Sağlıklı bir beden ve ruha sahip uzun bir hayat sürmek hepimizin hayalidir. Beden için gösterilmek istenen dikkat son yıllarda akıl ve ruh sağlığı için de istenmeye başlandı.
Bilim insanları uzun ve sağlıklı yaşayan insanları çoktan araştırmaya başladı. En son araştırmalarda bu insanların yaşamlarına ulaşılabilir hedef koymuş oldukları ve her gün bu hedefi yerine getirmek için zevkle yataktan kalktıkları ortaya çıktı. Böyle insanların işlerini iyi yapabilmek için hem yemeklerine, hem uykularına, hem hareketlerine hem de insan ilişkilerine dikkat ettikleri araştırmalarda geçiyor.
Bu insanın aklına bir soru getiriyor. O halde ben ne için yaşamalıyım? Nasıl bir amacım olmalı ki kendime bunun için iyi bakmalıyım? Gerçekten zor bir sorudur bu. İnsanlara sunulan o kadar çok seçenek var ki birine başlayıp diğerini bırakıp duruyoruz. Bazen hobi olarak değil iş için, eş için bile geçerlidir bu durum. Sürekli değişik arayışlar, fırsatları kaçırmamıza sebep olabiliyor.
Sohbet sırasında bir eğitimciden şunu duymuştum: "Herkese ilham gelir. Ama kulakların sağır, gözlerin görmüyorsa ya da gördün harekete geçmiyorsan o şans başkasına geçer. Sonra istediğin şeyi başkasının yaptığını duyar dövünürsün."
Doyumsuzluğumuzu besleyen teknoloji ve sosyal medya gün gelir çıkmaz bir kuyu olur. Odaklanmamız gereken konuları ertelediğimizi ya da sürekli elimizdekini bırakıp başka işlere yöneldiğimizi fark ettiğimizde iş işten geçmiş olabilir. Şimdi bir düşün, neleri bırakıp sosyal medyada zaman geçiriyorsun? Neleri erteliyorsun? Bir bakıyorsun zaman çabucak geçmiş ve o gün yapmak istediğin bazı şeyleri ertelemişsin. O halde yapılacak en iyi şey sosyal medyadaki seçeneklerde kaybolmak yerine tekrar kalbimiz ile bağlantıya geçip onu dinlemektir. Bazen hemen duymayabilirsin. En son onu dinlediğinden beri çok uzun zaman geçmiş olabilir. Ama sabırlı olup seninle konuşacağı zamanı beklemelisin. Ne istediğini, ne sevdiğini, neye özeneceğini, kalbinden başka kim bilebilir?
Sağlıklı yaşamak istiyorsak uyanalım. Kalbimizin sesini fark edip aklımızla plan yapalım. Karşımıza çıkan fırsatları fark edip hayata geçirelim, artık kaçırmayalım. Bizi yataktan kaldıracak heyecanı bulduğumuzda bundan daha güzeli ne olabilir ki?