayatını kaybettikten sonra da KYK’larda asansör faciaları yaşanmaya devam etti. Derken…
Ülkenin en büyük 3. kenti olan İzmir’de sağanak yağmurda 2 kişi yolda yürürken elektrik akımına kapılıp feci şekilde can veriyor. Bir yağmur birikintisinin dahi ölüme neden olabildiği bir ülke haline geldik. Aynı yerde daha önce esnafı elektrik çarpmış, bir sokak köpeği elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetmiş ve defalarca şikâyet etmişler. İzmir’deki bir yerel gazete 5 sene önce manşetinde “Çözüm için illa biri mi ölmeli?” diyerek uyarmış. Evet, ne yazık ki burada bir şeylerin düzelmesi için insanımız yitip gitmeli. Kaçak kabloyu apar topar tamir ettiler. 2 can yok yere gitti. Bir de hiçbir kurumun sorumluluğu üstüne almayıp birbirlerine suç atmasına ne demeli? Tam anlamıyla fiyasko.
**
Tepki gösterdik, adalet aradık, siyasiler toplumun gazını almak için açıklamalar yaptı. Yaşadığımız her kötü olayın sıralaması aynen bu şekilde gerçekleşiyor.
Yaşadığımız her şey, insan hayatının ne denli ucuz hale geldiğini gösteriyor. Bizlerin hayatını ucuz görenlerin kendi hayatlarında her detayının titizlikle hesaplandığı yerde artık biz vatandaşlar olarak takkeyi önümüze koyup düşünmemiz gerek. 20 yılda geldiğimiz bu noktanın hala ‘kader’ olduğunu düşünmüyorsunuz herhalde?
Bir kere bile yaşanan felaketlerde “Evet, bu sorumluluğu üstleniyoruz. İhmallerde bizim de büyük payımız var.” denmesini göremeden ölüp gideceğiz. Tabii, ölümümüz nasıl olur inanın bilmiyorum. Çünkü hepimiz şans eseri yaşıyoruz.
Ayrıca yaşadığımız bunca felakete, yitip giden canlara rağmen sesimizi çıkarıp birleşmiyor olmamız normal mi? Gerçi, ‘insan hayatı’ söz konusu olduğunda hesap soracak yer bile bulamıyoruz. Herkes suçu birbirine atıyor.
İnsanlarımızı hayattan koparan, ihmalin sorumlusu kimlerse hesap verip en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Umarım yaşananlardan ders alınır. Çünkü düz yolda adım atmaya bile korktuğumuz ihmaller ülkesine dönüştük!