Bir rahat bırakmadınız gülüşlerimizi… Saçımızı, başımızı, bacağımızı, mememizi bir rahat bırakamadınız.

İnsanlık ayıbı varlığınızla, kadının varlığı üzerine kurduğunuz hegemonik erkekliğiniz bir bitmedi, gitti.

Kökünüz kurusun ki bu dünyanın sonunu bu kafa yapısı getirecek.

Bir şey üzerine hegemonya kurmak ille siyasal, toplumsal, kültürel, kapitalist zorbalıkla olmuyor ki, işte böyle “erkeklik!” yapılarak da gayet güzel dünya yaşanmaz bir yer haline gelebiliyor. Ve bir insanın temel hak ve hürriyetlerini elinden almaya çalışmak, en ilkel, en sığ, en sapkın, en kabul edilemez düşünce biçimidir. Bir çeşit katliamdır bu, dünyanın her bir yerinde yaşayan her kadın için.

Erkekliğinize tüküreyim sizin ki İranlı Mahsa Amini’nin açıkta kalan saçları bugün olmasa bile bir gün mutlaka boğazınıza sarılacaktır!

Zorbalığa, baş kaldıran tüm kadınların onurlu mücadelesi, gururlu duruşu bir gün mutlaka sizi utandıracaktır!

Dilerim ki utanırsınız! Dilerim ki sistemsel olarak kurguladığınız bu dünya çok geç olmadan kurtulur her birinizden.

***

Daha ne yapalım! Daha ne olsun istiyorsunuz ki!

Dövüldük, sövüldük, hor görüldük ama vazgeçmedik ne gülüşlerimizden ne tıpkı sizin olduğu gibi bizim de ruhumuzun vücut bulduğu etimizin şeklinden.

Kurşunlara dizildik de İran protestolarının sembollerinden Hadis Necefi gibi ama yine de korkmadık saçımızın tek  bir telinden!

Kadın dediğin varlığın önünde eğileceksin bayım!

Doğurandır o! Bir çocuğu nasıl doğuruyorsa dayanılmaz sancılarla, işte yine öyle dünyayı da yeniden doğurabilir, yeni bir dünya kurabilir tüm sancısıyla.

Koruyandır o! Bir serçe ürkekliğinde kimi zaman ama küllerinden doğarak bir Anka kuşu gibi, yırtıcı ve sahiplenici de olabilir anaç duygularıyla.

Kadın dediğin; usul bir meltem gibi ama deprem gibi, sel gibi aynı zamanda.

***

Asya’da, Avrupa’da, Afrika’da… Kıtalar bile değişiyor ama kadının mazlum olduğu gerçeği asla değişmiyor.

İşte örnek! Asya’da; saçına, bacağına iliştirilen ahlak yargılarıyla öldürülüyor kadın… Namus diye diye, yazılı olmayan yasalarla cezalandırılıyor kadın.

Yazılı olmayan o kanunları yazanlar, uygulayanlar hep erkek!

Daha hiç görmedim! Sallaya sallaya gezen bir erkeğin, bir türlü kınına sokamadığı yerlerinin kesildiğini, daha hiç görmedim!

Ama çok gördüm, çok duydum; kendini bu sapkınlıktan koruyamayan kadını!

***

Saygı duymadığım ‘erkekliğinize!’ bir başkaldırıdır bu yazı! Her bir zerremle direniyorum. İranlı kadınlara özgürlük istiyorum. Bu haklı başkaldırıya, bu haklı direnişe ses veriyorum.

Bir yerlerden duyulmalı artık bu ses! İran’dan başlayıp dünyaya yayılmalı.

Anlamalı artık insan; küresel hastalıklar, susuzluk, gıda kıtlığı, doğanın katli, savaşlar, bireysel cinnetler… Öyle bir zamandan geçiyoruz ki böyle kıldan tüyden sebeplerle can yakacak lükste değiliz.

***

Ve dahası bayım! Saçımızla değil aklımızla baş etmeyi öğrenmelisiniz artık!