Yaz sezonunu Foça’da açmıştım. Yaza Foça’da merhaba demiştim. Geçtiğimiz haftada Ildır’a giderek Çeşme’nin havasını koklayayım dedim. Cumartesi günü oğlum Gökhan ile çıktık yola. Çeşme’ye gidiş yolu dolu. Çeşme otoyolu gıdım gıdım ilerliyor. Benzin olmuş 30 TL. Ama yollar tıka basa dolu. Gel de anlat bana ülkede ekonomik kriz olduğunu.

Neyse Çeşme otoyoluna şöyle bir baktım. Maziyi hatırladım.  Çeşme otoyolu özellikle İzmir ve Manisalılar için ulaşım yönünden kurtarıcı oldu. Eskiden Tepe Kahve üzerinden giden dar yolda saatlerce yol alıyordunuz, öyle dardı ki yollar, bazı yerlerde iki araç yan yana geçemiyor, birisi yolun başında diğerinin geçmesini bekliyordu. Ve her yıl hatalı sollamalardan yaz sezonu maalesef en az 50 kişinin ölümüne yol açıyordu. Allah razı olsun Turgut Özal Hükümeti zamanında o devirdeki Belediye Başkanı Nuri Ertan'ın da çabalarıyla otoyol gerçekleştirildi. Ölümler hemen hemen sıfıra indi. Geldiğimiz noktada pazar geceleri otoyol bile tıkanıyor. Ya eskisi gibi kalsaydı, düşünmek bile istemiyorum.

İzmir Çeşme otoyolunu Turgut Özal yaparken "Sonu denizde biten çıkmaz sokak gibi otoyol mu olur? Ekonomik olmayan bir yol için dünyanın parası harcandı" denmişti. "Bu otoyol İzmir-Çeşme arası gidiş gelişi kolaylaştırdı. Şimdi İzmirli iş adamları yaz aylarında vakitlerinin çoğunu Çeşme'de geçirecek, bu da ekonomiyi olumsuz etkileyecek" diye muhalefet edilmişti. Gülmeyin… Aynen yaşadık bunları.

30-40 sene önce muhalefet neyse geldiğimiz noktada hala aynılar. Yapılan projeye ne olursa olsun karşı bir duruş sergiliyorlar. Neyse bu hatıraları oğlum Gökhan’a anlata anlata yolu bitirdik. Ben Ildır’a geçmeden önce dünürüm Rüştü’nün yazlığına uğradım. Torun Ertuğrul neredeyse bütün yazı Çeşme’de geçiriyor. Birlikte bir çay içip torun Ertuğrul’u gördükten sonra ben Ildır’a geçtim. Akşam Günkent sitesinin restoranında oturdum. Bizim sitede CHP’li görüş çoğunlukta. Battık, bittik edebiyatı ile yazlık komşularımın ekonomiden yaptıkları şikayetleri dinledim. Sonra dedim; ‘Ben Cumartesi gündüz vakti Çeşme otoyolunda trafiğe takıldım hangi krizden bahsediyorsunuz siz?’ Biraz tepki alsam da bildiğimi söylemekten vazgeçmedim. Ertesi günde Mert Gönül’ün işlettiği Rooms otele gittim. Her taraf cıvıl cıvıl. Plajlar dolu. Orada Cem Akçura’yı gördüm. Anemon otellerinin ileriki günlerde açacağı yeni otellerin müjdesini aldım. Keyfim iki kat daha arttı. Anemon otelleri Manisa’mızın bir markası. Bu marka ile her geçen gurur duymaya devam ediyoruz. Anemon otelleri her geçen büyümeye devam ediyor. Ülkemizin parlayan yıldızı diyebiliriz. Cem’le baya keyifli sohbet ettik. Turizm açısından ülkede ne oluyor nereye bitiyor bu bilgileri Cem Akçura’dan öğrendim.

Cumartesi akşamı da oğlum Gökhan ve Gelinim Gözde arkadaşları Özlem ve Melih ile Alaçatı’ya gitmişler. ‘Nasıldı’ diye sordum? ‘Adım atılacak yer yok’ dedi. Başta oğlum olmak üzere herkes ekonomiden şikayetçi. Ama maşallah Evliya Çelebi misali geziyor herkes. Ben de bu arabalar su yakıyor herhalde diyorum onlara.

Dediğim gibi Çeşme cıvıl cıvıl. Burada ekonomik kriz falan yok. Bir Kumru’ya 50 TL, bir ayrana 20 TL veren bir toplum var. Fiyatlar ateş pahası. Orada hemfikirim ama bu mekanlar her geçen gün hınca hınç doluyorsa demek ki para var. Bu hafta Çeşme’de vaktimi geçireceğim. Çeşme’nin havası bana iyi geldi.

MESLEK BÜYÜKLERİMLE BULUŞTUM

Deniz, kum, güneş, eğlence, lüks ve kalite Çeşme Alaçatı denince akla gelen hayal kurulan çok şeyin olduğu tatil beldesi. Manisa sıcağından bunalan bendeniz geçen hafta Çeşme Ildır’daki yazlığa tek başıma kapak attım. Biraz gezdim. Denize girme adetim olmadığı için bol bol gazete okudum. Ve gazetecilik mesleğine 1968’de Yeni Asır’da başladığım çömez yıllarımda tanıdığım meslek büyüklerim Levent Bimen ve Önder Özçorlu ile yıllar sonra Çeşme Ildır’daki Günkent Sitesinin kale plajında bir araya geldim. Levent Bimen ile Yeni Asır ve Hürriyet’te beraber çalıştık. Önder Özçorlu ise Milliyet’in İzmir bürosunda görev yapıyordu. 50 yıl öncesinden bahsediyorum. Yeni Asır’ın Yeni Asır olduğu tirajının Ege Bölgesinde 100 bin olduğu yıllar. Gazetecilik mesleğinin dördüncü güç olduğu yıllar. Levent Bimen Çeşme Ildır’da denize karşı yazlığında yıllardır 80 yaşına dayanmış genç bir delikanlı misali yaşamını sürdürüyor. Milliyetten Önder Özçorlu da Ildır’a yakın bir yerde oturması bizim sitenin su tesisat işlerine bakan Gürbüz’den öğrenince meslek büyüklerim Levent Bimen ve Önder Özçorlu’yu yazlığıma davet ettim. Birlikte 50 yıl öncesinin anılarına döndük. Önder Özçorlu Nejat Baba’yı sordu “Sizlere ömür” dedim. Levent Bimen Şemsettin Evran’ı sordu. “Onu da kaybettik’ dedim. Sonra ben o yıllardan kesitler anlattım. Levent Bimen Hürriyet’teki yıllarımızdaki anıları nasıl bir gazetecilik yapıldığından bahsetti. Mümin Özkasap’ın, Aydın Besen’in kulaklarını çınlattık. Güzel bir gün geçirdik Levent Bimen ve Önder Özçorlu ile dostlarla yenen yemek ömürden sayılmaz diyerek.