Ülkede son yıllarda adım adım ve sanki ‘bilinçli’ şekilde gerginlikler yükseliyor… Bu gidişin hiç hayra alamet olmadığını, bazı yazılarımda altını çize çize anlatmıştım. Ve bu gerginlik geçtiğimiz günlerde futbol camiasında patladı.

MKE Ankaragücü- Çaykur Rizespor arasında oynanan maç sonunda Türk futbol tarihine kara bir leke olarak geçen bir olay yaşandı.

MKE Ankaragücü eski başkanı Faruk Koca, maç sonunda hakem Halil Umut Meler’i yumrukladı. Meler’in yumruklandığı yetmezmiş gibi 2 kişi daha gelip yere düşen hakemi tekmeledi.

‘Pes’ gerçekten. Neyin öfkesi bu? Yaşanan bu insanlık dışı tablodan utanıyor ve kınıyorum!

Peki, bu saldırıyı lanetlemek yetiyor mu? Yetmiyor…

Evde, sokakta, okulda, statta, hastanede, toplu taşıma araçlarında… Yani mekân fark etmiyor aslında, şiddet bir şekilde gelip sizi buluyor. Kadını, öğretmeni, doktoru, öğretmeni, öğrenciyi vs. dövmek şeklinde kendini gösteriyor.

Şimdi kimse oturup dizlerini dövmesin. Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere bıraktığı ‘çağdaş millet’ emanetini bitirdiğimiz noktadayız. Bu sürece hepimizin katkısı var. Gerilimi, öfkeyi, şiddetin her türlüsünü biz doğurduk. Bizi bu noktaya getirmek isteyenlerin arkasında durduk. Herkes birbirine düşman ve kimsenin birbirine tahammülü yok. Bu yüzden şiddet, ülkede sistematik şekilde üretilen öfkenin bir halkası haline gelmiş durumda.

İnsanlar adeta akıl tutulması yaşıyor!

Bu insanlık dışı tablodan nasıl kurtulacağız? Hiçbir fikrim yok. Ancak gözlemlediğim kadarıyla bu cinnet haliyle daha mücadele edeceğiz gibi gözüküyor.

Bu gidişata dur demek lazım ama… Kim diyecek?