Bir durumun, düşüncenin, bir hareketin veya tavrın karşıdaki insan tarafından farklı şekilde algılanmasıdır yanlış anlaşılmak. İnsan ilişkilerinde sıkça yaşadığımız, biraz can sıkıcı bir durumdur. Anlatmak istediğimiz, karşımızdaki tarafından daha farklı algılanır ve sonuç olarak yanlış anlaşılma ortaya çıkar. İletişim çağında olmamıza rağmen bu tür durumlar sıkça ortaya çıkabilir.
Özellikle sanal ortamda insanların yüz ifadelerini göremediğimiz, ses tonlarını anlamadığımız için mesajlar çok farklı algılanabiliyor. Konu çok farklı boyutlara taşınabiliyor. Söylemek istediğimiz o değildir belki ama bir bakmışız bahsettiğimiz şeyden çok farklı anlamlar çıkartılmış olabiliyor.
Hepimizin başına sıkça geliyordur bu durum. İster yüz yüze iletişimlerimizde, ister yazışma şeklimizde ister konuşmalarımızda yaşıyoruzdur muhakkak.
İnsan ilişkilerinde iletişimin sağlıklı olması için önemli olan bizim anlatmak istediğimizi karşı tarafın doğru anlayıp anlamadığı ve karşımızdakini de bizim doğru anlamamızdır. Bazen kavgalarımız, çatışmalarımız, küskünlüklerimizdeki sorun anlaşılmamak, anlamamak değil, yanlış anlamak ve anlaşılmaktır.
İki taraf için de sıkıcı bir durumdur. İletişimlerimizin daha sağlıklı olması adına söylemek istediklerimizi daha samimi, daha açık sözlerle ifade etmek yararımıza olacaktır. Yanlış anlaşılma olayı tek taraflı değildir. Kendimiz sorundan soyutlamadan önce, karşı tarafı suçlamadan önce anlatmak istediğimizi açık bir dille ifade ettim mi? Yanlış anlaşılmaya sebep olacak şekilde mi kendimiz ifade ettim diye kendimizi gözden geçirmeliyiz. Anlatmak istediğimiz imalı bir şekilde mi anlattım, yoksa anlamayan biz miyiz diye sormalıyız kendimize. Sorunların çözümü için bu tarz soruları kendimize sormamız gerekebilir.
Evet, diyelim kendimizi çok güzel bir şekilde ifade ettiğimizden eminiz… İşte burada diğer husus ortaya çıkıyor; iyi dinlemek. Biz kendimizi anlaşılır bir şekilde ifade ettik ama karşı taraf bizi dinlemediyse işte bu noktada yanlış anlama, yanlış anlaşılma kaçınılmaz oluyor. Ne yapabiliriz? İfade şekline beden dili katarak daha iyi dinlemesini sağlayabiliriz.
Uygun zaman ve yerde kendimizi ifade etmeyi deneyebiliriz. Açıklık insan ilişkilerinde ayrı bir öneme sahiptir. İmalı bir şekilde anlatırsak anlatmak istediklerimizi, karşı taraf bunları kendi algı dünyasına göre yorumlayabiliyor.
İnsanlar kendilerini ifade edecek sözel iletişim yeteneğine sahip olmazsa tepkisini sağlıksız bir şekilde yapar. Anladığını ya da anlamadığını karşı tarafla paylaşmak yerine onu bir dedikoduya ya da şikayete dönüştürür. Çünkü bildiği ya da bilmediğiyle yüzleşebilmesi için kendi bilgisine ve algısına güvenmesi gerekir. Gerekli bir donanımı yoksa kendince böyle bir savunma sistemi geliştirebilir.
Kelime dünyası ne denli geniş ise algısı da bir hayli geniş olur. Eğer karşı tarafın kavram dünyası darsa, sizin de genişse anlaması çok da kolay olmayabilir. ‘Dilimizin sınırları, dünyamızın sınırlarıdır’ der Ludwig Wittgenstein.
Kullandığımız sözcükleri hangi bağlamda kullandığımız da çok önemlidir. Türkçede hepimizin bildiği gibi sözcüklerin tek anlamı yoktur. Bunlar da bir yerde yanlış anlaşılmaya mahal bırakabilir.
Modern çağda yaşıyoruz lakin insanların iletişimleri ne denli sağlıklı, bu tartışılır. İletişim için birçok cihazımız olsa bile yeri geliyor, selamlaşmaktan, hal hatır sormaktan aciz hale geliyoruz. Şöyle bir durum da var; değer verdiğimiz kişileri daha fazla anlamaya çalışıyoruz ama değer vermediklerimizi ise yanlış anlama meylindeyiz.
Yanlış anlaşılmak veya kendimizi doğru şekilde anlatamamak önemli bir özgüvensizlik kaynağı. Yanlış anlaşılmamak adına iletişim kurmaktan kaçınma eğilimi gösterenler bile var. İnsan olmamızın en önemli vasfı olan konuşmak, iletişim güzel şeyler.
Yanlış anladıklarımızı veya yanlış anlaşıldığımızda bazı durumlarda ötekileştirilebiliyoruz. Sürekli söylediklerimizin altında farklı bir şeyler aramak, farklı anlamlara çekilmesi hem bize kendimizi kötü hissettirir, hem de bir süre sonra o kişilerle iletişim kurmak istemeyiz. Bu da iletişimimizin kesilmesine sebebiyet verebilir.
Daha sağlıklı iletişimler kurabildiğimiz, yanlış anlamadığımız, yanlış anlaşılmadığımız günlere… Bu günlük bu kadar, hoşça kalın…