Uzun süredir gündemimizi meşgul eden bir konu, Manisa’da Çin Mahallesi kurulması.
BYD otomobil şirketinin ilimize yapacağı milyar dolarlık yatırımı nedeniyle 3 bin kişilik insan gücünü de beraberinde getireceğini açıklamasıyla, Laleli’de 5M Migros’un olduğu bölgede bir Çin Mahallesi oluşturulacağını dile getirdi, Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek.
Çok ciddi ve önemli bir yatırım. E haliyle de tüm imkanlar BYD’nin yollarına seriliyor; kendilerini memnun etmek, cazip imkanlar yaratmak şart. Konuyla ilgili hayli yazılıyor, çiziliyor. İnsan gücünün Çin’den gelecek olmasıyla ilgili eleştiri yapanlar da var, konuya espriyle yaklaşanlar da. Yetkililer ise sürekli yaptıkları açıklamalarla yatırımın öneminden, Manisa'ya getirisinden bahsediyor.
Tüm bunların içerisinde en çok konuşulan, Çin Mahallesi'nin oluşturulması. Gelen Çinliler, fabrikanın inşası sürecinde konteynerlerde barınacaklar, daha sonra Laleli’de altyapısı Çinlilere göre oluşturulacak mahalleye yerleşecekler.
Çok uzak bir ülkeden çok yabancı bir kültüre ev sahipliği yapacağız. Biz, her şeye uyum sağlayan kabullenen olduğumuz için bence çok çabuk adapte olacağız gibime geliyor. Asıl Çinliler düşünsün, Manisa’ya nasıl uyum sağlayacaklarını.
Hoş; ataerkil aile yapısı, misafirperverlik, mutfak kültürü, insan kalabalığı, trafik yoğunluğu konusunda benzeşiyoruz ama, Çin’de olduğu gibi telefon bağımlılarının güvenli şekilde yürümeleri için özel tahsis edilmiş yollarımız yok. Belki, ona vesile olurlar gelmeleriyle.
Çinliler hakkında gelmeden bilgi sahibi olmamız açısından bunları bilmekte fayda var. Bilelim ki, adaptasyon sürecine hazır olalım.
Çin kültüründe ay takvimi ve gregoryen takviminden dolayı yılda iki kez doğum günü kutlanıyor.
Kış gündönümü esnasında mantı yeniyor. Gündönümünde mantı yenmediği takdirde soğuk rüzgarların kulakları ısıracağına inanılıyor.
Hastalıkları önleyebileceğine ve iyileştireceğine inandıkları için suyu oldukça sıcak bir şekilde tüketiyorlar.
Kartvizitleri alırken de verirken de iki elleriyle tutuyorlar. Bu hareket saygı ve nezaketin göstergesi olarak tanımlanıyor.
Portakal, elma gibi meyveleri paylaşırlarken armutu asla paylaşmıyorlar. Çin kültürüne göre armudu bölme işlemi ayrılmak anlamına geliyor.
Yemek yemeyi seven Çin halkı, yemeği bir sosyal faaliyet ve sanat olarak kabul ediyor. Dünyanın en iyi mutfağı olarak tanımlanan Çin mutfağında genellikle doğal tarım ürünleri tercih ediliyor. Pirinçli, buharda pişen yemekler ve erişteler Çin’in meşhur yemek çeşitleri arasında yer alıyor.
Çin’in eğlence kültürünün de oldukça renkli ve büyüleyici olduğu görülüyor. Aslan dansı, ejderha dansı gibi dans türleri, Çin eğlencesinin en eski biçimlerini yansıtıyor. Renkli kumaştan yapılan kostümler, Çin’in eğlence kültürüne özel bir hava katıyor.
Kısacası, Çinlilerin gelişi maddi olarak çok büyük fayda sağlayabileceği gibi, hayatımıza da renk katacak gibi. Umarım, yapılan tüm hesaplar çarşıya uyar, Çinliler Manisa’ya hem bereket hem de renk getirir. Bekleyelim ve görelim.