Finlandiya ve İsveç’in NATO’yla karmakarışık ilişkisi, Rusya’dan ibaret olduğunu düşünürsek, geçmişini ve geleceğini de rahatlıkla açıklayabiliriz.
Sovyet birliğinin yıkımına doğru, Rusların ekonomiye bakışı, merkez ve doğu Avrupa ülkelerinin Rusları tatmin etme istekleri ve kara günleri arkada bırakarak daha refah bir geleceğe adım atma umudu, bu ülkelerin NATO’ya çekingen ve mesafeli gözlerle bakmalarına sebep oldu.
“Sovyet birliğinden yeni kurtulduk, karıştırma işleri NATO” denebilir.
Ancak görüyoruz ki bu yaklaşım işe yaramadı. Rusları tatmin etmek yetmiyormuş. Söz vermek kolay fakat gelgelelim verilen sözlerin kaçı tutuluyor?
Şimdi de konu bize geldi, o kesmeyen bıçağa.
İsveç ve Finlandiya’nın korkusu, bize ekmek çıkaracak gibi duruyor. İş, ittifaklarımızın bizden destek istemesine geldiğinde karşılığında herhangi bir şey almadan hemen onay vermek sanırım bize doğru gelmedi. NATO’ya ihtiyaçları olduğu zamanda, hatta belki de bizim onlara ihtiyacımız olduğu dönemde İskandinav ülkelerini bundan geri tutmanın bedeli maddi olarak karşılanamayacak şekilde sonuç doğurması gayet olası.
SSCB’nin dağılmasının ardından yıllar geçti, Rusya değişti. Görünen o ki barışa pek umut kalmadı. Ve o verilen umut dolu vaatler yerine gelmeyecek.
Günün sonunda O kesmeyen bıçakta el değiştirirse, bizim derdimiz, bu sefer onların ekmeği olacak.