60 yıl önce 11 yaşında Manisa’nın Karaoğlanlı kasabasında babam Cevdet Aytaç öğretmen iken Mayıs ayında radyodan Albay Alparslan Türkeş’in davudi sesinden ülke yönetimine Türk Silahlı Kuvvetlerinin el koyduğunu öğreniyordum. İktidarı elinden alınan Demokrat Parti’nin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, Bakanlar, Milletvekilleri evlerinden toplanarak yargılanmak üzere Yassıada’ya götürülüyordu. İhtilale üzülen Demokrat Parti sempatizanları varken ihtilali sevinçle karşılayanlar da vardı. Rahmetli annededem Mehmet Yeşilyurt, Demokrat Parti’ye gönül vermiş biriydi. İhtilalden sonra İzmir Menemen-Ulucak’tan gizlice bize sığındığı günleri hatırlıyorum. Her gece Yassıada duruşmalarını veren radyonun başından ayrılmaz rahmetli Adnan Menderes hayranıydı. İhtilalin kurduğu Yassıada mahkemelerinde Adnan Menderes ve arkadaşlarını idama götüren kararlar çıktı. İdamları yıllarca milletin kalbinde yara olarak yer aldı.
27 Mayıs 1960 darbesinin demokrasimize getirdiği ayıp ittifakın bin sonucu olduğu görüşünde Mehmet Barlas. Tabii 27 Mayıs ihtilali demokrasi tarihine bir leke olarak geçerken ardından 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerinin ülkemizde yaşanmasının yolunu açtı. Kısaca 27 mayıs 1960 askeri darbe diğer darbelerin anası ve babasıdır. İhtilalden sonra Karaoğlanlı’dan Manisa’ya geldik. Şehitler Ortaokulu’nda okuyorum. Bir hocamız kompozisyon dersinde 27 Mayıs’ın faydalarını yazın diye ders verdi. Rahmetli dedem Mehmet Yeşilyurt’un tek erkek torunu ben olduğum için bana çok özen gösterir. Demokrat Parti’nin ülkeye büyük hizmetleri olduğunu bana anlatırdı. Ben de dedemin etkisi ile hocamızın 27 Mayıs’ın faydalarını yazın diye verdiği derste ne yaptım kalemi kağıdı elime aldım. 27 Mayıs 1960 darbesinin kötülüklerini yazdım. Hocam ödevleri okurken benim yazdıklarıma inanamayarak soluğu okul müdürünün yanında almış. İhtilalin ayak izlerinin hakim olduğu yıllar. Apar topar öğretmen babam okula çağırılıyor. Görüşmeler, görüşmeler. Bir kağıda yazılan bir metin bana babamın nezaretinde imzaladığımı hatırlıyorum. Bu dersten ikmale bırakıldığımı hiç unutmuyorum. Soluğu İzmir Menemen Ulucak köyünde annededem Mehmet Yeşilyurt’un yanında aldım. Durumu anlattım. Rahmetli dedem bir keyiflendi. Eylül ayıydı. Bir çuval kuru üzüm sattı. Beni kahyası ile İzmir Fuarına gezmeye göndermişti. Ertesi gün de köyün kunduracısına götürüp bana ısmarlama ayakkabı siparişi vermişti. O ayakkabımı özel günlerde giyerdim. Hey gidi günler hey.
Gazetecilik yıllarımda 12 Mart 1971 muhtırasını 12 Eylül 1980 darbelerini yaşadım. 28 Şubatları ve son darbe teşebbüsüne de tanık olmuş birisi olarak yaşadıklarımızdan ders alarak demokrasimize sahip çıkmalıyız.
Cumhuriyet tarihinin en karanlık dönemlerinin yaşandığı Yassıada; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve davetlilerin katıldığı törenle Demokrasi ve Özgürlük Adası oldu. Açılış törenine katılanlar arasında yer alan Türkiye Barolar Birliği Başkan Metin Feyzioğlu “O dönem burada kurulan bir çadır tiyatrosu ve önceden verilmiş kararların yüze okunmasıydı. Tutanaklardan burada yaşanan mahkeme değil soytarılık olduğu görülüyor. Adı mahkeme olan bir tiyatro kurulmuş. Mahkeme başkanının her sorusu “Biz sizi mahkum edeceğiz ama yine siz konuşun” der gibi. Bu yargılama değil hem siyaseten hem yargısal bir kara lekedir” diyor. Adanın bugünkü hale gelmesinin görevi Odalar ve Borsalar Birliği’ne verilmişti. Başkan Rıfat Hisarcıklıoğlu ve yönetimi Yassıada’yı Demokrasi ve Özgürlük Adasına dönüşmesini sağlamış. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da kendilerine açılış konuşmasında teşekkür etti. Adanın karanlık geçmişini yeni nesillere ve dünyaya anlatılması amacı ile darbe yargılamalarına sahne alan spor salonu 27 Mayıs Müzesine dönüştürüldü. Beş yıl süren çalışmalarla Yassıada baştan aşağı yenilendi. Müze, kütüphane, konferans salonu, demokrasi feneri gibi birçok simge yapıyla yeni bir görünüme dönüştürüldü. 40 bine yakın ağaç ve bitki dikildi. Günübirlik ziyaretlere açık olacak adaya İstanbul’un birçok noktasından düzenli tekne seferleri yapılacak. Adada uluslararası alanda üst düzey katılımcıların misafir edileceği dikkate alınarak 123 odalı kongre oteli, her türlü toplantıya ev sahipliği yapabilecek 500 kişilik kongre merkezinin yanı sıra cami, anıt ve meydanlar da inşa edildi. Özgürlük ve Demokrasi Adası hayırlı olsun diyelim.