Manisa’da dün belki de son dönemlerin en heyecanlı günlerinden biri yaşandı…
Bu heyecanın sebebi bir bayram, bir siyasi gelişme, bir ekonomik durum değildi elbette. Kar yağdı. Evet evet, kar yağdı.
Kent merkezine en son hatırladığım kadarıyla 2011 yılında kar yağmıştı, hatta birkaç gün de kalmıştı yerde.
Ancak o tarihten sonra bir ya da iki defa yağdı. Onlar da daha yere düşmeden eridi desek yalan olmaz.
Gelelim düne… Dün belki ondan öncekiler kadar da yağmadı ancak görüntülere yansıyanlar gülümsetti.
Eline telefonu alan sokağa çıktı, çocuklar okullarda kar yağışı ile eğlendi.
Ha, yine yerde kar falan birikmedi, umutlar başka günlere, başka kışlara kaldı.
Ancak benim izlenimlerim, Manisalılar kar yağışını o kadar özlemiş ki…
Gökten düşen her kar tanesi heyecanı artırdı sanki, umutları da artırdı tabii, belki yerde birikir diye.
Ancak Manisa’nın iklim şartları, küresel ısınmanın günden güne kendini hissettirmesi, makus talihimiz ne dersek diyelim adına, umutlarımızı söndürdü.
Yağan 15 dakikalık kar, kentin havasını bir anda değiştirdi. Bir de yerde birikseydi de insanlar o kartopu oynamanın tadını, kardan adam yapmanın hazzını, soğuğa rağmen kendini dışarı atmanın mutluluğunu yaşayabilseydi, ekonomik sıkıntılar, gündelik hayatın dertleri, bir anlığına da olsa unutulabilirdi.
Ne diyelim, rabbim Manisalılarında gönlüne göre versin inşallah. Henüz kış bitmedi belki ihtimal vardır diyelim.
İlçelerde ise durum daha farklıydı. Bazı ilçeler beyaz örtüye büründü, Spil Dağı’nda her yer bembeyaz oldu.
Oralar bizlerden daha şanslıydı vesselam…