Yüksek sıcaklıklarla başımız dertte. Sıcaklık değerlerinin ortalamanın altında ya da üstünde seyretmesi hepimizi oldukça fazla etkilemekte. En çok da dışarıda, sıcak altında çalışması gerekenleri etkiliyor.
Belli saatler dışında mümkünse dışarı çıkmamaya dikkat etmeliyiz. Özellikle yaşlılar, çocuklar, kronik rahatsızlığı olan kişiler…
Güneş ışınlarıyla beynimizin seratonin salgılaması doğru orantılı… Ne kadar çok güneş, o kadar çok mutluluk ama bu aralar fazlasıyla maruz kaldığımız için doz aşımına uğradık sanırım. Evet, sıcak hava halsizlik, ateş basması, tansiyon gibi sağlık sıkıntılarına davetiye çıkarıyor. Uykumuzu alamıyoruz, sinirli, gergin, tahammülsüz oluyoruz.
Yaz mevsimi gereği sıvı tüketimine dikkat etmeliyiz. Aşırı terleme vücudumuzun elektroliz dengesini bozabiliyor. Bunun önüne geçebilmek için gerekli takviyeleri yapmalıyız.
Ayrıca şöyle bir durum da var… Sıcaklık yükseldikçe insanlar daha fazla agresif davranışlar sergilemekte, tahammül gücümüz düşmekte, insan ilişkilerimizi de fazlasıyla etkilemektedir.
Nemin artması ise insanların daha yorgun ve asabi olmasına sebebiyet verebiliyor.
Zihinsel olarak daha yorgunuz, halsizlik, dikkat eksikliği, stres, kalp çarpıntısı, ateş basması, karamsarlık gibi hem ruh hem de beden sağlığımıza olumsuz etkileri olabiliyor aşırı sıcakların.
Bol bol su içerek olabildiğince güneşten kaçarak, kendimiz korumalıyız.
Başta da dediğimiz gibi bu sıcakta güneşin altında çalışanlarımızın Allah yardımcısı olsun. Tarımda, inşaatta, temizlik görevlisi olarak çalışanlar ilk aklıma gelenler.
Konu dönüp dolaşıp doğanın dengesinin bozulmasına geliyor farkındayım. Ama bunu vurgulamaktan da asla vazgeçmeyeceğim.
Ne yazlarımız yaz, ne kışlarımız kış artık… Bir şeyler hep ters, hep eksik…
Sonuç olarak biz ne yazsak eksik kalacak…
Sağlıcakla…