Ramazan ayı, İslam dininin en kutsal aylarından biri olarak kabul edilir ve Müslümanlar için büyük bir manevi öneme sahiptir.

Hicri takvime göre dokuzuncu ay olan Ramazan, Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı ay olarak da bilinir. Bu nedenle, ibadetlerin ve hayır işlerinin arttığı, manevi bir arınma sürecinin yaşandığı bir dönemdir.

Geçtiğimiz Cuma gecesini cumartesiye bağlayan gece ilk sahurumuzu yaparak oruca ‘Merhaba’ dedik… Allah, herkesin yaptığı ibadetleri kabul etsin.

Hepimizin bildiği üzere Ramazan ayının en belirgin ibadeti, Müslümanların gün doğumundan gün batımına kadar süren oruç tutmalarıdır. Oruç, yalnızca aç kalmak anlamına gelmez; aynı zamanda sabır, şükür ve irade eğitimi sağlar. Fiziksel faydalarının yanı sıra ruhsal olarak da bireyin kendini disipline etmesine yardımcı olur. Açlık ve susuzluk hissi, kişinin nimetlerin değerini anlamasına ve yardımlaşma duygusunu güçlendirmesine vesile olur.

Ramazan ayı boyunca Müslümanlar, ibadetlerini artırarak maneviyatlarını güçlendirmeye çalışırlar. Teravih namazları, mukabeleler, dualar ve zikirler bu ayda yoğun şekilde yerine getirilir. Aynı zamanda bu ayda yapılan ibadetlerin sevabının kat kat fazla olduğuna inanılır. Kadir Gecesi de bu ayın içinde yer almakta olup, Kur’an’ın indirildiği gece olarak büyük bir önem taşır.

Ramazan, aynı zamanda sosyal dayanışmanın ve yardımlaşmanın zirveye ulaştığı bir dönemdir. İftar sofraları, aile bireylerini, dostları ve komşuları bir araya getirirken, ihtiyaç sahipleri için düzenlenen iftar programları toplumsal dayanışmayı artırır. Fitre ve zekât gibi yardımlar da bu dönemde daha fazla verilir ve toplumda yardımlaşma ruhu pekiştirilir.

Ramazan ayının sonunda, oruç ibadetinin tamamlanmasının ardından Ramazan Bayramı kutlanır. Bayram, sevgi ve hoşgörünün ön planda olduğu, insanların birbirleriyle kucaklaştığı özel bir gündür. Küslüklerin sona erdirildiği, büyüklerin ziyaret edildiği ve çocukların sevindirildiği bir dönemdir.

Hepimiz sağlıklı bir şekilde bayrama ulaşalım inşallah… Kalın sağlıcakla…